Hamas lideri Haniye'nin 3 çocuğu ve 4 torunu, İsrail saldırısında şehid edildiler..

Binlerce Gazzeli çocuğa ilaveten, şimdi HAMAS Liderinin küçük yaştaki torunları da şehid edildi..
Bir tane batılı devlet lideri, Heniye'yi arayıp, başsağlığı diledi mi?
"Küçük yaştaki çocukların öldürülmesini doğru bulmuyoruz" dediler mi?
Bizim eziklerin, "Orada hukuk var" dedikleri Amerika'sından Almanya'sına bir tane devlet başkanı, HAMAS liderinin üç oğlu ve dört torunu için, kısacık bir taziyede bulundular mı?
Diyeceksiniz ki, "Küçük yaştaki torunları şehid eden silahı, bombayı veren devletlerden, başsağlığı mesajı gelmesi daha da garip olmaz mıydı?"
Evet, siz de haklısınız.
Önce bombayı verip, sonra da o bomba ile öldürülenler için taziyede bulunmak, daha da büyük riyakarlık olurdu..
Peki, o Haçlı artığı devletlerin bir tanesinden bile taziye yok iken..
Onlar HAMAS'ı terör örgütü olarak ilan ettikleri için, bir siyasi parti liderinin küçük yaştaki torunlarının bile ölümü hakkettiği inancı ile soykırıma sessiz kalırlarken..
Türkiye'nin Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, HAMAS Lideri Haniye'yi arıyor, taziyede bulunuyorsa..
İslam ülkelerinden bile, çok geniş şekilde bir tepki duyamadığımız ortamda, Tayyip Erdoğan net olarak, "İsrail, işlediği insanlık suçlarının hesabını hukuk önünde mutlaka verecek” diyorsa..
2010'lu yıllarda "İsrail'de bombaların korkuttuğu çocuklar için ağlıyorum” diyen ABD kuklası Fetullah Gülen, şimdi binlerce çocuğun korkması değil, ölmesi karşısında tek kelime etmiyorsa..
Ve onun satılık uşakları, Tayyip Erdoğan düşmanlığını devam ettirip..
AK Parti iktidarını, İsrail'e ticareti kesmemekle suçluyorlarsa..
Taksim'de geçtiğimiz hafta yapılan gösterileri destekliyorlarsa..
O gösterilere katılan samimi kardeşlerimiz de oturup düşünmeliler..
"Bu Fetöcüler, bizi niye destekliyorlar?"
Bir tanesi, iki tanesi değil..
Kolları sıvamışlar, her bir ferdi... Her bir internet sitesi.. Her bir sosyal medya hesabı..
Hep birlikte, Taksim'deki gösteride, başörtülü göstericilere, polisin şiddet gösterdiğini iddia ederek, "Sıra size de geldi işte" gülücükleri ile kamuoyu oluşturuyorlar..
Taksim'de gösteri yapan kardeşlerimiz, haydi bir gösteri de, "Biz FETÖ'cü alçakların desteklerinden uzağız" deklarasyonu ile yapsınlar..
"İsrailli bebekler bombalardan korkuyor açıklamanızı unutmadık" açıklamasını yayınlasınlar..
Tam da 31 Mart seçimleri sonrasında..
Ve özellikle de Taksim'de zirveye çıkan o AK parti düşmanlığı gösterilerinin hemen ardından, Hamas liderinin üç oğlu ve dört torununun şehid edilmesinin, tesadüf olduğunu mu sanıyorsunuz..
İsrail bunların hepsinin hesabını, ince ince yapmıştır..
Bize inanmıyorsanız, Erbakan hocamızın sözlerine bakın, gerçeği görün:
"Şu sözümü unutmayın, tarihi bir söz söylüyorum. Siyonizm öyle ustadır ki ‘Kim ben mi? Ben hiç Siyonizme hizmet edebilir miyim?' marşını söylete söylete, seni kendi ordusuna asker gibi kullanır.."
Evet, "İsrail'le ticareti kesin" isteği, ne kadar haklı, ne kadar masum, ne kadar vicdanlı bir talep..
Ama açıkca İsrail'e, İsrailli askerlere bağış yaptığı açıklanan şirketlere boykot çağrılarımızı, "Hah hah ha.. Ne boykotu ya.. Hangi çağdayız.." diyen ahlaksızlar bile, "İsrail ile ticareti kesin" diyerek, aslında Filistinlilerle yapılan ticaretin kesilmesi için algı oluşturuyorlarsa.
Mescid-i Aksa'ya gitmek isteyenlerin bile, pasaportlarına İsrail mührü vurularak giriş yapabildikleri gizleniyorsa..
Mescid-i Aksya'ya gidenlerin, pasaportunda sanki İsrail'e gitmişler gibi vurulan mühür ne kadar yanıltıcı ise..
Filistinlilerle yapılan ticaretin de, zorunlu olarak İsrail gümrüğü üzerinden yapılmasını istismar ederek, "İsrail ile ticareti kesin" demek de o kadar yanıltıcıdır.
İsrail gümrüğünden geçen ürünlerin çok büyük bir çoğunluğunun aslında Filistinlilere gittiğini gizleyenler..
"Kesin canım. Kesin. Ticareti kesin." diyenler..
Sanki Türkiye, İsrail'le ticaret yapıyor ve bu ticaret sayesinde ihya oluyormuş ve bundan memnuniyet duyuyormuş gibi algı oluşturanlar.
2014 yılında Fetöcülerin ortaya attığı "İsrail'in jet yakıtı, Türkiye'den" iftiralarına "yalan" damgasını vuran dönemin Dışişleri Bakanı, sonrasında Başbakanı Ahmet Davutoğlu, şimdilerde, aynı yalanı kendisinin tekrarlamaktan utanmaması..
Taksim'de gösteri yapan gençleri geçtik..
Bu ülkede başbakanlık yapmış insanların bile böylesi kendini inkar eden açıklamalara imza atması..
Benim de üyesi bulunduğum Hukukçular Derneği'nin dahi, bu algı operasyonlarına alet olması..
En iyimser anlatımı ile; Erbakan hocamızın, Siyonizmle ilgili yukardaki sözlerini bize hatırlatmıyor mu?

