Bizim kuşak komünizm düşmanlığı ile yetişmişti. O yıllarda birçok il ve ilçede komünizmle mücadele dernekleri kurulmuştu. Çünkü o yıllarda bir Rusya ve komünizm korkusu vardı. İster istemez komünizme ve Rusya’ya karşı olan düşmanlık, bir kısım insanları da Amerikan yanlısı gibi yapıyor ve komünizme karşı mücadele edenler Amerikan yanlısı gibi görülüyor veya gösteriliyor, faşist ilan ediliyorlardı.

Yaşı müsait olanlar o günlerde yaşanılanları, kardeşin kardeşe nasıl düşman edildiklerini elbette hatırlarlar. Biz Türkler bir zamanla Kore savaşına katılan büyüklerimizin hatıralarını can kulağı ile dinlerdik. O halde şöyle sormalıyız: Kore’de biz Türkler kimin yanında ve kimin için savaştık?... Bugün onların torunlarına dost ve müttefik deniyorsa; neden dostluk ve müttefikliğin icapları tam olarak yerine getirilmiyor? ABD yöneticileri düşünmeli, soruşturmalı ve araştırmaları lazımdır. Tarihte birçok güçlü devletlerin, güçlü imparatorlukların gelip geçtiğini, yıkıldıklarını bizler biliyoruz bu gerçeği onların da çok iyi bilmesi lazım... O halde dünyayı idare edenlerin daha adil ve daha dikkatli olmaları icap eder.

Adalet olmasa tarihte yıkılıp, yok olan zalim devletler gibi kendini süper zanneden zalim devletler er veya geç yıkılıp gideceklerdir. Şu an ABD’nin başında Biden var. Dünya mazlumlarının ırkları, renkleri ne olursa olsun bugüne kadar elle tutulur, gözle görülür bir iyiliği, zulmü, zalimleri desteklemekten başka bir şey olmadı. Umarız kalan başkanlık döneminde dünyadaki bütün mazlumların sesine kulak verir, zalimden yana değil, mazlumdan yana tavır koyarak, dünya genelinde akan kanların durmasına sebep olur. Ne gezer…

Şu anda başta Biden olmak üzere birçok batılı devlet başkanlarının desteği ile 7 Ekim 2023’ten beri Gazze’de soykırım yapılıyor… Binlerce masum çocuk, kadın ve siviller hunharca ve alçakça şehit edildiler… Biden da kendinden önceki başkanlar gibi zalimlerin yanında yer alarak, mazlumlara kan kusturmaya devam ediyor. Devletlerin içlerini karıştırmak, ihtilaller planlamakla meşgul. Mutlaka Cenab-ı Hakk’ın da bir planı vardır. Görelim Mevla’m neyler? Neylerse güzel eyler.

Bizim yaşta olanlar hatırlayacaklardır; Bir zamanlar İstanbul’a Amerikan 6. filosu gelmişti. Sol görüşlü insanlar 6. filoyu telin etmek için bir yürüyüş ve Taksim’de de toplantı tertiplemişlerdi. Ancak o zaman komünizme karşı olanlar solcu kesimin tertipledikleri bu telin mitingine karşı çıkmış, ne yazık ki, her iki taraf da Türk vatandaşı olmasına rağmen tabir caizse, birileri öbürlerine komünist, öbürleri diğerlerine faşist diyerek birçok Türk evladı Taksim’de can vermişti.

Perdenin arkasında yine Siyonistler vardı elbette. Öldürmüşlerdi de kardeş, kardeşi birilerinin oyununa gelerek, kurdukları tuzaklara düşerek öldürmüşlerdi. Bu oyunu oynayan hem sağcılar hem de solcular, oyuna geldiklerini senelerce sonra öğrenebildiler, anlayabildiler. Pek tabi iş işten geçmişti. Nice kardeş kanları dökülmüştü. Ölenlerin bir daha geri gelmesi elbette mümkün olamazdı.

