Yaşım itibarıyla Türkiye’nin son 40 yılını çok iyi biliyorum. PKK’nın ilk saldırısı 1984 yılında olmuştu. Maraş olaylarının tarihi 1978, İran İslam Devrimi’nin ise 1979’dur. 1980’de Kenan Evren denen darbeci general ihtilal yaptı. 80 ihtilali bu ülkeyi en az 50 yıl geriye götürdü. Darbe olduğunda henüz 12 yaşında bir çocuktum.

PKK’nın Türkiye’de yapmış olduğu eylemlerin tarihini, bölgesini ve bu süreci çok iyi bildiğimi söyleyebilirim. Benim doğup büyüdüğüm Pazarcık ve aşiret köyleri, hem demografik yapısı ve hem de bölge halkının etnik kimliği yönünden, bir dönem ister istemez PKK’nın zemin bulmasına katkı sağlamıştır.

Türkiye’nin PKK ile olan 40 yıllık mücadelesinin tüm evrelerine şahitlik ettim. PKK 40 yıldır bu ülkede kan döküyor.

Bu hain terör örgütüne destek veren küresel güçler, PKK’nın en büyük lojistik destekçisi konumundalar. PKK’ya silah, eroin ve daha başka bir sürü yaşam malzemesi satan ülkeler, Allah aşkına terörün bitmesini ister mi? Hem PKK eliyle ülkelerin huzurunu, istikrarını bozacaksın, hem de bunu yaparken, ona silah satmış olacaksın. Bir taşla iki kuşu vurmak diye buna derler.

Terörle mücadelede her yöntem ve metodu denedik, kullandık fakat bir türlü terörü bitiremedik. En son Kuzey Irak’ta 12 askerimizi daha şehit verdik. Sırf terörü bitirmek adına 90’lı yıllarda anti demokratik ve hukuk dışı yöntemlere bile başvurduk. Yani askeri, siyasi, iktisadi, diplomatik, kültürel her yola başvurduk. Sırf bu lanet olası terörü bitirmek adına çözüm ve barış süreci dahi başlattık. Birileri o adamları da akamete uğrattı.

Bu ülkenin bir Kürt sorunu var mıdır? Evet, vardır, kabul ediyorum. Lakin Kürt sorununun çözümü, antidemokratik yöntem ve şiddetle olmaz. PKK denen hain örgüt, ne yazık ki kendi emellerini bu topraklarda gerçekleştirebilmek için Kürt halkını kullanıyor. PKK’nın asla Kürt sorunu diye bir derdi yoktur. Suriye’de PKK/PYD ve YPG neyse, bizdeki PKK, HDP ve DEM de odur.

Örgütün siyasi ve silahlı olmak üzere iki kolu var. Bizde HDP ve şimdiki ismiyle DEM her ne kadar siyasi bir hareket gibi gözükse de özü itibarıyla PKK’ya hizmet eden, ondan bir türlü kendisini ayrıştırmayan, örgütün meclisteki uzantısıdır. Ben fikirlerin ve düşüncenin susturulması, baskılanması ve hele hele o düşünceleri temsil eden partilerin kapatılması taraftarı değilim. Demokratik toplumlarda parti kapatma diye bir şey olamaz. Herkes düşüncesini, dünya görüşünü şiddete-teröre başvurmadan anlatabilmelidir. DEM Partisi de safını ve kararını bu yönde belirlerse iyi eder.

Zira bu milletin artık teröre, şiddete tahammülü kalmadı. Masum Kürt halkının da artık PKK’nın “Kürt sorunu” gibi bir derdinin olmadığını görmesi gerekiyor. Devlete düşen görev ise Kürt sorununu demokratik ve siyasi bir çözüme kavuşturmaktır.

PKK Suriye’nin kuzeyinde devletleşmek istiyor. Amerika, Kuzey Irak’tan Akdeniz’e kadar uzanan koridorda Kürt tabanlı bir terör devleti inşa etmenin derdinde. Türkiye, bundan dolayı sınır ötesi operasyonlar yapıyor. İçerde her türlü tedbiri alıyor ve terörü kaynağında bitirmeye çalışıyor.

