DEĞERLİ KARDEŞLERİM:

Bu yazımda inşallah imkânlarım ölçüsünde Müslüman olan veya Müslüman olmayan dünya liderlerine seslenmek isterim…

Özellikle Batılı liderlere seslenmek istiyorum:

Ey batılı ülkelerin liderleri!...

Sizlerin idare ettiğiniz ülkelerinizin bir vilayetinde, mesela Berlin’de, Köln’de, Paris’te, Londra’da, Viyana’da, Moskova’da, Budapeşte’de, New York’ta veya daha birçok batılı başkent veya vilayetlerde, Müslümanlar tarafından haksız yere kırk-elli vatandaşınız öldürülse idi ne yapardınız?..

Sizler teröristlerin katlettiği 11 insan için birçok dünya lideri olarak bir ülkede sözde terörü telin için kol kola yürüyen, bir türlü hakikati göremeyen, zalimlere destekler veren liderler değil misiniz?...

Bırakınız vatandaşlarınıza bugün Gazze’de sergilenen alçaklıklar, eşinizin ve kendinizin olan cins köpeklerine yapılmış olsaydı bu kadar sessiz kalır mıydınız?

Sizlerde hiç mi insaf ve vicdan kalmadı?..

Sizler yalancısınız.

Sizler ikiyüzlüsünüz.

Otuz binden fazla kadın, çocuk ve sivil Filistin’de, Gazze’de şehid edildi… Bu masum insanların suçları neydi?.. Müslüman olmak mı?..

Onlara silahları verenler, destekleyenler siz vicdanları kararmış, körelmiş liderler değil misiniz?..

Sizlerin geçmişinde kovboyluk, kan emicilik, zulüm, insanları köle olarak alıp satma, haksız yere milyonlarca insanı öldürme vardır.

Çeşitli yalan bahaneler uydurarak, insan hakları, demokrasi, hürriyet diyerek girdiğiniz bütün ülkelere sadece kan döktünüz, zulümler yaptınız ve o memleketlerin hazinelerini boşaltınız. Çaldınız… Hırsızlık yaptınız?..

Yer altı ve yer üstü servetlerini bir kene veya bir sülük gibi emmekten başka ne yaptınız??...

Ey demokrasiden ve insan haklarından bahseden batılı devletler, devlet başkanları neredesiniz?

Ey petrol zengini Arap devletlerinin liderleri neredesiniz?

Neden Gazze’de yapılan bunca zulme adam gibi, cesur bir şekilde sesiniz çıkmaz? BM’de, diğer dünya kuruluşlarında bu mezalimi gür sesle telin etmezsiniz?...

Sizler saraylarda, köşklerde; zevki sefa içinde oturup, gününüzü gün ederken, Filistin’de ve dünyanın birçok ülkesinde akan Müslüman kanlarıyla; kumlar ve topraklar sulanmaktadır. Görmez misiniz!?....

Bunca yapılan zulümlere karşı sizler bir şeyler söylemeyecek misiniz?

Nice masum kadınlar, bebekler, siviller hiç günahsız şekilde acımasızca dünyanın gözü önünde canice, hunharca, insafsızca şehit edilirken sizler köpeğinizle mi, atmacanızla mı, yarış arabalarınızla mı, yarış devenizle mi, yoksa dinsiz, sosyete artistlerle gönül eğlendirip onlara paralar mı akıtmakla mı meşgulsünüz?... Yoksa gizliden; gat mi çiğniyor, enfiye mi çekiyor, yasak olmasına rağmen, gizliden gizliye içkiler içerek alemler mi yapıyorsunuz?!...

Hiç unutmayınız ki; bir gün mutlaka bu zalimlere olan sevginiz, muhabbetiniz ve suskunluğunuzun hesaplarını Âlemlerin Rabbine mutlaka vereceksiniz. Allahu alem birçoklarınız sevdikleriniz o kefereler gibi cehennemi boylayacaksınız…

Yarın hesaba çekilmeyeceğinizi mi zannediyorsunuz?

Hani Ebu Cehiller, Ebu Lehebler, Firavunlar, Hamanlar, Şeddatlar ve daha birçok son devrin zalimleri ne oldular?

Ramazan-ı Şerif ayında adeta başta Gazze olmak üzere birçok İslam ülkesindeki mazlumlar kan ağlıyorlar. Ülkeleri işgal edilmiş durumda. İnsanlar mahzun, üzgün, ümitsiz, baskı altında.