Senaryoyu yazan ve uygulama sahasına koyan hep başkaları, daha doğrusu Siyonistler ve sömürgeci, kan dökücü batılılar idi. Nedense o zaman insanlarımız ikiye ayrılmıştı. Sağcı, solcu, memurlar, öğretmenler, öğrenciler, sağcı, solcu işçiler, polisler, gazete ve dergiler, komünist, faşist diye ayrılmışlardı. Tabii bu arada sanatçılarımız da ikiye ayrılmıştı. Sağcı sanatçılar, solcu sanatçılar diye.

Mesela ben o zamanlar solcu bir sanatçıdır diye Aşık Mahzuni’yi sevmez ve eserlerini de hiç dinlemezdim. Radyo veya televizyona çıktığında “Bu komünisti dinlemektense…” diye radyo ve televizyonumu kapatırdım. Yahut başka bir kanala geçerdim. Ancak şimdilerde dost ve müttefik(!) dediğimiz ABD’nin tutumlarına bakıyorum. Hangi tutumlarına derseniz geçmişte dost dedikleri Türk askerine Irak’ta çuval giydirme olayı, Kerkük’te, Telafer’de masum insanlara reva görülen zulüm ve sivillerin öldürülmesi, nükleer silah bahanesi ile Irak’ın yerle bir edilmesi, yüz binlerce sivil insanın öldürülmesi, Afganistan, Pakistan, Irak, İran ve şu an Suriye’de sergilenen oyunlar...

2021-2022 yılının Ramazan-ı Şerif ayında ve Ramazan-ı Şerif Bayramında Filistin’de Müslüman kardeşlerimize İsraillilerin sergiledikleri zulüm ve soykırım ile üç dinin kutsal şehri ve biz Müslümanların ilk kıblesi Kudüs-ü Şerif’te, Müslümanlar namaz kılarken yaptıkları insanlık dışı uygulamalar, çocuk, kadın, yaşlı demeden insanlara aleni yapılan zulümleri, insanlık dışı hareketleri, mabetleri hastahaneleri ve gazetecilerin bulundukları merkezleri bombalayıp, çalıştıkları binaları yerle bir ederken İsrail’i başta ABD ve batılı ülkeler ancak seyrediyordu...

Ya 2023 senesinde 7 Ekim’de Gazze’de tam bir vahşet sergilenirken ABD’den, AB’den, dünya kuruluşlarından ses seda yok… Üstelik zalimlere tam destek var. BM toplantı üzerine toplantı yapıyor ancak sadra şifa olacak bir karar bir türlü alınamıyor. İnsan haklarına son derece bağlı, demokrat ABD(!) alınan karaları veto ediyor… Sadece seyretmekle kalmıyor, destekliyorlar… Dostumuz, müttefikimiz dediğimiz(!) ABD ise zulme tam destek veriyor.

O zamanlar; Netanyahu’yu kınayamayan, onlara yapmayın diyemeyen batılılar ve ABD lideri hiç utanmadan, sıkılmadan Filistin’de fanatik İsraillilerin yaptıkları zulmü dünya önünde kınadığı için Sayın Cumhurbaşkanımıza utanmadan, sıkılmadan bir de dil uzatabiliyorlar. İşte dost dediğimiz(!) kalleş ABD. Dün Kore’de Müslüman Türklerin akıttıkları kanları çok çabuk unuttular. Bunlarda samimiyet ve dostluk denen bir şey yoktur. On bin kilometre uzaklardan gelip Ortadoğu’da kan akıtır, Türkiye’yi bölmek için sinsi plan yaparlar. Yerin dibine batsınlar. Canları cehenneme gitsin…

Yıllar önce Mursi’yi devirmek için Mısır’da yapılan darbeye ne ABD ve ne de AB darbe diyemediler. Rahmetli Mursi ve arkadaşları için verilen idam kararlarına karşı bu demokrat(!) liderlerden en ufak ses bile çıkmadı, çıkartamadılar... Çünkü Mursi’yi deviren de kendileri idi… Bir başka ülkeye terörist bir eylem olunca, onu bir başka gözle, kendilerine bir eylem olduğunda da onu daha başka bir gözle gören ABD.

