CHP İstanbul İl Başkanlığı ile CHP’li İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun öncülüğünde, İstanbul il binası satın alımı sırasında yaşanan skandallarda geldiğimiz son nokta şu, vıcık vıcık yolsuzluk, vıcık vıcık rüşvet, vıcık vıcık kara para olaylarından ibaret olaylar silsilesi..

Olayın medyaya intikal etmesinin üzerinden bir hafta geçti..

Rahmetli Erbakan hocamızın, o zamanın parası ile 3 TL’lik emlak vergisini geç ödemesi üzerinden manşet üstüne manşet atanlar..

Köşe yazıları ile Erbakan hocamızı yerden yere vuranlar.. Emin Çölaşan’la, onun talebeleri..

Cumhuriyet gazetesinin acar muhabirleri..

Hepsi suspus oldular..

Kendileri direkt cesaret edemediler ama.

Savunma sadedinde, “Avukat 4 yıldır şantaj yapıyordu.. Gizli görüntüleri sonunda servis etti” yalanını uydurdular..

“Avukat şimdi Japonya’ya kaçtı.”

Bugün geldiğimiz noktada, bu iki savunma da çöp oldu..

Avukat geldi, suçlanan birçok CHP’liden önce savcıya tanık olarak ifade verdi..

Japonya’ya kaçmadığını ispatladı..

Görüntülerin gizli çekim olmadığını, ödemenin yapılmasını belgelemesi açısından CHP’lilerin isteği ve kamerası olması sebebi ile kendisinin bürosunun seçildiğini beyan etti. Görüntülerin bir örneğinin Ekrem İmamoğlu’nun şirket müdürü Tuncay Yılmaz’a da verildiğini açıkladı..

Böylece, CHP’lilerin gerçekler karşısında nasıl debelendiklerini, görmüş olduk.

Bitti mi?

Bitmedi..

İki gün sessiz kalan CHP Genel Başkanı Özgür Özel, nihayet konuştu: “O balya balya paralar mı? Onlar İstanbul il binasının satın alınmasında ödenen para..” dedi..

“Bakın bakın, işte size belgesi” deyip, üç satırlık, tarafları CHP İstanbul İl Başkan Yardımcısı Özgür Nas ve satıcı Ali Rıza Braka olan ve avukat tarafından da imzalanan belgeyi gösterdiler..

Belgede, satışla ilgili olarak “nakden haricen” tanımlamasıyla 15.510.000 TL teslim edildiği yazılı idi..

Ama o ne?

CHP’nin o dönem avukatlığını yapan M. Kemal Çiçek, binanın alımında haricen değil, banka yoluyla para ödemesi yapıldığını açıkladı..

CHP’li yöneticiler duvara tosladılar..

Ama bunlarda utanmak yok..

Sülün Osman, bunların yanında halt etmiş..

İstanbul il başkanlığı bir açıklama yaptı..

Görüntüleri sızdıran avukat ve kullanan medya organları hakkında suç duyurusu yapacaklarını, kişisel verilerin ifşa edildiğini iddia ettiler.

O suç duyurusunu, bir hafta geçti, göremedik..

Ve son satırda da, görüntülerdeki 15 milyon TL’nin “kapora ödemesi” olduğunu ifade ettiler..

Sülün Osman dedik ya..

Satışın sonundaki ödemeyi, satışın başında ve cüzi bir miktarda olması gereken kapora olarak göstermeye kalkışmak da, tam Sülün Osman icraatı olarak önümüze konulmuş oldu..

Özgür Özel de, çıkışarak, “Anlamıyor musunuz, o para kapora kapora” diye ortalığı birbirine kattı.

85 milyonluk Türkiye’yi yönetme iddiası ile ortaya çıkan CHP’nin kapora algısı çabuk söndü..

Ödemenin kapora olmadığı, olamayacağı, resmi satım senedindeki miktarın zaten banka yoluyla resmi olarak satıcıya ödendiğinin ispatlanması ile kesinleşti..

Bu sefer yüzlerini biraz buruşturarak, “Canım Türkiye’de hep oluyor ya. Tapudaki değer ile gerçek değer arasında fark vardı. Kaçırılan miktarı, açıktan ödedik” açıklamasını yaptılar..

CHP’nin İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu da, “Arkadaşlar usul hatası yapmışlar” diyerek, önceki tarihlerde kapora olarak yutturmaya çalıştıkları paranın, aslında vergi kaçırmak için resmiyette gösterilmeyen miktar olduğu tescillendi..

Resmiyette gizlenen para.. Elden teslim.. Tapu değeri ile gerçek satış değeri arasındaki farklılık.. Kapora..

Derken, bir siyasi parti adına yapılan alımın bedelinin bir miktarının açıktan yapılmasının arkasında, paranın kaynağı sorgulanmaya başlanınca.

Vıcık vıcık rezalet ortaya çıktı.

Kanuna aykırı bağışlar.. Rüşvetler. Haraçlar.. Kaynağı uyuşturucu parası mı, bahis parası mı, kumar parası mı, kaynağı belirsiz suçtan elde edilen para mı, anlaşılamayan çanta çanta dolarlar, avrolar belgeleri ile gündeme oturdu.

