Yolsuzluk iddiaları karşısında ne kadar rahatlar, ne kadar pişkince açıklamalar yapıyorlar, görüyor musunuz.
Görüntülerde balya balya avrolar var.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel çıkıp, “AKP’li avukat görüntüleri almış, sonra demiş ki, ‘Bu görüntüleri para karşılığı size vereyim.’ Demişiz ki, ‘Hiçbir çekinecek şeyimiz yok.’ Paranın geldiği yer belli, verildiği yer belli” diyebiliyor..
AKP’li avukat, AK Parti lehine bir iş yapmak istiyorsa, Cumhurbaşkanlığı seçimi-milletvekili seçimi öncesinde mi bunu yapar..
Yoksa.. AK Parti cumhurbaşkanlığı ve milletvekili seçimlerini kaybedecek olsaydı, çok daha önemsiz hale gelecek olan mahalli seçimlere mi, işi bırakırdı..
Neresinden baksanız, mantık fukarası cevaplarla, deste deste dolarları saklamaya çalışıyorlar..
Özgür bey, “paranın nereden geldiği de nereye gittiği de belli” diyor..
O zaman soralım:
“Nereden geldiğini açıklar mısınız?”
Birisi çıkıp, “Ekrem İmamoğlu’nun ve çevresinin, müteahhitlerden topladığı rüşvet paraları” diye tanımlama yapsa..
Özgür Özel beyefendi ne diyebilir?
“İşte belgesi.. Şu işadamından, şu miktarda bağış alınmış. O işadamının da Ekrem İmamoğlu ile hiçbir ilgisi yok” diyebilir mi?
Diyebiliyorsa, hodri meydan.
Köşemin tamamını kendilerine bırakacağım..
Paranın kimden geldiğini, orjinal tarihli belge ile buyursunlar ispat etsinler, köşemi kendilerine bırakacağım..
Açıklayamazlar..
Nitekim balya balya avroları çanta içinde getiren Ekrem İmamoğlu’nun mutemedi Fatih Keleş de, savcıya verdiği ifadede, konuyu açıklığa kavuşturmamış..
“Kavuşturamamış” demiyorum..
Bilerek topu saha dışına atmış.. Ismarlama ifade vermiş..
Demiş ki Fatih bey: “CHP Beylikdüzü İlçe Başkanı Turan Taşkın Özer, şu anda CHP milletvekilidir, ..”
Daha ilk cümleden, direkt Ekrem İmamoğlu’na gidiyoruz..
İstanbul’un 39 ilçesi var..
Niye; balya balya dolarların, hemen daha işin başında Ekrem İmamoğlu’nun önceki belediye başkanı olduğu Beylikdüzü’nden gelmiş olduğu itiraf edilmek zorunda kalınıyor?
Haydi “39 ilçeden birisi” de demeyelim. CHP’nin güçlü olduğu ilçelerin sayısını verelim. 39 ilçeden 14’ü CHP’nin. Niye 14 belediyeden bir başkası değil de, Ekrem’in at oynattığı Beylikdüzü?
Dahasını söyleyeyim. Bu 14 ilçe içersinde, Beylikdüzü’ne göre CHP’ye çok daha büyük paraların toplanabileceği ilçeler var..
Kadıköy var. Beşiktaş var.. Şişli var.. Bakırköy var..
Ama ne hikmetse, Ekrem İmamoğlu ile yakından irtibatlı Beylikdüzü ilçe başkanı, tek başına 15 milyon toplamış, Fatih kardeşine vermiş.
Eee.
Diğer ilçeler ne yapmış, onlar armut mu toplamış?
Sadece İstanbul’da değil, kampanyanın tüm Türkiye’de cari olduğunu kendileri açıklıyorlar.. Bir ilçede 15 milyon toplandı ise, tüm Türkiye’de ne kadar toplandı ve onlar ne oldu?
Mızrak, çuvala sığmıyor. Ne yaparlarsa yapsınlar. Sığmıyor..
Ama tilkiliği de elden bırakmıyorlar..
İşin gerçeğinin ortaya çıkarılmasını önlemek için.
Seçim öncesini bir atlatabilmek için.