Dünyada şu an hüküm süren terörizm için ciddi bir yaklaşım sergilemeyen, ülkemizde kırk bini aşan asker, polis, sivilin acımasızca şehit edilen insanlarımıza bir türlü sahip çıkmayıp hâlâ PKK terör örgütü için ciddi bir tedbir alamadığı ve Türkiye’ye bu hususta tam destek çıkmadığı, binlerce tır silah yardımında bulundukları için insanın sorası geliyor: “Amerika gerçekten bizim dostumuz mudur?”.

Suriye’de PYD ve diğer terörist gruplarla iş tutuyor. Türkiye’ye parası ile vermedikleri silahları PKK, PYD ve diğer terör odaklarına dost dediğimizi ABD bedava veriyor!... Kim yapıyor bunları? Stratejik ortak ve dost(!) dediğimiz, ikiyüzlü, çifte standart uygulayan yalancı ve sahtekâr dost(!) ABD… Türki Cumhuriyetlerde, Afganistan’da, Pakistan’da sergilenen oyunlar, keza İran ve Suriye için kurulan tuzaklar, Kıbrıs ve Türkiye için oynanmak istenen oyunlar… Bosna Hersek’te binlerce insanın ABD ve Avrupa’nın gözü önünde şehit edilmeleri, esasında dünya tarihçilerinin işi olan sözde Ermeni katliamı(!) mevzuunu ikide bir ısıtıp ısıtıp gündeme getirerek Türkiye’yi sıkıştırmayı planlamak.

Tarihçilerin görevini üstlenerek Biden’ın Türkler soykırım yaptı diye karar alması dostun(!) dostuna yapacağı işlerden midir? ABD tarafından dostum(!) dediği Türkiye’ye her defasında döneklik yapılması, ortağı olduğu, kurucusu olduğu uçakların dahi verilmemesi dostluk için mi yapılıyor? Azerbaycan-Ermenistan savaşında da hem Avrupa’nın hem de ABD’nin dostluklarını bir kere daha çıplak gözle net olarak gördük. Ehli küfür, hak, hukuk, adalet ve insan hakları yerine dindaşlarının yanında yer almışlar, onlara destek olup zulmü destekleyip; akan mazlum, Müslüman kanlarını ellerine bulaştırmışlardı.

Utanmadan, sıkılmadan köseleye dönmüş yüzleri kızarmadan, yürekleri taş kesilmiş bu aşağılık insanlar bugün Gazze’de uygulanan soykırıma din savaşı demezler mi? Tevrat bize bunu emrediyor hezeyanını savurmaktan hiç mi hicap etmezler? DAEŞ’i dünyanın başına kim bela etti dersiniz? DAEŞ dünyaya kafa tutacak kadar silah ve malzemeyi nerelerden tedarik ediyor? Şimdi de DAEŞ ile mücadele ediyorum diye, diğer terörist guruplara ucu açık destek veriyorlar.

Suriye’de Irak’ta ABD, PYD ile iş birliği yapıyor, onların yani PYD’lilerin PKK ile ilgisi yok havasını yaymak istiyor. Oysa hepsinin gayesi bir, hepsinin arkasında da ABD ve batılı ülkeler vardır. Haçlı seferi başladı diyerek dünya kamuoyunu İslam ve Müslümanların aleyhine çevirmek, İslami terörist diyerek, sanki bütün Müslümanları terörist gibi göstermek. Ve daha sayabileceğim birçok sebepten dolayı dün 6. Filo’ya karşı yürüyüş yapan o zamanki sol fikirli arkadaşlarımıza, belki öz kardeşlerimize dahi, karşı çıkarken ve o gün bana, karşı grupta olan arkadaşlarım Amerikancı veya faşist derlerken, biz de onları komünist diye yaftalayıp birbirimize amansız düşmanlıklar yaparken, bugün ben de elimde olmayarak ister istemez ABD’nin dünya genelinde Müslim veya gayrimüslim mazlumlara karşı sergiledikleri sömürü ve zulümlerden dolayı ABD’ye karşı içimde tam bir güvensizlik ve düşmanlık oluştu.

