Rezalete bakar mısınız..

Balya balya avroların görüntüsü çıkmış. İddiası değil, görüntüleri çıkmış..

Çantalar, paketler, saymalar, tekrar destelemeler..

Vıcık vıcık pislik gözlerimizin önüne dökülmüş..

İBB orda. İBB’nin spor klübünün çantası da müdürü de orda..

Şimdi yeni yeni ortaya çıktı..

Şişli Belediye Başkanı da balya balya avroların destelendiği avukatlık bürosuna çanta dolusu para yollamış..

Eğer gerçekten bir taşınmaz alımı yapılıyorsa..

Taşınmaz CHP İstanbul İl Başkanlığı için alındığına göre..

Parayı da CHP Genel Merkez adına, il başkanının ödemesi gerekir..

Balya balya avroların, deste deste dolarların hepsinin hesabı, CHP İstanbul İl Başkanı (o dönem) Canan Kaftancıoğlu tarafından bilinmesi gerekir..

Ama maalesef, hanımefendi lütfen kabilinden..

İkinci haftada gelip ifade verdi..

Bir de efeleniyor:

“Seçime 10 gün kala 9 gün kala yok montajla, dublajla herhalde uğraşacak zaman bulamadılar seçim öncesi. CHP’yi, seçimlere giderken partimizi yıpratmak için kullanılan aparattan bir şey değildir.”

Yani şöyle mi demek istiyor Canan hanım:

“5 yıl önce bir küçük çocuğa tecavüz eden alçağı yakalarsanız, ona ceza veremezsiniz. 5 yıldır yakalamadıysanız, artık o suç, o alçağın yanına kâr kalmalı..”

Bunu mu diyor, Canan hanım..

Veya karısını hunharca öldüren bir katil, 5 yıl sonra ancak yakalanabildi ise..

“5 yılda bulamadınız. Artık bana ceza veremezsiniz” savunması yapan katili, sorgulamamalı mıyız?

Utanmadan sıkılmadan, “montaj-dublaj” diyorlar..

Gizli çekim diyorlar..

Kamera kaydının yapıldığı büronun sahibi olan avukat, günler öncesinden açıkladı, “Kamera kaydını, parayı teslime gelen kişiler istediler. Kaydın yapılmasını ve bir flash bellek ile bir örneğini de kendilerine verilmesini istediler. Biz de verdik. Onlar da, başkanımız istedi deyip aldılar.”

Şimdi Canan hanım, neyin kafasını yaşıyor da..

“Gizli çekim” iması yapıyor..

Utanmazlık işte böyle olur..

Belediye başkanları, para yolluyorlar..

Bu para ile CHP’ye il binası alınıyor..

Şişli Belediye Başkanı, İBB Başkanı, CHP’ye alınacak il binası için parayı, hangi kasadan yolluyor?

Kendi kasalarından mı?

Belediye kasasından mı?

Yoksa, belediyenin görev alanındaki işler için alınan rüşvet paralarından mı?

Canan hanım, “5 yıl önceki” derken..

Şu an ortaya çıkan görüntülerde kendisinin olmamasının rahatlığı ile konuşuyor ama..

Şu balya balya avroları gerçekten sorgulayacak ciddi bir savcılık soruşturulması yapılacak olsa..

Avukatlık bürosundan alınan sinyallerin tamamı, o büroya gelenleri göstereceğinden, onun ifadesi ile bunun beyanı ile değil.

Teknik takip sayesinde, tüm ilgililer tespit edilir..

Her biri toptan çağrılır.. Parça parça değil, aynı gün, aynı saatte adliyede bulunmaları istenir...

Üç savcı, dört savcı, aynı anda ifadeleri almaya başlar..

Böyle savcıya posta koyarcasına.

Savcı sanki ısmarlama soruşturma yapıyormuşcasına töhmet altına bırakılarak, efelenmeler yapanlara..

“Hatırlamadım” dedikleri an..

Bazı “hatırlatma”lar yapılır..

O hatırlatmalar yapılınca..

İşin ciddiyeti de, muhatapları tarafından kavranır..

İki hafta oldu..

Hâlâ isimler peyderpey belli oluyor..

Hani sorsak, “Hanginiz orda yoktu” diye..

İBB ve CHP teşkilatından bir eksik isim kalmayacak gibi..

Hepsi orda imiş..

Rüşvetten tutuklu Ali Gül’ün yaptığı inşatta..

Malvarlığı kendinden menkul bir Arnavut tarafından alınan bina..

5 ay sonra, 5 misli fiyata satılmaya kalkılıyor.

Ama ne hikmetse, Ali Gül’ün kardeşi Metin Gül, satış sırasında, orada bitiveriyor..

“Aman n’olursunuz, bana 2 milyon salma salındı. Bunu 1 milyon olarak ödeyeyim. Bu salma, bana çok geldi.”

Bu ifadeler verilmiş iken, Canan hanım kalkmış diyor ki:

“Aziz Nesin’in dediği gibi. Değerli arkadaşlar, gayri meşru ve yasa dışı yollarla ortaya sunulan görüntülerle ilgili ilk ifadeye çağrılan ben olsaydım ifade vermeyi reddederdim diyerek ifadeye başladım.”

