Gazetemiz Yeni Akit’in Genel Yayın Yönetmeni üstad Hasan Karakaya ağabeyimizin, Medine’de Hakk’a yürüyüşünün yıl dönümü. Değerli büyüğümüz Hasan ağabeyimizi, yaşayan her canlının gideceği yere, ebediyete uğurlanışının sekizinci sene-i devriyesinde rahmet ve özlemle anıyoruz. Ölüm her canlının kaderi Yüce Yaradan’ın bizlere verdiği emaneti teslim etmektir. Peygamber Efendimiz “Her kul öldüğü hal (amel) üzerine diriltilir” buyuruyor. Her canlı ölümü tadacak ama ebediyette Peygamberimize komşu olma adına kutsal topraklarda Hakk’a yürümek, Milli Şairimiz Mehmet Akif Ersoy’un kabristanının yanında toprakla buluşmaya layık olmayı kim arzulamaz ki! ‘Ölümlerden, ölüm beğen’ denilse, değerli büyüğümüz rahmetli Hasan Karakaya ağabeyinin emaneti teslim ettiği Mescid-i Nebevi’deki süreci kim arzulamaz ki!...

Bundan tam sekiz yıl önce, Cumhurbaşkanımız Sayın Erdoğan’ın Suudi Arabistan gezisindeki heyette yer alan Üstad, Mescid-i Nebevi ziyaretinin ardından kalp krizi geçirerek Hakk’a teslim etti. Ali İhsan Karahasanoğlu ağabeyimizin ‘Ölürken bile en güzel, en sert cevabı verdi’ başlıklı yazısında dile getirdiği gibi…‘Mekke’de tavafını yapmış. Bir safa’ya bir Merve’ye koşmuş. Sa’yini ve umresini tamamlamış. Medine’ye gelmiş ve Hz. Peygamber’in makamını ziyaret etmiş. Ve sonrasında.. O belde de hayata gözlerini yummuş.. Böyle güzel bir son. Kaç kişiye layık olur...’ Kişinin nasıl yaşarsa öyle öleceğine, örnek alınacak hayatınla bizlere gösterdin Hasan Karakaya Hocamız!...

Vefatının 6. yıl dönümünde Hasan Karakaya’yı Anma Programı’na katılan Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın, günün anlam ve önemiyle ilgili düşüncelerinden bir bölüm paylaşmak istiyoruz; “Ben hep şunu söylerim: Dünyamda iki kalem var ki beni çok etkilemiştir; bir, Üstat Necip Fazıl Kısakürek ve daha sonra da Hasan Karakaya. Bunlar kalemleriyle malum cephelere her zaman korku salmışlardır, ama korkmamışlardır, bu çok önemliydi ve Hasan Karakaya kardeşimiz köşesinde işte bunu başarılı bir şekilde yürüttü. Ve bir soru üzerine rahmetli Hasan Karakaya, en büyük hayalinin -izledik- Peygamber Efendimizin zamanına giderek ve onun mübarek dizinin dibinde ders dinlemek olduğunu söylemesi çok çok anlamlıdır. Yine aynı röportajda merhum Karakaya, vefat ettikten sonra hayırla anılmayı murat ettiğini dile getiriyor. Evet, belki Hasan kardeşimiz Peygamber Efendimiz Aleyhissalatu Vesselamı dünya gözüyle göremedi, Asrı Saadet’te yaşama, onun dizinin dibinde söylediklerini dinleme şerefine nail olmadı, ama o son nefesini, şimdi altını çiziyorum, Resulü Ekrem Aleyhissalatu Vesselam Efendimizin şehrinde, onun manevi huzurunda vermekle müşerref oldu…”

