Eskiden olsa, “İstanbul’u alan Türkiye’yi de alır” derdik. Birçok denklem, zamanla yerini başka argümanlara bırakıyor. CHP İstanbul’u aldığı halde Türkiye’yi alamadı.

Üstelik İstanbul’u sadece yalnız başına değil ittifakla almıştı. Hem Ak Parti’nin yanlış adayda ısrar etmesi ve hem de yanlış ve yersiz müdahaleler nedeniyle, seçmen tercihini İmamoğlu’ndan yana yaptı.

İmamoğlu 2019 yerel seçimlerinde, 17 bin farkla kazandı. Seçim tekrar edilince, aradaki farkı 807 bine çıkardı. Çünkü bu millet öteden beri mağdur olana destek verir. Recep Tayyip Erdoğan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı iken, şiir okuduğu gerekçesiyle görevinden azledilmiş ve hapse atılmıştı. Zindan hayatı; Recep Tayyip Erdoğan’a iktidar kapısı ve başarılı da olduğu için Cumhurbaşkanlığı kapısını açtı. Milletin reise vermiş olduğu destek 22 yıldır sürüyor.

Tencere teorisi bile Erdoğan’a işlemez oldu. Son genel seçimlerde büyük bir pahalılık ve kriz vardı. Buna rağmen AK Parti bir kez daha kazandı. Seçim sonrası muhalefet cephesinin dağınıklığı devam ediyor. Hâlâ kendilerine gelebilmiş değiller.

Türkiye’de bundan böyle anketler ve araştırmalara da pek güvenilmez. 14 Mayıs 2023 seçimlerinde CHP’yi hep önde gösteren anket şirketleri, aslında toplumda bir algı oluşturmak istediler. Onlar zannediyordu ki kararsız seçmen muhalefeti tercih eder ve böylece AK Parti kaybeder. Ama seçmen 6’lı masanın dağınıklığını ve istikrarsızlığını gördü ve son anda tercihini yine Erdoğan’dan yana kullandı. Şimdi bir kısım sol tandanslı yazar ve düşünce adamları, 2024 yerel seçimlerinde AK Parti İstanbul’u alabilir mi? diye soruyorlar. Bu düşünce; CHP ve muhalefete faydadan ziyade zarar getirir. Oysa ki sorunun doğru ifadesi şöyle olmalıdır: CHP İstanbul’u yeniden kazanabilir mi? Çünkü muhalefete seçim kazandıran 2019’daki şartların ve koşulsuz desteklerin hiçbirisi 2024 seçimlerinde olmayacak. Yani 2019’da büyükşehirleri CHP’ye kazandıran ittifakın temsilcileri artık CHP’nin yanında olmadıkları gibi, şimdi birbirlerine savaş açmış durumdalar.

Dahası, İmamoğlu belediye başkanlığı dönemi boyunca metropol şehri kalkındırmak ve hizmet etmekten ziyade CHP’nin genel başkanı gibi sürekli siyasetle meşgul olarak İstanbul’u ihmal etti. Genel siyasetten yerel siyasete hiç vakit ayıramaması nedeniyle, İstanbul’u yeniden alması mümkün görünmüyor. İmamoğlu kibirli ve polemiğe çok giren bir siyasetçi.

Şimdi her ne kadar İmamoğlu, “İstanbul’u bir kez daha savunmak için yola çıkıyorum” dese de, işinin kolay olmadığını rahatlıkla söyleyebiliriz. İmamoğlu’na İstanbul’u kazandıran İyi Parti ve HDP desteğinin yanısıra Ak Parti’nin yanlış aday seçimidir. İmamoğlu gibi genç ve dinamik birisinin karşısına, yorgun bir siyasetçi olan Binali Yıldırım’ı çıkarmak yanlıştı. Ak Parti, aynı hatayı İzmir’de de yapmıştı.

Her seçime kazanmak için gireceksin ve rakibini asla küçümsemeyeceksin. AK Parti şimdi, geçmişte yaşamış olduğu yanlışların muhasebesini çok iyi yapmalı ve diğer illerde de İstanbul için Murat Kurum örneğinde olduğu gibi; genç, dinamik, tecrübeli, halkta karşılığı olan adaylar bulmalıdır.

