HAMAS’ın Kassam Tugayları’nın 7 Ekim’de yaptığı Aksâ Tûfânı hareketi başta İsrâil olmak üzere bütün dünyâda şok tesîri yaptı. Öyle görünüyor ki dünyâ bundan sonra önceki gibi olmayacak. Her bakımdan…

7 Ekim’den bu tarafa İsrâil’in çok tanıdık insanlık dışı zulümlerini gördük. İsrâil, HAMAS’la savaşır görünüyor ama bütün Gazze’yi yerle bir etmekten ve çoğu kadın ve çocuk olmak üzere sivil öldürmekten başka bir yaptığı yok. Şehit sayısı 15 bini aşmış vaziyette.

Bu arada olağanüstü gelişmeler de görüyoruz. HAMAS ve bütün Gazzeliler öyle bir îmân imtihânı verdiler ki sağlam duruşlarıyla dünyâyı, dünyâ insanlığının kalplerini sarsıyorlar. İsrâil’den korkan bir tek Gazzeli yok. Başlarına gelen felâket karşısında nasıl da mütevekkil, nasıl da Allah’a teslîmiyet içindeler… Bombalar altındaki enkâzdan çıkardığı parçalanmış çocuğunu kaldırarak “Benden razı mısın ya Rabbi?” diyen mi ararsın, kız torununu gülerek kefenleyen dedeyi mi, ellerini açıp bir köşe de “Ya Rab, ya Rab!” diye inleyen bebeleri mi? İsrâil’in korkunç medya gücünü bu îmân salâbeti yerle bir etti. Dünyâ halkları her zaman İsrâil’in oyuncağı medya ile uyuşturulur ve gerçekleri görmesi engellenirdi. Bugün dünyâ halkları, satın alınmış devlet adamlarına inat İsrâil’in karşısında, Filistin’in yanında. Bunu sağlayan Filistinlilerin temiz îmânlarıdır, îmânlarına sadâkat kuvvetidir.

İsrâil’in bütün insanlık dışı zulümlerine rağmen Kassam askerleri çok temiz bir savaş sürdürüyorlar. İsrâil, harp hukûkunu ayaklar altına alırken Kassam, bu husûsta çok dikkatli. Sanki HAMAS devlettir de İsrâil pis bir terör örgütüdür. Esir mübâdelesinde İsrâil’in verdiği esirler perîşân bir hâlde, yürümekte bile zorlanıyor. Ama HAMAS elindeki esirleri teslîm ederken sanki esir teslîm etmiyor da kırk yıllık dostları ile vedâlaşıyorlar. Karşılıklı olarak gülümsemeler, şakalaşmalar... HAMAS’ın serbest bıraktığı esirlerden İsrâilli Mia Shem bile şunları söylüyor: “Burada insanlar çok iyiler. Çok nâzikler. Bize verilen yemekler güzeldi. Her şey çok güzeldi. Bana veyâ bir başkasına hiçbir tâcizde bulunulmadı.”

Mütercim Ayçin Kantoğlu Hanımefendi’nin İslâm Düşünce Enstitüsü’nün panelinde yaptığı derin ve dertli konuşmadan bir bölüm: (…) Bu örgütlü kötülük (İsrâil) bütün parasını, bütün imkânlarını, bütün ilişkilerini seferber etmesine rağmen hakîkatin önünü alamıyor. Konuşamayan çocukların anlattığı bir hakîkatin önünü alamıyor. Duymamız lâzım, bakmamız lâzım, kendimize de dönüp bakmamız lâzım. Sonra çocukların gözlerine ilticâ etmemiz lâzım. Orada yanılmazsınız, yaptığınız hatâlı olmaz. Neden? Çünkü onlar yetişkinler gibi değiller, onlar Hakk’a yakınlar. Oradan yeni geldiler. Kokuları bile cennet kokusu. (…)

İşte Filistinlilerin bu sağlam Müslümanca duruşu ve “İsrâil’in bütün imkânlarına rağmen önünü alamadığı konuşamayan çocukların anlattığı hakîkat” hızla dünyâya yayılıyor. Âdetâ bir “hidâyet patlaması” yaşanıyor dünyâda. Yolda görseniz satanist zannedeceğiniz tipte insanlar ağlayarak Müslüman olduklarını îlân ediyorlar.

Aşağıda bahsedeceğim iki videoyu herkes görmüştür. Amerikalı genç bir hanım gözyaşları içinde konuşuyor:

Bir şey dikkatimi çekti ve muhtemelen siz de fark etmişsinizdir. Bilirsiniz bir ağacı meyvesinden tanıyabileceğinizi söylerler. Filistinlilerin de ne kadar tatlı meyveler verdiğini fark ettim. Eğer bir Tanrı varsa Filistinlilerin ve Müslümanların Tanrının seçilmiş halkı olduğuna inanıyorum. Onların kalplerinde, şefkatli davranışlarında Tanrı’nın delillerini görüyorum. Onlar gerçekten çok güzel insanlar. 11 yılımı muhafazakâr bir Hıristiyan kilisesinde geçirdim ve hiç bu tür meyveler görmedim. Hayır, yanına bile yaklaşamazlar. Onlar sâdece dinlerini yaşıyorlar ama bu, durumu daha da kötüleştiriyor. Çünkü şeytânî güçler bu güzel insanlara zulmediyor. Ve bence bizi onların adâleti için daha çok savaşmaya iten de bu, çünkü onlar bunu hak ediyor. Onlar yanlış bir şey yapmadılar. Ve eğer bir Tanrı varsa bu insanlar O’nun halkıdır.

