Değerli okurlarım dünyanın dört bir yanında yüz binler hatta milyonlar nerede ise her gün ülkelerinin büyük meydanlarını dolduruyor ve sesi çıktığı kadar bağırarak farkındalık oluşturup dalga dalga dünyamızın kararmış yüzünü aydınlatmaya çalışıyor.

Kimi sahnelerde, kimi ödül törenlerinde, kimi de zinde güçlerin oturduğu kaşanelerde Gazze’deki katliamı protesto edip terör devletini ve ona destek olan ülkeleri telin ediyor. Zulüm ile âbad olunduğu tarihin hiçbir döneminde görülmemiş ama zulmedenlerin akıbetlerinin berbat olduğuna çokça şahitlik yapılmıştır.

Gelecek mi gelmeyecek mi polemiği içerisinde ülkemize apar topar gönderilen ABD dışişleri bakanı ile kapalı kapılar arkasında neler konuşuldu önümüzdeki günlerde daha net anlaşılacak.

Beden dilinden okunanlara bakılırsa adam geldiğine geleceğine pişman olmuş gibi bir duruş sergiledi.

Yeni Türkiye birçok alanda duruşu ve eylemleri ile şaşırttığı için tüm dünya ülkemizde olup bitenleri yakından takip ediliyor.

Eski Türkiye’de yaşıyor olsaydık, iliklere kadar işlemiş aşağılık kompleksinin etkisi altında hareket edilecekti ve yahudi olduğu ile övünen bu adam allanıp pullanarak kırmızı halılar üzerinde en üst düzeyde karşılanır ve memnun edilerek ülkesine uğurlanırdı. Yeni Türkiye’de durum hiç de öyle olmadı adam şaşkın ördek gibi bir pozisyonda kameralarda görüntülendi.

Toplantı sonrası basına açıklama bile yapılmadan geldiği gibi gönderildi.

Kadraja giren görüntülerden ve yapılan yorumlardan da anlaşıldığı gibi Türkiye’siz hiçbir şey hal yoluna koyulamıyor ve havanda su dövülüyor. Beden dilinde, tokalaşma şekli, yüz ifadeleri ve kameraların görüntü alanına giren resimler, simgeler, masalar, sandalyeler nerede ise görseldeki tüm objelerin bir anlamı vardır. ABD dışişleri bakanının ziyaretini bu gözle irdelediğimizde verilen subliminal mesajların daha uzun süre konuşulacağı kanaatindeyim.

Bizdeki angutların gözü kör olduğu için bu mesajları görmezden gelip, işi yine kendi hezeyanları ile sulandırmaya çalıştılar ama güneşin balçıkla sıvanmayacağı da bir gerçek.

Bir ay içerisinde Gazze halkı üzerine yağdırılan bombaların Hiroşima ve Nagazaki’ye atılan bombaların iki katından fazla olduğunu düşünün, elektrik, su ve ekmeğin yok olduğu ve hastanelerin de tamamen yıkıldığını tahayyül edin ve empati yaparak gerisini vicdanınıza sorun.

Bu kadar acımasız bir zulme direnen Filistin halkı için işkembeden atıp tutanlar, bir kez daha düşünmeli ve azıcık vicdanları kaldı ise empati yapmalı.

Hamas’a terör örgütü yaftası yapıştıranlar, kurtuluş savaşında dedelerimizin vatan savunması için yaptıkları mücadeleye bir göz atmalı.

Maraşlı bir vatandaş olarak, rahmetli dedemin kurtuluş savaşında anlattıkları hâlâ çocukluk hafızamda taptaze canlı durur.

Fransız gavuru, yerli işbirlikçi Ermenilerin rehberliğinde Maraş’ı işgal edip acımasızca zulmün dozunu artırıp, bacılarımızın başörtüsüne tasallut edince, her mahalleden toplanan gençler ellerinde ne var ne yok bulduğu ile mücadeleye başlamış ve gece gündüz demeden canları pahasına işgalcileri ve işbirlikçilerini etkisiz hale getirerek, Maraşımızı düşman işgalinden kurtarmışlar. Maraş halkı her 12 Şubat’ta bu kurtuluş gününü çete bayramı olarak bir hafta boyunca kutlar.

Bayramın adı çete bayramı ve her mahalleden gençler o günlerin anısına hafta boyu çete elbisesi giyer.

Bu efsane kurtuluş, filmlere konu olmuştur.

