Siyasi partilerin seçim rekabeti başladı. 2024 yerel seçimlerine giderken, siyasal yelpazenin sağında Yeniden Refah Partisi var. AK Parti ise merkezde, muhafazakar demokrat, milliyetçi dozlu paradigma ile yerel seçimlere hazırlanıyor. Yeniden Refah Partisi genel seçimlerde iktidar blokundan yana konumlanmıştı. Yerel seçimlerde bu birlikteliğini kopardı ve söylemleri ile de muhalif hale geldi.

Rahmetli Necmettin Erbakan, benim nazarımda çok büyük bir devlet adamı ve ezoterik (deruni)bir siyasetçiydi. Onun bilim adamlığı sıfatına da her zaman saygı duymuşumdur.

“Önce ahlak ve maneviyat” düsturuyla siyasi hayatımıza yön vermeye çalışan Necmettin Erbakan, Türkiye’nin ağır sanayi ve teknoloji hamlesiyle ayağa kalkacağına inanıyordu.

Bizdeki Gümüş Motor’un (Pancar Motor Fabrikası) ve yerli otomobilin üretiminde Erbakan Hoca’nın çok büyük katkısı vardır. Almanların kendisiyle çalışma teklifine, sırf Türkiye’yi ve insanlarını düşündüğü için ret cevabı veren Erbakan, ömrünün tamamını Müslümanların bilinçlenmesine ve ülke için bir şeyler yapmaya adadı. Milli Görüş ismi ile tanımladığı davasını, her ne kadar Parti tabelası ile yürütmeye çalışmışsa da, Erbakan İslami hareketin de önemli isimlerindendir. D8 projesi devam ettirilmiş olsaydı bugün Gazze’de İsrail Siyonist rejimi sivil halka soykırım uygulayamazdı.

Erbakan’ın hedefinde, güçlü bir İslam dünyası vardı. Ömrü vefa etmedi. Onun bahçesinde yetişen Recep Tayyip Erdoğan, muhafazakâr demokrat bir çizgiyle 22 yıldır Türkiye’yi yönetiyor. Elbette AK Parti’nin de yanlışları olmuştur. Hatadan münezzeh olan sadece Cenab-ı Hakk’tır. İbn-i Haldun’un da ifade ettiği gibi, tüm ideolojiler ve sistemler tıpkı insanlar gibi ölümlüdür. Dolayısıyla AK Parti de günü geldiğinde bir gün bitecektir.

Gelelim Yeniden Refah Partisi’ne. Rahmetli Necmettin Erbakan, çok hiperaktif, hazırcevap, öngörüsü güçlü bir siyasetçiydi. Oğul Erbakan ise sakin, tutuk ve İslam dünyasının meselelerine, merhum baba Erbakan kadar vakıf olmadığı gibi, o ülkelere liderlik yapabilecek evsafta bir siyasetçi değil.

Yeniden Refah Partisi’nde bir şahlanış var.

2001 öncesi Ak Parti’nin doğuşu gibi değil ama yine de bir coşku seli ve dipten gelen bir dalga var.

2002 yılında iktidara gelen AK Parti ile bugün bir şahlanış içerisinde olan Yeniden Refah Partisi arasındaki fark şu: AK Parti’den önceki Türkiye’de mevcut partiler halkı canından bezdirmiş, pahalılık başını almış gitmiş, bankalar hortumlanmış, ideolojiler iflas etmişti. Fazilet Partisi ve Erbakan hoca siyaseten 28 Şubat sonrasında siyasi yasaklı hale getirilince, muhafazakârların ve mütedeyyin insanların gidebilecekleri adres kalmadı.

İşte tam bu demde Ak Parti, büyük bir umut olarak seçimlere gitti. Tabii AK Parti’nin yalnız başına iktidarında Tayyip Erdoğan’ın mağdur edilmesinin yanında, siyasete çekirdekten katılmasının, karizma ve belagatının çok güçlü oluşunun, güçlü bir hikayeye sahip olmasının ve İstanbul gibi bir mega kente belediye başkanlığı yapmasının etkisi büyüktür. Yeniden Refah Partisinde bu ruh ve diriliş muştusu henüz olmamakla birlikte, AK Parti’ye küsen, tepki koyan, aday gösterilmeyen birçok insanın Yeniden Refah Partisi’ne yöneldiğini söyleyebiliriz. Yani AK Parti seçmeni ile bir dalga oluşturan Fatih Erbakan’ın henüz geminin ana kumandasında Recep Tayyip Erdoğan varken bir şey yapabileceğini sanmıyorum ama gelecek için de bu partinin elzem olduğunu düşünüyorum. Şu an Yeniden Refah Partisinden belediye başkanı adayı olan tüm şahsiyetler, ya AK Parti’de daha önce milletvekilliği, belediye başkanlığı yapmış, sonrasında aday gösterilmemişler ya da AK Parti’de bundan sonra ikbal görmediği için Yeniden Refah Partisi’ne yönelen kişilerdir. Zemin henüz çok yeni olduğu için kimlik siyaseti oluşmuş değil. Yeniden Refah Partisi, merhum Erbakan’ın mirası üzerine oturmuş, AK Partili seçmene gözünü dikmiş bir yapıdır.

