Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın, dün sosyal medya hesabından yaptığı paylaşım:

“Vefatının 15’inci yıl dönümünde Muhsin Yazıcıoğlu kardeşimi rahmetle yâd ediyorum. Merhum Yazıcıoğlu’nu her zaman cesaretiyle, yiğitliğiyle, dava adamlığıyla ve millî irade yanındaki sarsılmaz duruşuyla hatırlayacağız.

Ruhu şad, mekânı cennet olsun.”

Gerçekten de, 15. şehadet yılında rahmetle andığımız Muhsin Yazıcıoğlu, 28 Şubat sürecinde gösterdiği yürekli tavrı ile gönüllerde taht kurmuş bir isim değil mi?

Yakın tarihimizde siyaset yapan birçok isim unutuldu gitti.

Muhsin Yazıcıoğlu’un dünyevi makamından çok daha üstlerde boy gösterenler dahi..

Üç yıl sonra, beş yıl sonra, artık unutuldular..

Düşünün, bu ülkede Cumhurbaşkanlığı yapan Süleyman Demirel için, gönül rızası ile içinden gelerek, samimi bir şekilde “Allah razı olsun” diyen, toplumumuzda kaç kişi vardır?

Defalarca Başbakanlık koltuğuna oturan Mesut Yılmaz için, kaç kişi, “Bende hatırı var” der ve kendisini rahmetle yâd eder?

Onlarca isim sayabilirim..

Bir zamanların önde olan isimlerinden, özellikle “Allah razı olsun” denilerek yâd edilmeyi önemseyen sağ cenahta politika yapan, nice kişinin adını bile hatırlamıyoruz..

Sadece isimleri değil..

Partileri bile mevta oldu..

Hani nerede Adalet Partisi..

Hani nerede Anavatan Partisi..

Ama Cumhurbaşkanı koltuğuna oturmasa da.

Başbakanlık koltuğuna oturmamış da olsa..

Bakan unvanı almamış olsa da..

Muhsin Yazıcıoğlu dediğimizde..

Milyonların kalbinde bir titreme oluşuyor..

Gönül dolusu “Allah ondan razı olsun” duaları dillendiriliyor..

Partisine bakıyorsunuz..

Diğerleri gibi şaşaalı olmasa da..

BBP siyasi hayatına devam ettiği gibi..

Belki olumsuz yorumlayanlar olabilir ama..

BBP’den çıkan birden fazla siyasi hareketin de, bugün varlığına şahitlik ediyoruz.

Muhsin Yazıcıoğlu’nu böylesine değerli kılan ne idi?

İsmi anıldığında, büyük bir şevk ile rahmet okunmasının sebebi nedir?

Tabii ki bu soruların cevabı çok net:

Muhsin Başkan’ın siyasi hayatında, zigzag çizmemesi..

Egemenlere karşı dik duruşu..

Bunları yaparken de, kendisi için, partisi için bir şeyler istememesi..

Düşünebiliyor musunuz:

Refahyol hükümetini devirmek için, dört koldan harekete geçilmiş..

Bakanlar tehdit ediliyor..

Doğru Yol Partisi’nin milletvekillerine şantajlar yapılarak istifaları sağlanıyor.

Ama bakanlarla tek tek, milletvekilleri ile birer birer uğraşacaklarına, Muhsin Yazıcıoğlu’ndan küçücük bir ışık görseler..

Darbeciler 8 güvensizlik oyunu birden elde edeceklerdi ama..

Bu planda da, BBP isteyecek olsa, verecekleri taviz/rant gözlerinde bile yok iken..

Bir bakana istifası için, bir milletvekiline DYP’den ayrılması için uğraşacaklarına, BBP’ye sağlayacakları küçük bir rant ile çok daha hızlı amaçlarına ulaşma imkanları var iken..

Darbecilerin hiçbir talebine eyvallah etmeyen bir Muhsin Yazıcıoğlu örnekliğini gördük..

Refahyol’dan hiçbir menfaati olmadığı halde, “Milli iradenin yanındayım” diyerek, darbecilere boyun eğmeyen Muhsin Yazıcıoğlu, bu örnek siyasi kişiliği ile bugün dahi büyük bir teveccüh ile yâd ediliyor..

Desteğinin karşılığında bir bedel almamasına rağmen, hükümet kurulurken verdiği desteği, Refahyol yerine kurulan darbe hükümetinin oylamasında da geri adım atmayarak, güvensizlik oyu kullanarak tekrarlıyordu.

Evet, altını çizelim.

Pek üzerinde durulmaz..

Hatırlatılmaz..

Üzerinde tezler yazılması gerekirken, ki satır bir “teşekkür” bile dile getirilmez..

Biz yeni siyasetçilere örnek olması için..

“İki şehir istedik. bilmem kaç tane ilçe istedik. Ne var bunda” diyenlerin bilmeleri için hatırlatalım..