Sözcü, Cumhuriyet, Birgün hâlâ suskun.

Hatta, Karar gazetesi, Milli Gazete, Yeni Asya suskun..

Ne oldunuz ağalar. ne oldunuz paşalar..,

Düne kadar, yolsuzluk endeksinde, Türkiye’nin kötü karnesi diye manşetler atarken, şimdi ne oldu da, Türkiye’yi tek başına yolsuzluk endeksinin en tepesine yerleştirecek boyuttaki bu rezil olayı haber yapamıyorsunuz?

Biz bu kadarını tahmin edemiyorduk, satım bedeli/kapora/açıktan ödeme muhabbetlerini aşıp, “bir işadamından ismi gizlenerek alınan bağış” izahatına soyundular.

Olayların birebir içinde olan avukat ifşa etti: “Metin Gül isimli müteahhit, CHP’li İBB’de, CHP’li Sarıyer ve Beylikdüzü Belediyesinde işlerim var. Bana 2 milyon ödememi istediler. N’olursunuz bana bir yardım. Bana kesilen 2 milyonluk miktarın yarısını ödeyeyim..” (Metin Gül’ün kardeşi Ali Gül’ün, CHP’li başkanın yönetimindeki Büyükçekmece Belediyesi’ndeki görevlilere verilen rüşvet sebebi ile cezaevinde tutuklu olduğunu da hatırlatalım..)

Ne hikmetse, mal sahibi görünen Ali Rıza Braka, “Bana ne senin işinden. Bana ne sana kesilen cezadan. Ben senden değil, taşınmazı alan CHP’den istiyorum paramı zaten” demiyor..

Bir çırpıda 1 milyon TL’lik indirimi yapıveriyor..

İşe bakın, 1.000 asgari ücretli işçinin bir ay boyunca çalışıp, ay sonunda alacağı maaş toplamı, CHP’li belediyeler tarafından bir işadamına haraç olarak tahakkuk ettiriliyor, bunun yarısı da, görüşmeler sonrasında siliniyor..

Paralar.. Avrolar, dolarlar..

Ve son soru: Kemal Kılıçdaroğlu, Ekrem İmamoğlu’nun cumhurbaşkanlığı adaylığına, bu gerçekleri bildiği için mi karşı çıkmıştı?

QOSHE - Balya balya avrolar, deste deste dolarlarda son aşama! - Ali Karahasanoğlu
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Balya balya avrolar, deste deste dolarlarda son aşama!

150 9
21.03.2024

CHP İstanbul İl Başkanlığı ile CHP’li İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun öncülüğünde, İstanbul il binası satın alımı sırasında yaşanan skandallarda geldiğimiz son nokta şu, vıcık vıcık yolsuzluk, vıcık vıcık rüşvet, vıcık vıcık kara para olaylarından ibaret olaylar silsilesi..

Olayın medyaya intikal etmesinin üzerinden bir hafta geçti..

Rahmetli Erbakan hocamızın, o zamanın parası ile 3 TL’lik emlak vergisini geç ödemesi üzerinden manşet üstüne manşet atanlar..

Köşe yazıları ile Erbakan hocamızı yerden yere vuranlar.. Emin Çölaşan’la, onun talebeleri..

Cumhuriyet gazetesinin acar muhabirleri..

Hepsi suspus oldular..

Kendileri direkt cesaret edemediler ama.

Savunma sadedinde, “Avukat 4 yıldır şantaj yapıyordu.. Gizli görüntüleri sonunda servis etti” yalanını uydurdular..

“Avukat şimdi Japonya’ya kaçtı.”

Bugün geldiğimiz noktada, bu iki savunma da çöp oldu..

Avukat geldi, suçlanan birçok CHP’liden önce savcıya tanık olarak ifade verdi..

Japonya’ya kaçmadığını ispatladı..

Görüntülerin gizli çekim olmadığını, ödemenin yapılmasını belgelemesi açısından CHP’lilerin isteği ve kamerası olması sebebi ile kendisinin bürosunun seçildiğini beyan etti. Görüntülerin bir örneğinin Ekrem İmamoğlu’nun şirket müdürü Tuncay Yılmaz’a da verildiğini açıkladı..

Böylece, CHP’lilerin gerçekler karşısında nasıl debelendiklerini, görmüş olduk.

Bitti mi?

Bitmedi..

İki gün sessiz kalan CHP Genel Başkanı Özgür Özel, nihayet konuştu: “O balya balya paralar mı? Onlar İstanbul il binasının satın alınmasında ödenen para..” dedi..

“Bakın bakın, işte size belgesi” deyip, üç satırlık, tarafları CHP İstanbul İl Başkan Yardımcısı Özgür Nas ve satıcı Ali Rıza Braka olan ve avukat tarafından da imzalanan belgeyi gösterdiler..

Belgede, satışla ilgili olarak “nakden haricen” tanımlamasıyla 15.510.000........

© Yeni Akit


Get it on Google Play