Hakk’tan uzaklaşan Allah’ın günahkâr kullarını gördükçe, yeri kolay kolay dolduramayacak Hasan Karakaya ağabeyimizi güzel duygularla anıyoruz. Onu daha çok arar olduk. Yaşadığımızın hayatın değirmeninde zamanı öğüttüğümüz süreçte Hasan Karakaya hocamızın bizlere bıraktığı çalışkanlık, dürüstlük ve açık sözlülük mirasıyla kendisini bir kez daha rahmetle yâd ediyoruz. Onunla tanışmak, onunla birlikte olmanın üzerimde bıraktığı hak, sadece birkaç yazı ile ödenmesi mümkün değil. Senden o kadar çok değer öğrendik ki. Yeri geldi, bildiğini paylaşan-öğreten ve yaşantısında ki değerleri bizlerle paylaşarak hocamız oldun. Her daim sevgi ve ilgini gördükçe, insani boyutlarınla bize ağabeylik yaptın…

Ham olduğumuz için öğrenmemiz, pişmemiz için ise yanmamız gerektiğini, maneviyatla yoğrulmuş, zaferlerle üne kavuşmuş şanlı tarihimizin üstatlarından öğreniyorduk. Mesleğe başladığımız adı spor olsa da, muhtevası magazin, sadece isimleri gazete olan yayın organlarından nasıl sıyrılıp, soluğu değerli büyüğümüz, rahmetli Hasan Karakaya’nın yanında aldığımda, yıl 1997 idi. Tıpkı Hasan ağabey gibi, Rahmetli Mustafa ağabeyimiz, Nuri Bey, Ali Bey ve tüm çalışanlarına kadar herkes, evet herkes, sadece gazetenin kapıları değil, gönüllerini bizlere açtılar. O zaman ‘Vakit’, şimdi bu ‘Akit’. İsimler değişse de, geride kalan süreçte manevi muhteva güç kazandı. ‘Hakk’ın’ ve ‘haklının’ yanında olmak, gazetecilik mesleğinin en anlamlı süreci oldu. Her yazımızda bunu hissettik, bundan sonrada hissetmeye devam ettirme gayreti içerisinde olacağız inşallah…

GAZETİMİZ YENİ AKİT 30 YAŞINDA

Gazetecilik merakı lisede eğitim gördüğüm, 1983-84 yıllarına yaşlarına dayanıyor. Daha henüz on beş yaşında bir gencin, spor gazetecisi olma hayalini düşünebiliyor musunuz! O günden, bugüne yıllar geçti. Bugün gazetemiz Yeni Akit’in kuruluşunun 30. yıl dönümü yazısı yazıyoruz. Gazetemizde 1997 yılında başlayan mesleki serüvende 27. yılı geride bıkıyoruz elhamdülillah. Gazetemiz Yeni Akit, memleketin zor zamanlarında İslam davasının savunucusu oldu 15 Temmuz, 12 Mart, 12 Eylül, 28 Şubat dönemlerindeki tüm engellemelere rağmen, Hakk’ın savunucusu ve haklının yanında oldu. Türk basın tarihinin en dik duruşlu ve cesur kalemlerinden biri olan Hasan Karakaya hocamızın yanında geçen yıllarda edindiğimiz öğüt ve nasihatler, geride kalan yılarda bizleri olgunlaştırma süreci yaşattı. Dün ve bugün olduğu gibi, yarın ve her vakit, Hakk’ın yanında batılın karşısında olmaya devam edeceğiz, inşallah. Ülkemiz başta olmak üzere, İslam coğrafyasının içinde bulunduğu, doğum öncesi ‘sancılı’ süreci, en az kayıp, en fazla kazançla nasıl atlatır sorumluluk ve bilinci yüklüyor bizlere. ‘Allah var, gam yok’ inşallah…