Türkiye’nin başının belası olan PKK terör örgütünün arkasında ABD, NATO ve bir kısım Avrupa ülkeleri yer alıyor. Yine de Cumhuriyet tarihinde PKK ile olan en büyük mücadeleyi Ak Parti hükümeti yapmıştır.

Terörü kaynağında kurutmak için askeri harekât şarttır. Bu yüzden Irak’ta terör örgütü PKK’ya karşı sürdürülen Pençe-Kilit Operasyonu çok önemlidir. Türk Silahlı Kuvvetlerinin sınır ötesinde ciddi bir süpürme ve sonrasında sahayı kontrol altında tutma kapasitesi güçlüdür. Terörle mücadelede TSK’nın ve MİT’ in eşgüdümlü operasyonları önemlidir. PKK terör örgütünü bitirme adına silahlı mücadele ve askeri harekât elbette önemlidir. Lakin bölgenin hassas konumu ve Kürt halkının bu örgüte olan sempatisini kırabilmek ve PKK’nın ideolojik yapısını ve amacını anlamaları için toplumsal mücadelede bir o kadar önemlidir.

Kürtçe dili ve Kürt kimliği bu ülke için bir tehdit olarak değil, kültürel bir zenginlik olarak kabul edilmesi gerekiyor. Diyarbakır annelerinin evlat nöbeti, Kürt halkının PKK’ya vermek istediği mesajı içeriyor. Bölgede asayiş tam olarak sağlanır, Kürt vatandaşı sürekli olarak devletin şefkatli eliyle muhatap olursa, gençlerin sosyalleşmesi sağlanır, sanayi ve turizm gelişir.

Devleti ile hemhal olan Kürt vatandaşı, PKK ve DEM Partisi’nin kıskacına düşmekten böylece kurtulmuş olur.

QOSHE - PKK terör örgütü neden bitirilmez? - Abdullah Şanlıdağ
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

PKK terör örgütü neden bitirilmez?

26 15
01.01.2024

Yaşım itibarıyla Türkiye’nin son 40 yılını çok iyi biliyorum. PKK’nın ilk saldırısı 1984 yılında olmuştu. Maraş olaylarının tarihi 1978, İran İslam Devrimi’nin ise 1979’dur. 1980’de Kenan Evren denen darbeci general ihtilal yaptı. 80 ihtilali bu ülkeyi en az 50 yıl geriye götürdü. Darbe olduğunda henüz 12 yaşında bir çocuktum.

PKK’nın Türkiye’de yapmış olduğu eylemlerin tarihini, bölgesini ve bu süreci çok iyi bildiğimi söyleyebilirim. Benim doğup büyüdüğüm Pazarcık ve aşiret köyleri, hem demografik yapısı ve hem de bölge halkının etnik kimliği yönünden, bir dönem ister istemez PKK’nın zemin bulmasına katkı sağlamıştır.

Türkiye’nin PKK ile olan 40 yıllık mücadelesinin tüm evrelerine şahitlik ettim. PKK 40 yıldır bu ülkede kan döküyor.

Bu hain terör örgütüne destek veren küresel güçler, PKK’nın en büyük lojistik destekçisi konumundalar. PKK’ya silah, eroin ve daha başka bir sürü yaşam malzemesi satan ülkeler, Allah aşkına terörün bitmesini ister mi? Hem PKK eliyle ülkelerin huzurunu, istikrarını bozacaksın, hem de bunu yaparken, ona silah satmış olacaksın. Bir taşla iki kuşu vurmak diye buna derler.

Terörle mücadelede her yöntem ve metodu denedik, kullandık fakat bir türlü terörü bitiremedik. En son Kuzey Irak’ta 12 askerimizi daha şehit verdik. Sırf terörü bitirmek adına 90’lı yıllarda anti demokratik ve hukuk dışı yöntemlere bile başvurduk. Yani askeri, siyasi, iktisadi, diplomatik, kültürel her yola başvurduk. Sırf........

© Yeni Akit


Get it on Google Play