“Filistin İnisiyatifi olarak tam yüz on gündür izleyicisi olmak zorunda bırakıldığımız bir soykırımın alan genişletme çabalarına dikkat çekmek için toplanmış bulunuyoruz. İsrail Gazze’de adeta bir sayaç kurdu ve bütün dünya kaç dakikada kaç çocuğun öldüğünü hesaplama derdine düştü. Dakikalar geçtikçe sayı arttı, artmaya devam ediyor! Düşen bombalara, seken kurşunlara karşı elimizden bir şey gelmedi, gelmiyor. Her dakika, her saat masum insanlar katledildikçe yerimizde duramadık, yerinizde duramadınız. Bir şeyler yapmak için çabaladık, çabaladınız. Sesimizi yükseltmek istedik, yükseltmek istediniz. Ama bize “savaşı devletler, ordular başlatır ve onlar bitirebilir ancak; siz halksınız, elinizden bir şey gelmez” dediler, diyorlar.

İsrail soykırımın 110’uncu gününde havadan, karadan ve denizden abluka altında tuttuğu; tonlarca kitle imha silahıyla vurduğu, hastaneleri, okulları, mülteci kamplarını, hatta mezarlıkları yağmaladığı Gazze de hayata dair hiçbir şey bırakmamak için şimdi de açlık silahını kullanıyor. İşlenen savaş suçuna karşı sesimizi yükseltmek istiyoruz. Bu kez elimizden gerçekten bir şey gelebilir. Bombalardan, kurşunlardan kalan derme çatma çadırlarda donma riskiyle baş başa yaşamak zorunda kalan çocuklara uzanmak istiyoruz. Ses vermek istiyoruz. Gazze’nin çocuklarına... Ekmeğimizi bölmek, onları kışın soğuğundan korumak istiyoruz ve buradan en gür sesimizle haykırıyoruz: Bir yardım koridoru oluşturun!

25 binden fazla insanın katledildiği Gazze de en az 10 bin kişi enkaz altında veya kayıp durumda. 64 binden fazla insan yaralı, ancak tedavi göremiyor! İlaç yokluğunda ameliyatlar elektriksiz, anestezisiz gerçekleştirilmeye çalışılıyor.

Tonlarca bombayla vurularak insansızlaştırılmak istenen Gazze'nin kuzeyi tamamen muhasara altına alınmış durumda. İşgalciler kuzeyi her yerden kuşatmış durumdalar ve işgalciler kuzey-güney bağlantısının tamamen kesilmesi sebebiyle özellikle kuzey Gazze’ de 500 binin üzerinde insanı açlıkla baş başa bıraktılar.

İnsanlar hayatta kalmak için hayvan yemlerini öğüterek elde ettikleri unlarla ekmek yapmaya çalışıyorlar. Temiz içme suyu bulamadıkları için yağmur suyunu biriktirerek susuzluklarını gidermeye çalışıyorlar. Bu durum sağlık sisteminin tamamen çöktüğü bölgede salgın hastalık riskini de beraberinde getiriyor.

Dünyayla bağlantısı tamamen kesilen Gazze'nin kuzeyinde direkt olarak hedef alınan insani yardım görevlileri çalışma yapamıyorlar. İşgalci katillerin konserve kutularına yerleştirdikleri patlayıcılar sokaklara bırakılıyor ve bu şekilde özellikle çocukların, çocuklarımızın ölümleri isteniyor ve onlar yok ediliyorlar. Durum böyle devam ederse yarım milyona yakın insanın hayatı açlık sebebiyle tehlikeye girecek! Halen 25 binden fazla tırın Refah sınır kapısından Gazze'ye girmeyi beklediğini düşündüğümüzde içeride yaşanan kıtlığın, sınır kapılarının insani yardıma açılması ve yardımların kuzey tarafına da ulaştırılmasıyla son bulacağını düşünmekteyiz. Bu sebeple, sınırı kontrolü altında tutanlardan isteğimiz acilen Refah sınır kapısının koşulsuz şekilde insani yardıma açılmasıdır! İsrail işlediği tüm suçlardan yargılanmalıdır ve uluslararası hukuk ihlallerinden sorumlu tutulmalıdır!

Bu amaçla Filistin inisiyatifi olarak 23 Ocak 2024 Salı günü, Türkiye saatiyle saat yirmide, X platformunda, #GazaStarling etiketiyle destek verdiğimiz o çalışmaya dünya çapında geniş katılım oldu. 5 milyondan fazla paylaşımla küresel insani etkileşim rekoru kırıldı.