Bunun sebebi elbette ki ABD’nin yaptığı haksızlık ve zulümlerdir. ABD politikalarından nefret duymaya başladım. Dün sevmediğim ve hiç de dinlemek istemediğim Aşık Mahzuni’nin “Katil Amerika” isimli eserini sık sık dinlemek istiyorum. Gerçekten Amerikan ve birçok batılı ülkeler katildir. Katil… Acaba böyle düşünmekte ben mi suçluyum? Yoksa ABD yöneticileri mi suçlu? ABD’liler Kore’de kendileri için akan Türk kanlarını ne çabuk unuttular?...

Tüm dünyada ABD aleyhtarı insanların sayılara çok artmış olmasına sebep kimlerdir? Türkiye’de ABD aleyhinde olanların oranı nerede ise % 80’çıktı. Bu durumdan kimler sorumlu? Sorumlular; yalancı, ikiyüzlü, zalimden yana yer alan ABD idarecilerinin ta kendileridir. Niçin bütün dünya ülkelerinde, insan haklarına, saygı, tam bir hukuk ve adalet yok? Arakan’da olanlara neden ABD seyirci kalıyor? Myanmar kan ağlıyor niçin o mazlum insanların feryatlarına kulaklar tıkalı ve ilgi duyan yok? Vatanları ellerinden alınan milyonlarca Filistinli o ülke, bu ülkede sürgün. Neden vatanlarına dönemiyorlar? Neden İsrail’in Kudüs’teki antlaşmalar dışı, hukuksuz yapılanmasına ses çıkartamıyorlar?

Şu an bile azgın Yahudiler tarafından Mescid-i Aksa kuşatma altında. Hem de İsrail polisinin desteği ile. Nerede hür dünya? Nerede hukuk? Nerede ülkeler arası hukuk anlayışı? Dün Avrupa’nın bir ülkesinde olan olaylar için Paris’te kol kola girip yürüyen ve terörü telin eden(!) liderler, bugün neden sesleriniz çıkmıyor? Bir yanda ölenler 22 kişi (Elbette ki biz onu da tasvip etmeyiz). Öbür yanda 11 bin kişi % 70’i çocuk ve kadın. Neden sesleriniz çıkmıyor? Bu bir çifte standart değil midir? Trump efendi, İsrail’in başkenti Kudüs’tür diye imza atarak hukuksuzluğun fitilini ateşlemiş, zalimlere destek vermiştir. Biden da aynı yol üzerine ilerliyor…

Mazlumlara uzanan samimi bir el, hemen, hemen Türkiye’den başka bir ülke yok. Fistanlı Arap ülkelerinin liderleri derin bir kış uykusuna yatmışlar… Şunu belirtmek isterim ki, ben bu yazımla bir Yahudi düşmanlığını teşvik etmeye çalışmıyorum. Sadece Siyonist İsrail devletinin yaptıkları zulmü ve o zulümlere seyirci kalanları anlatmaya çalışıyorum. Bilindiği gibi bir kısım Yahudiler de İsrail devletinin yaptıkları zulümlere karşı çıkıyor, zaman zaman onlar da İsrail devletinin zulmünden paylarını alıyorlar. Şu anda 5-6 milyon Suriyeli insan evlerinden, topraklarından sürülmüş, çok zor şartlar altında yaşıyorlar. Dünya devletlerinden Türkiye’den başka kimler sahip çıkıyor? Ya İslam devlet başkanları neler ile meşguller?!...

