Değerli okurlarım; Cumhuriyetimiz 100 yaşına bastı, Rabbim nasip etti yaşanan güzel günleri bizzat yaşayarak şahitlik ettik.

Kimi sazda, kimi sözde, kimi cazda ama kimi de aslına uygun olacak şekilde özde kutladı bu bayramı. Devlet-millet kaynaşması ile kutlamalar yapılınca bazı mahfillerden çıkan çatak sesler de bir anda kesildi ve herkes suspus bu güzel güne ve geceye kimi şaşkınlık içinde kimi de hasretini çektiği bir bayram olarak Gazze’de yapılan katliamdan dolayı buruk da olsa kutladı.

Sağdan soldan çıkan çatlak sesler elbette oldu ama çok şükür artık yeni bir yüzyıla girdik, bundan sonra geriye eski günlere dönmeden milletin hayal ettiği günlere doğru hızla yol almalıyız.

Çok zaman ve çok da enerji kaybettik.

Bir saniye bile beklemeye tahammülümüz yok.

İçmeden ya da içerek sarhoş olan valscılar birbirlerini ağırlaya dursun, milletin asil evlatları dünden bugüne yaşadıkları zorlukları ve zorbalıkları biliyor.

Lise yıllarımda okuduğum tarih kitapları son padişahımız Vahdeddin için hain, Cennetmekan Abdülhamid padişahımız için ise kızıl sultan yazdığı için körpe beyinlerimize bu affedilmez ihanet kazınmıştı.

Yıllar geçip aklımız zekâmızı kontrole başlayınca anladık ki, yakın geçmiş tarihimiz düzmece yalanlarla ve geçmiş ecdadımıza küfürlerle ve hezeyan ve hurafelerle dolu.

Üniversite yıllarında merhum üstadım Mehmet Şevket Eygi, merhum Kadir Mısıroğlu ve Yalan Söyleyen Tarih Utansın’ı yazan Mustafa Müftüoğlu’nun kaleminden ve kelamlardan dökülenleri okuyup dinleyerek aklı kullanmaya başlayınca durumun hiç de yazılanlar gibi olmadığı ve tamamen İngiliz kaynaklı milletin geçmişi ile bağlarını koparmaya matuf bir komplo kumpas olduğunu milletin kahir ekseriyeti öğrendi.

Aslında olanlar da bundan sonra olmaya başladı.

Dil devrimi, hilafetin kaldırılması ve hukuk sisteminin tamamen ecnebilerden devşirilmesi ve daha birçok cinayet maalesef İngiliz gâvurunun marifeti ile yıllarca bu millete zulüm aracı olarak kullanıldı.

Dualarla ilan edilen cumhuriyetimizin ilanında ikinci madde aynen şöyle der: “Türkiye devletinin dini İslam dinidir. Lisanı Türkçedir.”

Hatta 3 Mart 1924 tarihinde hilafet kaldırılırken “devletin dini İslam’dır” cümlesine dokunulmamış.

Milletin dini ile diyaneti ile oynanmaya başlayıp cumhuriyetimizi kuran din âlimleri bir bir darağacında sallandırılmaya başlayıp İstiklal Mahkemeleri ölüm fermanı yazan birer hücre haline gelince olanlar oluyor.

Millet büyük bir şok içerisinde, harpler darplar ve yoksullukla yaşama mücadelesinde iken İngiliz gâvuru boş durmuyor ve din adına ne varsa yok etmek için akla hayale gelmeyecek her türlü pisliği ve alçaklığı yapıyor.

Vahdeddin’i hain, Abdulhamid’i kızıl sultan olarak yaftalayıp aklı selim dışında kalanlara her türlü pisliği yaptırarak İngiliz gâvurluğunu perçinliyor.

Bu arada cumhuriyetimizin kuruluş yıl dönümleri milletin değerlerine ters olan valslarla balolarda içki masalarında kutlandığı için millet böyle bir bayramı hakketmiyoruz diyerek gönül koymuş ve o günden bugüne onlarca ihtilal, muhtıra ve dine diyanete baskı ve özel hayata müdahale türünde her türlü kepazelikler hep cumhuriyeti koruma ve kollama adına yapılıp, sağdan soldan gençler dar ağacında sallandırılıp, yaşını başını almış mütedeyyinler şapka uğruna kellelerinden olunca, 29 Ekimler halk tabanında kutlanmaktan çok bir avuç zinde tarafından halkın değerlerine küfredercesine kutlanmış.

Osmanlı dedelerimizin kurduğu cumhuriyeti yaşatmak için ne gerekiyorsa yapmaya hazır bir nesil geliyor.

Elhamdülillah.

Fetret devri bitti.

Geriye giderek ah eski günler diyenler elbette olacak ama milletimiz yekvücut uygun adım marş diyerek hep ileriye daha ileriye gitmeli.

Gericiler istemese de bu çok ama çok elzem.

Merhum üstadımın bir dizesi ile makalemi sonlandırıyorum.

“Yarın elbet bizim elbet bizimdir.

Gün doğmuş gün batmış ebed bizimdir.”

Bu haftalık da bu kadar. Kalın sağlıcakla.

QOSHE - Vals bayramı - Ali Akben
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Vals bayramı

10 1
05.11.2023

Değerli okurlarım; Cumhuriyetimiz 100 yaşına bastı, Rabbim nasip etti yaşanan güzel günleri bizzat yaşayarak şahitlik ettik.

Kimi sazda, kimi sözde, kimi cazda ama kimi de aslına uygun olacak şekilde özde kutladı bu bayramı. Devlet-millet kaynaşması ile kutlamalar yapılınca bazı mahfillerden çıkan çatak sesler de bir anda kesildi ve herkes suspus bu güzel güne ve geceye kimi şaşkınlık içinde kimi de hasretini çektiği bir bayram olarak Gazze’de yapılan katliamdan dolayı buruk da olsa kutladı.

Sağdan soldan çıkan çatlak sesler elbette oldu ama çok şükür artık yeni bir yüzyıla girdik, bundan sonra geriye eski günlere dönmeden milletin hayal ettiği günlere doğru hızla yol almalıyız.

Çok zaman ve çok da enerji kaybettik.

Bir saniye bile beklemeye tahammülümüz yok.

İçmeden ya da içerek sarhoş olan valscılar birbirlerini ağırlaya dursun, milletin asil evlatları dünden bugüne yaşadıkları zorlukları ve zorbalıkları biliyor.

Lise yıllarımda okuduğum tarih kitapları son padişahımız Vahdeddin için hain, Cennetmekan Abdülhamid padişahımız için ise kızıl sultan yazdığı için körpe beyinlerimize bu affedilmez ihanet kazınmıştı.

Yıllar geçip aklımız zekâmızı kontrole başlayınca anladık ki, yakın geçmiş tarihimiz düzmece yalanlarla ve geçmiş ecdadımıza küfürlerle ve hezeyan ve........

© Yeni Akit


Get it on Google Play