Şimdi Ak Parti ve kurmaylarına düşen, “Biz her seçimden gerekli ders ve sonuçları çıkarıyor ve ona göre adımlar atıyoruz!” diyerek, geçmişin muhasebesini çok iyi analiz etmeleri gerekiyor. İstanbul, Ankara, İzmir, Adana, Mersin, Antalya, Aydın, Hatay gibi metropol kentleri CHP’nin elinden alabilmek için iyi bir muhasebe yapmak ve güçlü aktörler belirlemek gerekiyor. İktidar partisi eğer seçmenlerini ve tabanını küstürmemişse, her zaman için seçimlere bir sıfır galip olarak girer. Kazanılacağına kesin gözüyle bakılan Cumhurbaşkanlığı seçimlerini kurulan geniş ittifaka rağmen Ak Parti’ye ve Erdoğan’a kaptıran CHP, bakalım ittifaksız ne yapacak? Seçim yenilgisinin ardından muhalefet partilerinin de muhasebe yapmaları gerekirken birbirlerini suçlamaları, büyük bir handikaptır. Millet İttifakı dağıldığı gibi, İyi Parti de sürekli kan kaybediyor. AK Parti’ye karşı CHP dışında merkeze yerleşen üçüncü bir merkez partisi oluşmadı. Yani Millet İttifakı’nın dağılması, doğal olarak seçmende bıkkınlık, yorgunluk ve güvensizlik oluşturdu. Bunu toparlamaları mümkün değil. Cumhur İttifakı cephesinde herhangi bir sarsılma yok. Dolayısıyla 2024 yılında yapılacak yerel seçimlere morali yüksek olarak girecek. AK Parti bariz bir hata yapmaz ise Ankara, İstanbul gibi kentleri çok rahat bir şekilde CHP’nin elinden alabilir.

Bugün bir başlık atıyorum, yeniden İstanbul” diyen Erdoğan, bu kez gerçekten çok kararlı. Dolayısıyla siyaset, kaybedenleri hem sevmez hem de affetmez! İmamoğlu kaybederse, şu anda CHP’nin başında emanetçi olarak duran Özgür Özel, yerini perçinlemiş olur. İstanbul’u kaybeden bir adama CHP genel başkanlığı teslim edilmez.

İstanbul, Murat Kurum ile yeniden Ak Parti diyecek. Başarılı bir Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı geçmişi olan Kurum, İstanbul’un çehresini, demografik yapısını ve tüm sorunlarını çözebilecek birikimle geliyor.

Not: Ak Parti’den İstanbul Büyükşehir Belediyesi meclis üyeliği için başvuru yapan gönül insanı, akademisyen, entelektüel birikime sahip Elif Lale Kırcaoğlu’nu tebrik ediyorum. Umarım Ak Parti, böylesine donanımlı, vizyon sahibi birisini değerlendirir.

QOSHE - CHP İstanbul’u yeniden alabilir mi? - Abdullah Şanlıdağ
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

CHP İstanbul’u yeniden alabilir mi?

10 9
08.01.2024

Eskiden olsa, “İstanbul’u alan Türkiye’yi de alır” derdik. Birçok denklem, zamanla yerini başka argümanlara bırakıyor. CHP İstanbul’u aldığı halde Türkiye’yi alamadı.

Üstelik İstanbul’u sadece yalnız başına değil ittifakla almıştı. Hem Ak Parti’nin yanlış adayda ısrar etmesi ve hem de yanlış ve yersiz müdahaleler nedeniyle, seçmen tercihini İmamoğlu’ndan yana yaptı.

İmamoğlu 2019 yerel seçimlerinde, 17 bin farkla kazandı. Seçim tekrar edilince, aradaki farkı 807 bine çıkardı. Çünkü bu millet öteden beri mağdur olana destek verir. Recep Tayyip Erdoğan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı iken, şiir okuduğu gerekçesiyle görevinden azledilmiş ve hapse atılmıştı. Zindan hayatı; Recep Tayyip Erdoğan’a iktidar kapısı ve başarılı da olduğu için Cumhurbaşkanlığı kapısını açtı. Milletin reise vermiş olduğu destek 22 yıldır sürüyor.

Tencere teorisi bile Erdoğan’a işlemez oldu. Son genel seçimlerde büyük bir pahalılık ve kriz vardı. Buna rağmen AK Parti bir kez daha kazandı. Seçim sonrası muhalefet cephesinin dağınıklığı devam ediyor. Hâlâ kendilerine gelebilmiş değiller.

Türkiye’de bundan böyle anketler ve araştırmalara da pek güvenilmez. 14 Mayıs 2023 seçimlerinde CHP’yi hep önde gösteren anket şirketleri, aslında toplumda bir algı oluşturmak istediler. Onlar zannediyordu ki kararsız seçmen muhalefeti tercih eder ve böylece AK Parti kaybeder. Ama seçmen 6’lı masanın dağınıklığını ve istikrarsızlığını gördü ve son anda tercihini yine Erdoğan’dan yana kullandı. Şimdi bir kısım sol tandanslı yazar ve düşünce adamları, 2024 yerel seçimlerinde AK Parti İstanbul’u alabilir mi? diye soruyorlar. Bu düşünce; CHP ve muhalefete faydadan ziyade zarar getirir. Oysa ki sorunun doğru ifadesi şöyle olmalıdır: CHP İstanbul’u........

© Yeni Akit


Get it on Google Play