Yunanlılar dünyanın gözü önünde sığınmacıları denize döküyor, botlarını patlatıyor. Üzerlerindeki değerli eşyaları alarak çıplak bir halde sınır dışına sürüyor, neden sesiniz çıkmıyor? Hani medeni(!) Avrupa ülkeleri ve ABD nerededirler? Hepsinin dostlukları yalandır. Tek düşünceleri çıkar, sömürü ve menfaattir ve yer altı, yer üstü servetlerine konmaktan başka bir şey değildir. İslam âlemi durup, düşünüp dost ve düşmanlarını ona göre seçmeli ve en kısa zamanda aralarındaki, ihtilafları sonlandırıp, birlik ve beraberlik içinde hareket etmelidirler. Son günlerde patlak veren Rusya ve Ukrayna savaşı nasıl sonuçlanacak, AB ve ABD nasıl tavır ayacak hep birlikte göreceğiz. Esasında oyun; bazı yerleri yutmak, bazı kaynaklara konabilmek için ABD ve Rusya kavga eder gibi gözükse de perde arkasında anlaşmışlardır.

Son olarak yazıma izninizle bir-iki cümle daha eklemek isterim; ülkemizde satılmakta olan tüm İsrail mallarını boykot edelim. Almayalım, satmayalım. Çocuklarımıza aldırmayalım. Onların mallarından satın alıp, onarın ellerine Filistinli kardeşlerimize atacak oldukları kurşun parası vermeyelim. Yapılan hilal ile haçın savaşıdır. Hepimiz maddi ve manevi güçlerimizi Müslüman kardeşlerimizden yana kullanalım. Hiçbir zaman dualarımızı eksik eylemeyelim. Mevla’m hepimize hakla batılı ayırabilmeyi ve Hakk’ın yanında yer almayı nasip eylesin, Rabbim Filistinli kardeşlerimizin ve bütün mazlumların yardımcısı olsun. Rabbim ülkemizi her türlü felaketlerden muhafaza eylesin. Âmin… Unutmayınız: “Amerika katil… Katil…”.

LA GALİBE İLLELLAH. Cümleniz Mevla’ya emanet olunuz.

QOSHE - Dost(!) ABD ve batıya neden düşmanlık hislerimiz kabardı? - Ali Sandıkçıoğlu
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Dost(!) ABD ve batıya neden düşmanlık hislerimiz kabardı?

4 17
18.11.2023

Bizim kuşak komünizm düşmanlığı ile yetişmişti. O yıllarda birçok il ve ilçede komünizmle mücadele dernekleri kurulmuştu. Çünkü o yıllarda bir Rusya ve komünizm korkusu vardı. İster istemez komünizme ve Rusya’ya karşı olan düşmanlık, bir kısım insanları da Amerikan yanlısı gibi yapıyor ve komünizme karşı mücadele edenler Amerikan yanlısı gibi görülüyor veya gösteriliyor, faşist ilan ediliyorlardı.

Yaşı müsait olanlar o günlerde yaşanılanları, kardeşin kardeşe nasıl düşman edildiklerini elbette hatırlarlar. Biz Türkler bir zamanla Kore savaşına katılan büyüklerimizin hatıralarını can kulağı ile dinlerdik. O halde şöyle sormalıyız: Kore’de biz Türkler kimin yanında ve kimin için savaştık?... Bugün onların torunlarına dost ve müttefik deniyorsa; neden dostluk ve müttefikliğin icapları tam olarak yerine getirilmiyor? ABD yöneticileri düşünmeli, soruşturmalı ve araştırmaları lazımdır. Tarihte birçok güçlü devletlerin, güçlü imparatorlukların gelip geçtiğini, yıkıldıklarını bizler biliyoruz bu gerçeği onların da çok iyi bilmesi lazım... O halde dünyayı idare edenlerin daha adil ve daha dikkatli olmaları icap eder.