“Biz anahtar partiyiz.. Bize mahkumlar. Bize şunu vermezlerse, bunu vermezlerse, başkanlığı da riske atarlar” diyenlerin öğrenmeleri için söyleyelim..

8 milletvekili olan BBP, 2016’da ret oyu verseydi, Refahyol hükümeti kurulamıyordu bile..

Erbakan hocamızın siyasi hayatında, bu ülke için yaptığı çalışmaların karşılığında, Başbakanlık koltuğuna oturmuş olmasını, “her şeye rağmen, kısa süreli de olsa, onu mutlu eden bir karşılığı da oldu” diyebileceğimiz ülke adına vefa tavrı bile, BBP olmasaydı, gösterilememiş olacaktı..

Evet, sayılarla konuşalım: Refahyol Hükümeti 278 kabul, 265 ret ile kurulmuştu..

Eğer BBP milletvekilleri hayır oyu kullansalardı, evet diyenler 270, hayır diyenler 273 oluyordu..

Ve Refahyol hükümeti kurulamıyor, Erbakan hocamız da Başbakan olamıyordu..

Şimdi söyler misiniz:

Bu “evet” karşılığında, BBP’den bir kişi şu koltuğu kaptı” diyebilir mi?

Ki, 1995 seçimlerinde, DYP Genel Başkanı Tansu Çiller, Muhsin Başkan hakkında, çok olumsuz ifadelerle gündem oluşturmuştu.

Buna rağmen, o tarihlerde “koltuk” değil, “millet” diyen Muhsin Başkan, o gün sergilediği fedakarlığın karşılığını, bugün gönüllere taht kurarak kazanmış durumda..

Ya bugünkü benzer durumda olan siyasi partiler ne yapıyor?

SP ne yapıyor? DEVA ne yapıyor, Gelecek ne yapıyor? YRP ne yapıyor?

Söyler misiniz, bunlar ne yapıyorlar?

“Bizsiz olmaz. Bizim önerimizi kabul edeceksiniz” diyenler.

“Bizi değersiz sayamazsınız.. Bizim değerimizi kaybederek öğreneceksiniz” diyenler..

“Biz kaybettirdik” diyenler..

Muhsin Başkana bakıp, kendilerine onu örnek alamazlar mı?

QOSHE - Ah ah! Bugünkü siyasi partiler, Muhsin Başkan’ı örnek alsalar! - Ali Karahasanoğlu
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Ah ah! Bugünkü siyasi partiler, Muhsin Başkan’ı örnek alsalar!

182 15
26.03.2024

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın, dün sosyal medya hesabından yaptığı paylaşım:

“Vefatının 15’inci yıl dönümünde Muhsin Yazıcıoğlu kardeşimi rahmetle yâd ediyorum. Merhum Yazıcıoğlu’nu her zaman cesaretiyle, yiğitliğiyle, dava adamlığıyla ve millî irade yanındaki sarsılmaz duruşuyla hatırlayacağız.

Ruhu şad, mekânı cennet olsun.”

Gerçekten de, 15. şehadet yılında rahmetle andığımız Muhsin Yazıcıoğlu, 28 Şubat sürecinde gösterdiği yürekli tavrı ile gönüllerde taht kurmuş bir isim değil mi?

Yakın tarihimizde siyaset yapan birçok isim unutuldu gitti.

Muhsin Yazıcıoğlu’un dünyevi makamından çok daha üstlerde boy gösterenler dahi..

Üç yıl sonra, beş yıl sonra, artık unutuldular..

Düşünün, bu ülkede Cumhurbaşkanlığı yapan Süleyman Demirel için, gönül rızası ile içinden gelerek, samimi bir şekilde “Allah razı olsun” diyen, toplumumuzda kaç kişi vardır?

Defalarca Başbakanlık koltuğuna oturan Mesut Yılmaz için, kaç kişi, “Bende hatırı var” der ve kendisini rahmetle yâd eder?

Onlarca isim sayabilirim..

Bir zamanların önde olan isimlerinden, özellikle “Allah razı olsun” denilerek yâd edilmeyi önemseyen sağ cenahta politika yapan, nice kişinin adını bile hatırlamıyoruz..

Sadece isimleri değil..

Partileri bile mevta oldu..

Hani nerede Adalet Partisi..

Hani nerede Anavatan Partisi..

Ama Cumhurbaşkanı koltuğuna oturmasa da.

Başbakanlık koltuğuna oturmamış da olsa..

Bakan unvanı almamış olsa da..

Muhsin Yazıcıoğlu dediğimizde..

Milyonların kalbinde bir titreme oluşuyor..

Gönül dolusu “Allah ondan razı olsun” duaları dillendiriliyor..

Partisine bakıyorsunuz..

Diğerleri gibi şaşaalı olmasa da..

BBP siyasi hayatına devam ettiği gibi..

Belki olumsuz yorumlayanlar olabilir ama..........

© Yeni Akit


Get it on Google Play