Bu çalışmaya bu kadar büyük destek verilmesinin en büyük sebebi Gazze’de 110 gündür devam eden soykırımın artık dünya halklarına çok ağır gelmesi ve bir an önce bu vahşetin sona ermesinin istenmesidir... Gazze de açlık ve kıtlığın baş göstermesi sebebiyle çocukların açlıktan ölmesine verilen tepkidir bu!

Çaresizlik ve bu vahşete karşı bir şey yapamama hissi milyonlarca insanı sosyal medyada birleşerek tüm muktedirlere seslerini duyurma çabasına itmiştir. Bu yapay zekâ çağında, yanı başımızda, gözlerimizin önünde, canlı yayınlarda, insanların tüm dünyanın gözü önünde açlıktan hayatını kaybetmesi ve bizim buna müdahale edemeyişimiz, hepimizi derinden yaralıyor.

Gazze'de yaşananlara şahit olan milyonlarca insan artık somut bir şey bekliyor. Gerçek bir şey bekliyor. Gazze'deki kardeşlerimiz ve bütün dünyadaki vicdan sahipleri adına iki çağrımız var! Dünyanın dört bir yanında İsrail’in bu alçakça saldırılarına karşı sesini yükselten, meydanları dolduran vicdan sahibi halklara sesleniyoruz: Filistin'in sesi olmaya devam edin! Ve asla boykottan vazgeçmeyin!

İkinci çağrımızsa İsrail’in üzerinde nüfuzu olan, sınırın açılmasına katkı sağlayabilecek ülkeler ve uluslararası organizasyonlaradır. Derhal Gazze'deki acımasız soykırımı durdurunuz! Refah sınır kapısının insani yardımlara açılmasına vesile olunuz. Ve o yardımların kuzey bölgelerine de ulaşmasını sağlamak için gerçek bir şey yapınız...

İnsanlık saati için Gazze de zaman durdu, insanlığı bekliyor!”

Filistin İnisiyatifi’nin bu çağrısını tüm kalbimle destekliyorum...

QOSHE - İnsanlık saati için Gazze de zaman durdu, insanlığı bekliyor!  - Ali Osman Aydın
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

İnsanlık saati için Gazze de zaman durdu, insanlığı bekliyor! 

10 5
26.01.2024

“Filistin İnisiyatifi olarak tam yüz on gündür izleyicisi olmak zorunda bırakıldığımız bir soykırımın alan genişletme çabalarına dikkat çekmek için toplanmış bulunuyoruz. İsrail Gazze’de adeta bir sayaç kurdu ve bütün dünya kaç dakikada kaç çocuğun öldüğünü hesaplama derdine düştü. Dakikalar geçtikçe sayı arttı, artmaya devam ediyor! Düşen bombalara, seken kurşunlara karşı elimizden bir şey gelmedi, gelmiyor. Her dakika, her saat masum insanlar katledildikçe yerimizde duramadık, yerinizde duramadınız. Bir şeyler yapmak için çabaladık, çabaladınız. Sesimizi yükseltmek istedik, yükseltmek istediniz. Ama bize “savaşı devletler, ordular başlatır ve onlar bitirebilir ancak; siz halksınız, elinizden bir şey gelmez” dediler, diyorlar.

İsrail soykırımın 110’uncu gününde havadan, karadan ve denizden abluka altında tuttuğu; tonlarca kitle imha silahıyla vurduğu, hastaneleri, okulları, mülteci kamplarını, hatta mezarlıkları yağmaladığı Gazze de hayata dair hiçbir şey bırakmamak için şimdi de açlık silahını kullanıyor. İşlenen savaş suçuna karşı sesimizi yükseltmek istiyoruz. Bu kez elimizden gerçekten bir şey gelebilir. Bombalardan, kurşunlardan kalan derme çatma çadırlarda donma riskiyle baş başa yaşamak zorunda kalan çocuklara uzanmak istiyoruz. Ses vermek istiyoruz. Gazze’nin çocuklarına... Ekmeğimizi bölmek, onları kışın soğuğundan korumak istiyoruz ve buradan en gür sesimizle haykırıyoruz: Bir yardım koridoru oluşturun!

25 binden fazla insanın katledildiği Gazze de en az 10 bin kişi enkaz altında veya kayıp durumda. 64 binden fazla insan yaralı, ancak tedavi göremiyor! İlaç yokluğunda ameliyatlar elektriksiz, anestezisiz gerçekleştirilmeye çalışılıyor.

Tonlarca........

© Yeni Akit


Get it on Google Play