Adalet olmasa tarihte yıkılıp, yok olan zalim devletler gibi kendini süper zanneden zalim devletler er veya geç yıkılıp gideceklerdir. Şu an ABD’nin başında Biden var. Dünya mazlumlarının ırkları, renkleri ne olursa olsun bugüne kadar elle tutulur, gözle görülür bir iyiliği, zulmü, zalimleri desteklemekten başka bir şey olmadı. Umarız kalan başkanlık döneminde dünyadaki bütün mazlumların sesine kulak verir, zalimden yana değil, mazlumdan yana tavır koyarak, dünya genelinde akan kanların durmasına sebep olur. Ne gezer…

Şu anda başta Biden olmak üzere birçok batılı devlet başkanlarının desteği ile 7 Ekim 2023’ten beri Gazze’de soykırım yapılıyor… Binlerce masum çocuk, kadın ve siviller hunharca ve alçakça şehit edildiler… Biden da kendinden önceki başkanlar gibi zalimlerin yanında yer alarak, mazlumlara kan kusturmaya devam ediyor. Devletlerin içlerini karıştırmak, ihtilaller planlamakla meşgul. Mutlaka Cenab-ı Hakk’ın da bir planı vardır. Görelim Mevla’m neyler? Neylerse güzel eyler.

Bizim yaşta olanlar hatırlayacaklardır; Bir zamanlar İstanbul’a Amerikan 6. filosu gelmişti. Sol görüşlü insanlar 6. filoyu telin etmek için bir yürüyüş ve Taksim’de de toplantı tertiplemişlerdi. Ancak o zaman komünizme karşı olanlar solcu kesimin tertipledikleri bu telin mitingine karşı çıkmış, ne yazık ki, her iki taraf da Türk vatandaşı olmasına rağmen tabir caizse, birileri öbürlerine komünist, öbürleri diğerlerine faşist diyerek birçok Türk evladı Taksim’de can vermişti.

Perdenin arkasında yine Siyonistler vardı elbette. Öldürmüşlerdi de kardeş, kardeşi birilerinin oyununa gelerek, kurdukları tuzaklara düşerek öldürmüşlerdi. Bu oyunu oynayan hem sağcılar hem de solcular, oyuna geldiklerini senelerce sonra öğrenebildiler, anlayabildiler. Pek tabi iş işten geçmişti. Nice kardeş kanları dökülmüştü. Ölenlerin bir daha geri gelmesi elbette mümkün olamazdı.

Senaryoyu yazan ve uygulama sahasına koyan hep başkaları, daha doğrusu Siyonistler ve sömürgeci, kan dökücü batılılar idi. Nedense o zaman insanlarımız ikiye ayrılmıştı. Sağcı, solcu, memurlar, öğretmenler, öğrenciler, sağcı, solcu işçiler, polisler, gazete ve dergiler, komünist, faşist diye ayrılmışlardı. Tabii bu arada sanatçılarımız da ikiye ayrılmıştı. Sağcı sanatçılar, solcu sanatçılar diye.

Mesela ben o zamanlar solcu bir sanatçıdır diye Aşık Mahzuni’yi sevmez ve eserlerini de hiç dinlemezdim. Radyo veya televizyona çıktığında “Bu komünisti dinlemektense…” diye radyo ve televizyonumu kapatırdım. Yahut başka bir kanala geçerdim. Ancak şimdilerde dost ve müttefik(!) dediğimiz ABD’nin tutumlarına bakıyorum. Hangi tutumlarına derseniz geçmişte dost dedikleri Türk askerine Irak’ta çuval giydirme olayı, Kerkük’te, Telafer’de masum insanlara reva görülen zulüm ve sivillerin öldürülmesi, nükleer silah bahanesi ile Irak’ın yerle bir edilmesi, yüz binlerce sivil insanın öldürülmesi, Afganistan, Pakistan, Irak, İran ve şu an Suriye’de sergilenen oyunlar...

2021-2022 yılının Ramazan-ı Şerif ayında ve Ramazan-ı Şerif Bayramında Filistin’de Müslüman kardeşlerimize İsraillilerin sergiledikleri zulüm ve soykırım ile üç dinin kutsal şehri ve biz Müslümanların ilk kıblesi Kudüs-ü Şerif’te, Müslümanlar namaz kılarken yaptıkları insanlık dışı uygulamalar, çocuk, kadın, yaşlı demeden insanlara........

© Yeni Akit


Get it on Google Play