Aziz Nesinlik ne var olayda..

Rüşvet paraları ile il binası almışsınız.

Ayan beyan ortada..

İBB koltuğuna oturalı 6 ay olmamış iken.

Bir müteahhite verilecek ihale üzerinden aldığınız parayı, avukatlık bürosuna getirmişsiniz..

Aziz Nesinlik olay ne?

İlla Aziz Nesin’in komik hikayelerine bağlayacaksanız işi..

Ana muhalefet partisinin, bir il binasını satın almada sergilediği rezaletlerin bininin bir para olduğu gerçeği üzerinden konuşmanız gerekir..

İl binasını alırken, gerçek değer ile tapu değeri arasında nerde ise yarı yarıya fark gösterin..

Vergi kaçırın..

Verdiğiniz parayı, belediyenin klübünün çantası ile taşıyın..

Paranın kaynağı sorulduğunda, “yardım paraları” diyerek, üstünü örtüp, ardından da “Aziz Nesinlik olay” de..

Sizsiniz “Aziz Nesinlik olay” Canan hanım...

Bir il binasının alımını beceremeyenler, ülke yönetimine talip oluyorlar..

Ve görüyoruz ki, suçüstü olduklarında, pişkin pişkin, “5 yıl sonra mı aklınıza geldi” diyerek, suçlarını örtmeye çalışıyorlar.

5 yıl önce, siz il binasını 41 milyona aldık. Ama tapuda 24 milyon gösterdik” dediniz de..

Biz mi, üzerine yatıp, şimdi 5 yıl sonra bunu gündeme taşıyoruz.

Sahtekarlık yapmışsınız..

Biz de “Canım koskoca CHP’li yöneticiler, hiç sahtekarlık yapar mı” diye hüsnüniyetle olaya yaklaşmışız..

Şimdi sahtekarlığınızı araştırmayalım mı..

Masanın üzerine koymayalım mı?

Ah.. Ahh.. İSKİ yolsuzluğunda bir savcımız vardı..

İşadamlarından, belediye başkanlarına kadar.. Hepsini hizaya dizmişti.. Hem de, CHP’li Adalet Bakanı’nın olduğu bir dönemde..

Şimdi kim, neyden çekiniyor ki, verilen ifadeleri bile, kendisi açıklarsa, öğrenebiliyoruz?

QOSHE - Ah ah bu ülkede savcı olsa ..! - Ali Karahasanoğlu
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Ah ah bu ülkede savcı olsa ..!

222 1
23.03.2024

Rezalete bakar mısınız..

Balya balya avroların görüntüsü çıkmış. İddiası değil, görüntüleri çıkmış..

Çantalar, paketler, saymalar, tekrar destelemeler..

Vıcık vıcık pislik gözlerimizin önüne dökülmüş..

İBB orda. İBB’nin spor klübünün çantası da müdürü de orda..

Şimdi yeni yeni ortaya çıktı..

Şişli Belediye Başkanı da balya balya avroların destelendiği avukatlık bürosuna çanta dolusu para yollamış..

Eğer gerçekten bir taşınmaz alımı yapılıyorsa..

Taşınmaz CHP İstanbul İl Başkanlığı için alındığına göre..

Parayı da CHP Genel Merkez adına, il başkanının ödemesi gerekir..

Balya balya avroların, deste deste dolarların hepsinin hesabı, CHP İstanbul İl Başkanı (o dönem) Canan Kaftancıoğlu tarafından bilinmesi gerekir..

Ama maalesef, hanımefendi lütfen kabilinden..

İkinci haftada gelip ifade verdi..

Bir de efeleniyor:

“Seçime 10 gün kala 9 gün kala yok montajla, dublajla herhalde uğraşacak zaman bulamadılar seçim öncesi. CHP’yi, seçimlere giderken partimizi yıpratmak için kullanılan aparattan bir şey değildir.”

Yani şöyle mi demek istiyor Canan hanım:

“5 yıl önce bir küçük çocuğa tecavüz eden alçağı yakalarsanız, ona ceza veremezsiniz. 5 yıldır yakalamadıysanız, artık o suç, o alçağın yanına kâr kalmalı..”

Bunu mu diyor, Canan hanım..

Veya karısını hunharca öldüren bir katil, 5 yıl sonra ancak yakalanabildi ise..

“5 yılda bulamadınız. Artık bana ceza veremezsiniz” savunması yapan katili, sorgulamamalı mıyız?

Utanmadan sıkılmadan, “montaj-dublaj” diyorlar..

Gizli çekim diyorlar..

Kamera kaydının yapıldığı büronun sahibi olan avukat, günler öncesinden açıkladı, “Kamera kaydını, parayı teslime gelen kişiler istediler. Kaydın yapılmasını ve bir flash bellek ile bir örneğini de kendilerine verilmesini istediler. Biz de verdik. Onlar da, başkanımız istedi deyip aldılar.”

Şimdi Canan hanım, neyin kafasını yaşıyor........

© Yeni Akit


Get it on Google Play