Ve aynı hanımefendi çağrıda bulunuyor:

Black Friday’de alışveriş yapmayalım. Paramızı ekonomiden çekelim. Black Friday’de de alışveriş yapmayalım. Hatta tüm hafta sonu boyunca alışveriş yapmayalım. Noel için ne düşünüyorum biliyor musunuz? Zamânımızı ve enerjimizi Filistin’e odaklayalım. Birbirimizi sevelim ve sâhip olduklarımız için şükredelim. Bu yıl tüketici odaklı bir Noel yapmayalım. Paramızı Amerikan ekonomisinden çekelim. Evet, bunu yapabiliriz. Odaklanmaya devâm edelim. Mücâdeleye devâm edelim. İyi günler.

Başka bir Hıristiyan genç kadın:

Yüzümü bu hesâba göstermeyecektim. Sâdece anonim tutacaktım. Çünkü âilemin tamâmı Siyonist. Bir adamın Gazze’de küçük bir kızın gözlerini ve saç topuzunu öptüğü video… (Uzun süre içten ağlama) Ben Hıristiyanım, doğru. Müslümanların inancına bakış açım sonsuza kadar değişti. Çok güçlü. Hayâl bile edemiyorum. Kızın hayattayken çekilmiş videolarını gördüm. Onun küçük sesi… O adam, kızını cenâzeye hazırlarken kameraya gülümsüyor. Çünkü kızının cennette olduğunu biliyor.” (Katılarak, iç çekerek ağlamalar)

Öyle görünüyor ki bu hidâyet patlaması büyük bir hızla devâm edecek ve İsrâil için bundan sonraki her gün daha kötü olacaktır. Her planın üstünde Allah’ın planı vardır.

“Hani bir zamanlar kâfirler ya seni tutuklayıp hapsetmek veya öldürmek ya da yurdundan zorla çıkarmak için birtakım tuzaklar kuruyorlardı. Onlar böyle tuzaklar hazırlayadursunlar, ama Allah da onların tuzaklarına karşılık verecektir. Çünkü Allah, tuzak kuranlara en güzel karşılığı verendir.” (Enfal, 30)

QOSHE - Aksâ Tûfânı ve hidâyet patlaması - Ahmet Tâlib Çelen
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Aksâ Tûfânı ve hidâyet patlaması

15 1
04.12.2023

HAMAS’ın Kassam Tugayları’nın 7 Ekim’de yaptığı Aksâ Tûfânı hareketi başta İsrâil olmak üzere bütün dünyâda şok tesîri yaptı. Öyle görünüyor ki dünyâ bundan sonra önceki gibi olmayacak. Her bakımdan…

7 Ekim’den bu tarafa İsrâil’in çok tanıdık insanlık dışı zulümlerini gördük. İsrâil, HAMAS’la savaşır görünüyor ama bütün Gazze’yi yerle bir etmekten ve çoğu kadın ve çocuk olmak üzere sivil öldürmekten başka bir yaptığı yok. Şehit sayısı 15 bini aşmış vaziyette.

Bu arada olağanüstü gelişmeler de görüyoruz. HAMAS ve bütün Gazzeliler öyle bir îmân imtihânı verdiler ki sağlam duruşlarıyla dünyâyı, dünyâ insanlığının kalplerini sarsıyorlar. İsrâil’den korkan bir tek Gazzeli yok. Başlarına gelen felâket karşısında nasıl da mütevekkil, nasıl da Allah’a teslîmiyet içindeler… Bombalar altındaki enkâzdan çıkardığı parçalanmış çocuğunu kaldırarak “Benden razı mısın ya Rabbi?” diyen mi ararsın, kız torununu gülerek kefenleyen dedeyi mi, ellerini açıp bir köşe de “Ya Rab, ya Rab!” diye inleyen bebeleri mi? İsrâil’in korkunç medya gücünü bu îmân salâbeti yerle bir etti. Dünyâ halkları her zaman İsrâil’in oyuncağı medya ile uyuşturulur ve gerçekleri görmesi engellenirdi. Bugün dünyâ halkları, satın alınmış devlet adamlarına inat İsrâil’in karşısında, Filistin’in yanında. Bunu sağlayan Filistinlilerin temiz îmânlarıdır, îmânlarına sadâkat kuvvetidir.

İsrâil’in bütün insanlık dışı zulümlerine rağmen Kassam askerleri çok temiz bir savaş sürdürüyorlar. İsrâil, harp hukûkunu ayaklar altına alırken Kassam, bu husûsta çok dikkatli. Sanki HAMAS devlettir de İsrâil pis bir terör örgütüdür. Esir mübâdelesinde İsrâil’in verdiği esirler perîşân bir hâlde, yürümekte bile zorlanıyor. Ama HAMAS elindeki esirleri teslîm ederken sanki esir teslîm etmiyor da kırk yıllık dostları ile vedâlaşıyorlar. Karşılıklı olarak gülümsemeler,........

© Yeni Akit


Get it on Google Play