1960 yılından bugüne 15 Temmuz da dahil, 3’ü postmodern olmak üzere 5 askeri darbe yaşandı. Ülkenin iman ve tarih şuurunu yok etme düşüncesiyle, ‘egemenliğin başkalarıyla paylaşma’ olarak nitelendirilen, şer-batıl güçlerin planlı olarak devreye soktuğu teşebbüsler. Dinimiz İslam ise, Kur’an’ın emrettiği, Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) liderliğinde Müslümanca yaşamak zorunluluğumuz var. Peygamber Efendimiz ‘Nasıl yaşarsanız öyle ölürsünüz, nasıl ölürseniz öyle dirilirsiniz’ buyurmuyor mu? O darbe girişimlerinde zorlu günlerinden bugünlere gelindi. Döneme ait başörtüsü yasağı, eğitim katsayısı gibi mağduriyetlerin her birinin ders niteliğinde ve her birinin ayrı bir hikâyesi unutmak mümkün değil, elbette…

“MÜSLÜMANLARI İSLAM’DAN

UZAKLAŞTIRMA PROJESİ”

O günlerden bugünlere gelindi gelinmesine de (düşman uyumuyor ki) geride bırakılan karanlık ‘günlerin’ kalıntılarını iyi analiz etmek gerekiyor. Bakın Üstad Yusuf Kaplan önceki günkü köşe yazısında ne diyor; “İki asırdı gökkubbemiz çöktü.; bütün dünyayı kan gölüne çeviren emperyalist Batılılar, İslam dünyasını da işgal ettiler, talan ettiler, paramparça ettiler ve fiilen/kökleştirdiler! Batılıların sömürgecilik ve emperyalizm tarihi sürecinde, İslam dünyası üzerinde uygulamaya koydukları… Kabaca yüzyıldır bu stratejiyi uyguluyorlar değişik şekillerde.… 28 Şubat postmodern darbesi, Müslümanları İslam’dan uzaklaştırma projesinin son perdesidir…” ‘O perde bugün kapandı mı?’ sorusuna muhatap olurken, sporun üzerinden etkilerine baktığımızda ‘maalesef devam ediyor!’ demek durumunda kalıyoruz. Aslında ‘Müslümanları İslam’dan uzaklaştırıyorlar’ ifadesi, bugün sporun içerisinde yaşatılmaya çalışılması tam da bu! Bu Nedir? Performans (yarışması) düzeyinde bayanları güreştirmek, futbol veya voleybol oynatmak, jimnastik yaptırmak, halter gibi ağır branşlarda yarıştırmak ve diğer branşlar. Sporcunun giydiği kıyafetten, bayan sporcuların yarışmalara daha hazır hale gelmeleri için erkek sporcularla (karma) antrenman yapmalarına kadar. 28 Şubat döneminde sakallı, başörtülü sporculara lisans çıkarılmazken, bugün başörtülü sporcu rahat bir şekilde lisansını çıkarıp, yarışmalara katılıyor şeklinde bir övünüyoruz ya! Peki, spor yapacak diye gençliğin beraberinden getirdiği nefsi imtihanı yenemeyip, mayo-tayt giyen çocuk ve gençlerimizin durumu ne olacak? Hiç düşündük mü!.!

28 ŞUBAT BİTMEDİ,

İÇİMİZDE-SPORUMUZDA YAŞIYOR

Değerli büyüğümüz Yaşar Değirmenci Hocamız önceki günkü yazısında “28 Şubat darbesi; İslâm’ın izlerini silme projesiydi. ‘İrtica tehlikesi’ uydurmasıyla, İslâmî kimliğinin bastırılıp ruh köklerinin kurutulmaya çalışılması. Zihnî, itikadî dönüşümü hedefleyip toplumu psikolojik olarak çökertme!” ifadelerinin yer aldığı yazı içeriğinin ‘İtibarlı kaçaklar’ 28 Şubat’ı bitiremez! Dikkatli olalım!’ şeklindeki uyarı niteliğindeki başlığıyla, konuyu o kadar net özetliyor ki (Kalemine kuvvet, yüreğine sağlık). Bugün o 28 Şubat zihniyetinin kalıntıları, spordaki sinsi plan-projelerle sürece hakim olma durumuna geldiğini görüyoruz! Mevcut hal, ülkenin milli ve manevi değerlerini artçı sarsıntı konumundan çıkıp, adeta yıkım durumuna getirmiş durumda. Bayan güreşçi, millilik adı altında bilmem kaç kez Avrupa Şampiyonu oluyor! O bayan güreşçiler, ay-yıldızlı özel tasarımlı mayolarla, Türk bayrağı eşliğinde minderde sevinç gösterisi yapıyor. Devamında devletin üst makamları tarafından kutlama mesajları eksik olmuyor. Kamu bankasının Vakıfbank’ın yıllarca bayan voleybol takımını bünyesinde barındırması. Türkiye Futbol Federasyonun (TFF) marifetmiş gibi bayanlara futbol oynatma projesi (son projesi bayan salon futbolu ). Çıldır Gölü’nde, buz pateni kıyafetiyle (yarışmacı kıyafeti) sıcaklığı -10 dereceye kadar düşen yüzeyi donmuş göl üzerinde gösteri amaçlı dans eden sporcular projesine ne demeli! Ve onları örnek alacak olan genç nesil. 28 Şubat kâğıt üzerinde bitti gözüküyor ama sporun içinde de var olan ‘postmodern’ artıklarına dikkat etmek, ülkenin ve milletin bekası için önem taşıyor, vesselam…

QOSHE - 28 Şubat kalıntılarının sporun içindeki varlığı (2) - Ahmet Gülümseyen
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

28 Şubat kalıntılarının sporun içindeki varlığı (2)

24 5
01.03.2024

1960 yılından bugüne 15 Temmuz da dahil, 3’ü postmodern olmak üzere 5 askeri darbe yaşandı. Ülkenin iman ve tarih şuurunu yok etme düşüncesiyle, ‘egemenliğin başkalarıyla paylaşma’ olarak nitelendirilen, şer-batıl güçlerin planlı olarak devreye soktuğu teşebbüsler. Dinimiz İslam ise, Kur’an’ın emrettiği, Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) liderliğinde Müslümanca yaşamak zorunluluğumuz var. Peygamber Efendimiz ‘Nasıl yaşarsanız öyle ölürsünüz, nasıl ölürseniz öyle dirilirsiniz’ buyurmuyor mu? O darbe girişimlerinde zorlu günlerinden bugünlere gelindi. Döneme ait başörtüsü yasağı, eğitim katsayısı gibi mağduriyetlerin her birinin ders niteliğinde ve her birinin ayrı bir hikâyesi unutmak mümkün değil, elbette…

“MÜSLÜMANLARI İSLAM’DAN

UZAKLAŞTIRMA PROJESİ”

O günlerden bugünlere gelindi gelinmesine de (düşman uyumuyor ki) geride bırakılan karanlık ‘günlerin’ kalıntılarını iyi analiz etmek gerekiyor. Bakın Üstad Yusuf Kaplan önceki günkü köşe yazısında ne diyor; “İki asırdı gökkubbemiz çöktü.; bütün dünyayı kan gölüne çeviren emperyalist Batılılar, İslam dünyasını da işgal ettiler, talan ettiler, paramparça ettiler ve fiilen/kökleştirdiler! Batılıların sömürgecilik ve emperyalizm tarihi sürecinde, İslam dünyası üzerinde uygulamaya koydukları… Kabaca yüzyıldır bu stratejiyi uyguluyorlar değişik şekillerde.…........

© Yeni Akit


Get it on Google Play