QOSHE - Haniye'nin torunları için bir Batılı taziyede bulundu mu? - Ali Karahasanoğlu
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Haniye'nin torunları için bir Batılı taziyede bulundu mu?

158 10
12.04.2024

Hamas lideri Haniye'nin 3 çocuğu ve 4 torunu, İsrail saldırısında şehid edildiler..

Binlerce Gazzeli çocuğa ilaveten, şimdi HAMAS Liderinin küçük yaştaki torunları da şehid edildi..
Bir tane batılı devlet lideri, Heniye'yi arayıp, başsağlığı diledi mi?
"Küçük yaştaki çocukların öldürülmesini doğru bulmuyoruz" dediler mi?
Bizim eziklerin, "Orada hukuk var" dedikleri Amerika'sından Almanya'sına bir tane devlet başkanı, HAMAS liderinin üç oğlu ve dört torunu için, kısacık bir taziyede bulundular mı?
Diyeceksiniz ki, "Küçük yaştaki torunları şehid eden silahı, bombayı veren devletlerden, başsağlığı mesajı gelmesi daha da garip olmaz mıydı?"
Evet, siz de haklısınız.
Önce bombayı verip, sonra da o bomba ile öldürülenler için taziyede bulunmak, daha da büyük riyakarlık olurdu..
Peki, o Haçlı artığı devletlerin bir tanesinden bile taziye yok iken..
Onlar HAMAS'ı terör örgütü olarak ilan ettikleri için, bir siyasi parti liderinin küçük yaştaki torunlarının bile ölümü hakkettiği inancı ile soykırıma sessiz kalırlarken..
Türkiye'nin Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, HAMAS Lideri Haniye'yi arıyor, taziyede bulunuyorsa..
İslam ülkelerinden bile, çok geniş şekilde bir tepki duyamadığımız ortamda, Tayyip Erdoğan net olarak, "İsrail, işlediği insanlık suçlarının hesabını hukuk önünde mutlaka verecek” diyorsa..
2010'lu yıllarda "İsrail'de bombaların korkuttuğu çocuklar için ağlıyorum” diyen ABD kuklası Fetullah Gülen, şimdi binlerce çocuğun korkması değil, ölmesi karşısında tek kelime........

© Yeni Akit


Get it on Google Play