TBMM’nin de tatilde olduğunu dikkate alarak.
Dokunulmazlık zırhının arkasına saklanıyorlar.
Fatih Keleş diyor ki:
“Parayı çantalar içinde aldığım Turan Taşkın Özer şu anda milletvekilidir.”
Yani şunu demiş oluyor: “Siz bu soruşturmanın, mahalli seçim öncesinde aydınlığa kavuşturulmasını beklemeyin. Parayı getiren milletvekili. Milletvekilleri de, dokunulmazdır. Dokunulmazlık kaldırılmadan siz onu ifadeye çağıramazsınız.”
Bu tilkilik karşısında, ben beklerim ki, Taşkın Özer isimli milletvekili, yiğit ise, dürüst ise, seçmenden aldığı oyun karşılığını verebilecek ahlakta ise.. Dokunulmazlık zırhının arkasına saklanmaz, savcıya gider, “Kendiliğimden geldim. Ben bildiklerimi tümü ile size anlatıyorum” der..
Ama bunlarda o cesaret nerde? O ahlak nerde?
“Mahalli seçim bizim son şansımız. Ekrem abimiz giderse, zaten biz de bitmişiz demektir” diye düşünerek son kozlarını oynuyorlar.
Bir senaryo yazmışlar, savcı ile de alay edercesine, “dokunulmazlığı olan bir milletvekili”ni adres olarak gösterip, soruşturmayı kilitlemeye çalışıyorlar..
Savcılığın yapabileceği bir şey yok mu?
Tabii ki var..
Fatih Keleş ifadesinin devamında diyor ki:
“Bana İstanbul İl Binası’nın satın alımıyla alakalı tüm Türkiye’de bağış kampanyası düzenlendiğini, partimizin bu amaçla para topladığını söyledi. Kendisine de bazı kişiler tarafından verilen bağış paralarının olduğunu ve bu paraları bana teslim edeceğini söyledi.”
Bu ifadeden hareketle, CHP’ye bir yazı göndererek, bahsedilen kampanya sebebi ile bağış yapanların listesi istenir..
O listede, bağışı kabul edenler arasında Turan Taşkın Özer’in 15 milyonluk bağış kabulü varsa..
“Helal olsun size. Yalan söylemiyorsunuz” diyeceğim.
Ama, sonradan düzenlenen sahte belgeler olmayacak..
2019’da düzenlenmiş, Anayasa Mahkemesi’ne de hesap kontrolü için yollanmış belgelerden Turan Taşkın Özer’in 15 milyon bağış topladığı ispatlanırsa, olay sadece taşınmaz alımında vergi kaçırmaya kalır..
Ama adım gibi biliyorum ki, CHP kayıtlarında,Taşkın Özer’in topladığı 15 milyon olması mümkün değil..
Şunu mu diyorsunuz, aklımızla alay edercesine: “Taşkın Özer tek başına 15 milyon topladı. Diğer tüm Türkiye’den ise bir lira toplanamadı..”
Diyecekler ki, “Diğer toplananlarla, 24 milyon bankadan ödedik ya!”
Ben de soracağım: Diğer toplananları bankadan satıcıya veriyorsunuz da, sadece Taşkın Özer’in topladığını niye, açıktan satıcıya veriyorsunuz?”
Ne anlatırlarsa anlatsınlar.
Olay rüşvet paralarına gidiyor..
Açıktan yapılan ödeme, rüşvet olarak toplanan paralar tanımına uyuyor..
Rüşvet demeseler de, kaynağı belirsiz paralar kapsamında, balya balya avrolardan, deste deste dolarlardan bahsediyoruz..
Hesabını veremeyeceklerinden emin olabilirsiniz...
Mahalli seçim sonrasında, zaten Ekrem İmamoğlu yolun sonuna geldiğini açıklayacaktı..
Balya balya avrolar da, bu işin perçinlenmesi olacak..
login
who are we?
contact us
qosheapp
Toi Staff
Gideon Levy
Belen Fernandez
Andrew Mitrovica
Mort Laitner
Nikkei Editorial
Rami G Khouri
Ali Fathollah-Nejad
visit website