En azından şu anki görüntüsü öyle. Bir de AK Parti için yerel seçimler ve özellikle İstanbul çok büyük önem arz ederken; Yeniden Refah Partisi’nin ittifaktan ayrılarak seçimlere yalnız başına girmeye karar vermesi ve kendisini ispat etmeye çalışması siyaset açısından normal görülebilir. Lakin muhalifler, Kandil’in meclisteki ayağı Dem Partisi bile sırf İstanbul’da AK Parti’ye kaybettirmek için birleşmişken, yeniden Refah Partisi’nin de birlik ve beraberlik içerisinde hareket edip, genel seçimlerde mindere çıkmasını tercih ederdim.

Seçimden çekilmemiz söz konusu değil, çekilirsek AK Parti’nin yedek lastiğine döneriz” açıklamasında bulunan Fatih Erbakan, mesela İstanbul’da kendisi kazanamayacağı gibi AK Parti’ye de kaybettirme ihtimalini hiç düşündü mü? Ya da zaten AK Parti’nin mega kent İstanbul başta olmak üzere tüm illerde kaybetmesini mi istiyor? Fatih Erbakan da biliyor ki, Erdoğan siyaset sahnesinde olduğu müddetçe kendisi bir varlık gösteremez. Bu yüzden de AK Parti’yi yerel siyaset üzerinden yıpratmak istiyor. Erbakan’ın yakın ve uzun vadedeki hedefi, Erdoğan sonrası dönemde AK Parti’ye oy veren mütedeyyin seçmeni kendi partisine kazandırmaktır.

YRP siyasetinin rasyonalitesi budur.

Haşiye: AK Parti İstanbul’u yeniden almak istiyorsa, İBB seçimleri kampanyasının başta tayin edilen sınırlar içerisinde kalarak yürütülmesi gerekmektedir. “Sadece İstanbul” ve “gerçek belediyecilik” gibi pozitif bir kampanya ile ötekileştirmeden, son 20 günü en iyi şekilde değerlendirmesi elzemdir.

QOSHE - Yeni partilere yönelmek - Abdullah Şanlıdağ
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Yeni partilere yönelmek

11 1
11.03.2024

Siyasi partilerin seçim rekabeti başladı. 2024 yerel seçimlerine giderken, siyasal yelpazenin sağında Yeniden Refah Partisi var. AK Parti ise merkezde, muhafazakar demokrat, milliyetçi dozlu paradigma ile yerel seçimlere hazırlanıyor. Yeniden Refah Partisi genel seçimlerde iktidar blokundan yana konumlanmıştı. Yerel seçimlerde bu birlikteliğini kopardı ve söylemleri ile de muhalif hale geldi.

Rahmetli Necmettin Erbakan, benim nazarımda çok büyük bir devlet adamı ve ezoterik (deruni)bir siyasetçiydi. Onun bilim adamlığı sıfatına da her zaman saygı duymuşumdur.

“Önce ahlak ve maneviyat” düsturuyla siyasi hayatımıza yön vermeye çalışan Necmettin Erbakan, Türkiye’nin ağır sanayi ve teknoloji hamlesiyle ayağa kalkacağına inanıyordu.

Bizdeki Gümüş Motor’un (Pancar Motor Fabrikası) ve yerli otomobilin üretiminde Erbakan Hoca’nın çok büyük katkısı vardır. Almanların kendisiyle çalışma teklifine, sırf Türkiye’yi ve insanlarını düşündüğü için ret cevabı veren Erbakan, ömrünün tamamını Müslümanların bilinçlenmesine ve ülke için bir şeyler yapmaya adadı. Milli Görüş ismi ile tanımladığı davasını, her ne kadar Parti tabelası ile yürütmeye çalışmışsa da, Erbakan İslami hareketin de önemli isimlerindendir. D8 projesi devam ettirilmiş olsaydı bugün Gazze’de İsrail Siyonist rejimi sivil halka soykırım uygulayamazdı.

Erbakan’ın hedefinde, güçlü bir İslam dünyası vardı. Ömrü vefa etmedi. Onun bahçesinde yetişen Recep Tayyip Erdoğan, muhafazakâr demokrat bir çizgiyle 22 yıldır Türkiye’yi yönetiyor. Elbette AK Parti’nin de yanlışları olmuştur. Hatadan münezzeh olan sadece Cenab-ı Hakk’tır. İbn-i Haldun’un da ifade ettiği gibi, tüm ideolojiler ve sistemler tıpkı insanlar gibi ölümlüdür. Dolayısıyla AK Parti de günü geldiğinde bir gün bitecektir.........

© Yeni Akit


Get it on Google Play