31 Mart Mahalli İdareler Seçimlerinin üzerinde bir haftaya yakın bir süre geçti. Seçim sonuçları 1 Nisan’a denk gelmesi, çıkan sürpriz sonuçların seçim tarihine bağlı şaka gibi gözükse-yorumlansa da, neticesinin ciddi bir yaklaşımın gerekliliğini ortaya koymaktadır. Sonuçlar açıklanıp, seçim bölgeleri Türkiye haritasında partilerin temsil renkleriyle gösterildiğinde Ankara ve İstanbul gibi büyük şehirlerin de içerisinde yer aldığı bölgelerin bir kısmı, Akdeniz ve Ege bölgesinde yer alan şehirleri çoğunluğu CHP, güneydoğu bölgesinin de DEM Parti renklerinin ağırlık kazandığını gördük. Bu elbette ki tesadüf olarak yorumlanmamalı. Nitekim bu gerçeği partililer çekinmeden, sıkılmadan dillendiriyor. Çünkü günümüz siyasetinde çark dönüş şekli ve yönü bu. Evet, önemli olan, kimin kimlerin safında yer aldığı…

HAKKI VE HAKİKATİ GÖREBİLMEK

Bir önceki seçimde HDP’li Fatma Kurtulan Meclisteki konuşmasında İYİ Partililere seslenerek ne diyordu “Bizim sayemizde o koltuklarda oturuyorsunuz.” Bu seçimde ise DEM Partili Meral Danış Beştaş’ın “İmamoğlu bizim sayemizde kazandı” demesi, fazla bir yoruma da aslında mahal bırakmıyor. Seçimin hemen sonrası Siyonist İsrailli bakanın, ‘Türkiye’de yerel seçimler Erdoğan’ın adayları için yenilgiyle sonuçlandı deyip, Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş’ı kutlaması, elbette ki sıradan bir açıklama-yorum değil. Buradan çıkarılması gereken gerçeği, Abdurrahim Karakoç üstadımız net bir şekilde, tarihe not düşmüş; “Beden ölür, çürür, cana bakın siz. Kim kiminle yürür, ona bakın siz. Bırakın dönsün dönme dolaplar. Haktan hakikatten yana bakın siz.”

Mahalli İdareler seçimine Cumhurbaşkanı Erdoğan “31 Mart bizim için bir bitiş değil, aslında bir dönüm noktasıdır… Seçimlerde Türk Milleti sandığı vesile kılarak mesajımızı siyasetçilere ulaştırmıştır…” sözleriyle, seçimlerin Milli İradenin yansıması olduğunu belirtirken, Cumhur İttifakının ortağı Sayın Devlet Bahçeli ise “Sandıktan çıkan demokratik karara saygımız da tamdır… Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan devletin başıdır ve desteğimiz sonuna kadar arkasındadır…” diyerek, açıklamalarında “DEM takviyeli Cumhuriyet Halk Partisi’nin (CHP) konjonktürel kimi rahatsız ve memnuniyetsizlikten istifade ederek sivrildiği açıktır” sözlerine yer verdi. Her iki liderin vermek istediği mesaj, herkesin sandıktan çıkan Milli İradeden neticeye göre, gereken dersleri alması yönünde

Seçim sorunlarını spor açısından değerlendirdiğimizde, geçmişten hatırlanacak karanlık bir tablo, gelecek için ise endişe sonucu çıkmaktadır. İstanbul Büyükşehir Belediyesi İştirak Şirketi olan Spor İstanbul üzerinden yürütülmesi, geride kalan 5 yıllık sürede şirkette yaşananlar, Ekrem İmamoğlu başkanlığını yaptığı dönemde hastane yolu yapmak yerine musluk açılışı, açılması gereken metro durağı yerine moloz döktüren (yeni dönemde o durak faaliyete alınacak mı merak konusu!), temeli atılan kabası çıkılan spor kompleksine dönüp bakılmaması, Haliç köprüsüne kurulan seyyar tenis kortu rezaleti, İstanbullulara yaşatılan daha birçok alanda çarpıklık, geliyor akla. Vatandaşa ulaştırılması gereken spor hizmetleri için bırakın yeni bir tesis ve organizasyon yapılması, kendilerine devredilen emanete dahi sahiplenemez hale geldiler. 31 Mart seçimleri sonucunda CHP’nin kazandığı ilçe belediyelerde hazıra konacakları spor tesislerini nasıl işletecekleri konusunda soru işareti varsa, İBB Spor İstanbul’daki beceriksizliklerinin bir yansıması olacağından emin olabilirsiniz. Sözün özüne geldiğimizde, seçim sonuçları bir yandan milli iradenin bir yansıması olarak kabul ederken, diğer yandan ülke menfaatlerinin daha fazla çarçur edilmemesi için, çalışma alanımız spor ki süreci kamu yararına takipçisi olmak gibi görev ve sorumluluk yüklüyor bizlere…

QOSHE - Sadece seçim değil, halkın sporu da kaybedildi!.. - Ahmet Gülümseyen
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Sadece seçim değil, halkın sporu da kaybedildi!..

39 1
05.04.2024

31 Mart Mahalli İdareler Seçimlerinin üzerinde bir haftaya yakın bir süre geçti. Seçim sonuçları 1 Nisan’a denk gelmesi, çıkan sürpriz sonuçların seçim tarihine bağlı şaka gibi gözükse-yorumlansa da, neticesinin ciddi bir yaklaşımın gerekliliğini ortaya koymaktadır. Sonuçlar açıklanıp, seçim bölgeleri Türkiye haritasında partilerin temsil renkleriyle gösterildiğinde Ankara ve İstanbul gibi büyük şehirlerin de içerisinde yer aldığı bölgelerin bir kısmı, Akdeniz ve Ege bölgesinde yer alan şehirleri çoğunluğu CHP, güneydoğu bölgesinin de DEM Parti renklerinin ağırlık kazandığını gördük. Bu elbette ki tesadüf olarak yorumlanmamalı. Nitekim bu gerçeği partililer çekinmeden, sıkılmadan dillendiriyor. Çünkü günümüz siyasetinde çark dönüş şekli ve yönü bu. Evet, önemli olan, kimin kimlerin safında yer aldığı…

HAKKI VE HAKİKATİ GÖREBİLMEK

Bir önceki seçimde HDP’li Fatma Kurtulan Meclisteki konuşmasında İYİ Partililere seslenerek ne diyordu “Bizim sayemizde o koltuklarda oturuyorsunuz.” Bu seçimde ise DEM Partili Meral Danış Beştaş’ın “İmamoğlu bizim sayemizde kazandı” demesi, fazla bir yoruma da aslında mahal bırakmıyor. Seçimin hemen sonrası Siyonist İsrailli bakanın, ‘Türkiye’de yerel seçimler Erdoğan’ın adayları için........

© Yeni Akit


Get it on Google Play