Rahmetli büyüğümüz Mustafa Karahasanoğlu ağabeyimizin ‘Dürüstsen, davana sadıksın’ sözüne sadık kalarak, İslam Davası, Vatan Davası ve Hakk Dava adına bir sancak bıraktı. Rahmetle andığımız büyüğümüz Mustafa ağabeyimizin devrettiği sancağı taşımanın şiarı içinde, onların yön gösterdiği istikamete, bize teslim edilen sancağı taşımak boynumuzun borcu. Gazetemizin değerleri Hasan Karakaya, Yılmaz Yalçıner, Yalçın Turgut, Kadir Demirel, Akif Çamlı, Atilla Özdür, Yavuz Bahadıroğlu ve diğer kıymetli yazarlarımız ve çalışanlarımızı bir kez daha rahmetle anıyoruz. Dün ne ise bugün de aynı duruşu göstermek, kalemin kâğıda bıraktığı her mürekkep damlasında hakkaniyetinin izlerini devam ettirme, Kelime-i Tevhid bilincine sahip olma ve yaşama şuuruyla, nice 30’uncu yıllara inşallah...

QOSHE - Üstad Hasan Karakaya hocamızı rahmet ve özlemle anıyoruz - Ahmet Gülümseyen
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Üstad Hasan Karakaya hocamızı rahmet ve özlemle anıyoruz

6 2
31.12.2023

Gazetemiz Yeni Akit’in Genel Yayın Yönetmeni üstad Hasan Karakaya ağabeyimizin, Medine’de Hakk’a yürüyüşünün yıl dönümü. Değerli büyüğümüz Hasan ağabeyimizi, yaşayan her canlının gideceği yere, ebediyete uğurlanışının sekizinci sene-i devriyesinde rahmet ve özlemle anıyoruz. Ölüm her canlının kaderi Yüce Yaradan’ın bizlere verdiği emaneti teslim etmektir. Peygamber Efendimiz “Her kul öldüğü hal (amel) üzerine diriltilir” buyuruyor. Her canlı ölümü tadacak ama ebediyette Peygamberimize komşu olma adına kutsal topraklarda Hakk’a yürümek, Milli Şairimiz Mehmet Akif Ersoy’un kabristanının yanında toprakla buluşmaya layık olmayı kim arzulamaz ki! ‘Ölümlerden, ölüm beğen’ denilse, değerli büyüğümüz rahmetli Hasan Karakaya ağabeyinin emaneti teslim ettiği Mescid-i Nebevi’deki süreci kim arzulamaz ki!...

Bundan tam sekiz yıl önce, Cumhurbaşkanımız Sayın Erdoğan’ın Suudi Arabistan gezisindeki heyette yer alan Üstad, Mescid-i Nebevi ziyaretinin ardından kalp krizi geçirerek Hakk’a teslim etti. Ali İhsan Karahasanoğlu ağabeyimizin ‘Ölürken bile en güzel, en sert cevabı verdi’ başlıklı yazısında dile getirdiği gibi…‘Mekke’de tavafını yapmış. Bir safa’ya bir Merve’ye koşmuş. Sa’yini ve umresini tamamlamış. Medine’ye gelmiş ve Hz. Peygamber’in makamını ziyaret etmiş. Ve sonrasında.. O belde de hayata gözlerini yummuş.. Böyle güzel bir son. Kaç kişiye layık olur...’ Kişinin nasıl yaşarsa öyle öleceğine, örnek alınacak hayatınla bizlere gösterdin Hasan Karakaya Hocamız!...

Vefatının 6. yıl dönümünde Hasan Karakaya’yı Anma Programı’na katılan Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın, günün anlam ve önemiyle ilgili düşüncelerinden bir bölüm paylaşmak istiyoruz; “Ben hep şunu söylerim: Dünyamda iki kalem var ki beni çok etkilemiştir; bir, Üstat Necip Fazıl Kısakürek ve daha sonra da Hasan Karakaya. Bunlar kalemleriyle malum cephelere her zaman korku salmışlardır, ama korkmamışlardır, bu çok önemliydi ve Hasan Karakaya kardeşimiz köşesinde işte bunu başarılı bir şekilde yürüttü. Ve bir soru üzerine rahmetli........

© Yeni Akit


Get it on Google Play