Filmin adı, Kendini Kurtaran Şehir. Hamas’a terörist diyenler, Maraş çetelerine de terörist mi diyecekler. Maraş çetelerine terörist diyemeyeceğiniz gibi, Hamas çetelerine de terörist diyemezsiniz.

Aklını kiraya vermiş milli duygu yoksunu azgın azınlık, Filistin direnişinin simgesi olan bu mücahidlere terörist diyebilir.

Biz bu aymaz kendini bilmez güruha terör sevici deriz.

Terör seviciler, ellerinden gelse dağdaki teröristten, hapisteki teröriste kadar tüm teröristleri bağırlarına basacak.

Ancak milletin ferasetinden korkup, kem küm edip lafı ağızlarında geveleyip duruyorlar.

Dilinizin altında ıslattığınız baklayı çıkarın ve net olarak konuşun ki, millet gizli saklı tuttuğunuz şeyleri daha açık seçik görsün ve yüzünüze hakkettiğiniz gibi haykırsın ve tükürsün.

Maraşlı bir vatandaş olarak dedemin terörist olmadığına ne kadar inanıyorsam, Hamas’ın da terörist olmadığına o kadar inanıyorum.

Hamas mücahidleri tıpkı dedelerimiz gibi vatanlarını acımasız düşman işgalinden kurtarmaya çalışıyorlar.

Kukla Abbas’tan ve uyuşturulmuş gayrı milli ırkdaşlarından ne köy ne de kasaba oluru bizzat yaşayarak gördükleri için de kendi göbeklerini kendileri kesmeye çalışıyorlar. Şehitliği yüce bir mertebe gören bir topluma ne yapsanız sonuç değişmez.

Onlar onurları ile her türlü zorluğa rağmen dimdik ayaktalar.

Haklı davalarında arkalarında olmasını umduklarından ses seda çıkmayınca, gavura karşı kanlarının son damlasına kadar mücadele etmeye devam edeceklerini tüm dünyaya vakar bir şekilde duyurmaya devam edecekler.

Gayret onlardan tevfik ve inayet Allah’tan. Bizlere de dua düşüyor.

Allah yar ve yardımcıları olsun inşaallah.

Bu haftalık da bu kadar. Kalın sağlıcakla.

QOSHE - Beden dilinin sözü - Ali Akben
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Beden dilinin sözü

18 0
12.11.2023

Değerli okurlarım dünyanın dört bir yanında yüz binler hatta milyonlar nerede ise her gün ülkelerinin büyük meydanlarını dolduruyor ve sesi çıktığı kadar bağırarak farkındalık oluşturup dalga dalga dünyamızın kararmış yüzünü aydınlatmaya çalışıyor.

Kimi sahnelerde, kimi ödül törenlerinde, kimi de zinde güçlerin oturduğu kaşanelerde Gazze’deki katliamı protesto edip terör devletini ve ona destek olan ülkeleri telin ediyor. Zulüm ile âbad olunduğu tarihin hiçbir döneminde görülmemiş ama zulmedenlerin akıbetlerinin berbat olduğuna çokça şahitlik yapılmıştır.

Gelecek mi gelmeyecek mi polemiği içerisinde ülkemize apar topar gönderilen ABD dışişleri bakanı ile kapalı kapılar arkasında neler konuşuldu önümüzdeki günlerde daha net anlaşılacak.

Beden dilinden okunanlara bakılırsa adam geldiğine geleceğine pişman olmuş gibi bir duruş sergiledi.

Yeni Türkiye birçok alanda duruşu ve eylemleri ile şaşırttığı için tüm dünya ülkemizde olup bitenleri yakından takip ediliyor.

Eski Türkiye’de yaşıyor olsaydık, iliklere kadar işlemiş aşağılık kompleksinin etkisi altında hareket edilecekti ve yahudi olduğu ile övünen bu adam allanıp pullanarak kırmızı halılar üzerinde en üst düzeyde karşılanır ve memnun edilerek ülkesine uğurlanırdı. Yeni Türkiye’de durum hiç de öyle olmadı adam şaşkın ördek gibi bir pozisyonda kameralarda görüntülendi.

Toplantı sonrası basına açıklama bile yapılmadan geldiği gibi gönderildi.

Kadraja giren görüntülerden ve yapılan yorumlardan da anlaşıldığı gibi Türkiye’siz hiçbir şey hal yoluna koyulamıyor ve havanda su dövülüyor. Beden dilinde, tokalaşma şekli, yüz ifadeleri ve kameraların görüntü alanına giren resimler, simgeler, masalar, sandalyeler nerede........

© Yeni Akit


Get it on Google Play