Huzur içinde dini ibadetlerini yapamıyorlar, mukaddes mabetlerini ziyarete gidemiyorlar…

Gazze’deki Müslümanlar nasıl iftar edecek, nasıl sahur yapacak, nasıl temiz su içecek haberiniz var mı?

Yerlerden, toprakların arasından tırnaklarının uçları ile un toplayan Gazzeli Müslümanları görmez misiniz?

Nice Filistinli, Gazzeli kardeşimiz:

Yeterli yiyecek, giyecek, doktor, ilaç vesaire olmadan, kendi örf ve adetlerinin gereğini yapamadan bir Ramazan-ı Şerif daha geçirmeye mecbur kalacaklar.

Bu vahşetleri görüp de keyif çatan, ses çıkarmayan bütün dünya liderlerine yazıklar olsun!..

Ortadoğu’daki petrol milyarderi, Avrupa ülkelerinin liderleri, olup bitenleri sadece zevk ve safa içinde, kılları kıpırdatmadan izliyorlar.

Mazlumların ahını duymuyorlar bile.

Birçok Müslüman liderde Ramazın-ı Şerif orucunu tutmamak için yalandan lüks ve şatafatlı seyahatlere çıkıyorlar…(Hani seferde oruç yok ya!?) Sizlere de binlerce yazıklar olsun!...

Ne gariptir ki, üzülerek ifade edelim:

Basından takip ettiğimiz kadar; bazı Müslüman liderler asırlar sonra İslam dininin ve Müslümanların amansız düşmanları olan dinsizlere yaraşmak için; Peygamber Efendimiz’in şehri, nurlu Medine’ye kilise açmakla, açtırmakla(!) meşgul.

Kimileri de halen kendi putlarını diktirmekle meşgul….

Dünyanın çeşitli ülkelerinde özellikle Filistin’de akan kan umurlarında bile değil.

Batılı ülkeler ve papa ile kilise açmanın pazarlığını yapıyorlar.

Binlerce yazıklar olsun…

Arap Birliği Teşkilatı, İslam Birliği Teşkilatı ne iş yapar?

Bunca kan akarken sesleri çıkmıyorsa ne zaman çıkacaktır?

Toplantı üzerine toplantılar yapıyorlar. Sadre şifa olacak, akan kanı durmaya yönelik maalesef hiçbir karar alamadan dağılıyorlar…

Ya Vatikan’a ve Fener Rum Patrikhanesine diğer dini kuruluşların liderlerine ne diyelim?...
Neden Filistin’de ve dünyanın bir çok ülkesinde akan mazlum kanları için seslerini yükseltmezler, tavırlarını açıkça ortaya koymazlar?...

Ya Filistin’e ne dersiniz? Oradaki Müslümanların dertleri bu Ramazan’da da maalesef kat kat artmıştır.

Mübarek Ramazan-ı Şerif ayında bile birçok Filistinlinin evi yerle bir edilmiş. Camiler, kiliseler, okullar, hastaneler yer altı, yer üstü hayatı tesisler tarumar edilmiş, BM binaları bile vurulmuş.

Hainler, zalimler dünyanın gözü önünde hakiki mermiler, toplar, uçaklar, fosfor bombaları kullanılarak yaşlılar, çocuklar ve siviller acımasızca öldürdüler.

Halen öldürülmeye devam ediyorlar.

BM, İsrail’in Filistin’de yaptığı yeni katliamlara, zulümlere ses çıkartmıyor.

Toplantılar yapılıyor, tam bir karar alınacakken ABD veto ediyor.. BM ha var, ha yok…

AB, ABD, BM ve bütün dünya kuruluşları, devletleri, devlet başkanları bir seyirci gibi katliamları sadece izlemekle yetiniyorlar.

Tabii ki demokrasi ve hürriyet uğruna(!) ABD, İsrail’e sonsuz destek veriyor.

Unutmayalım!.. Bu arada Filistinliler arasına nifak sokularak kardeş kardeşe vurdurulmak için, çok sinsi ve hain planlar devreye sokulmaya çalışılıyor.

Maalesef Filistinli liderler de bu tuzağı tam olarak fark edememiş durumdalar.

İnşallah oynanan oyunları anlarlar, kendi gelecekleri için azılı ve amansız düşmanlarına karşı birlik içinde olurlar.

Bu nasıl demokrasi ve hürriyet ki;

Genç insanlar, yaşlılar, çocuklar, kadınlar ve erkeklerin üzerlerine dünyanın gözü önünde kimyasal bombalar atılıyor, evlerinden basılıp alınıyor, camileri basılıyor, Müslümanlar ibadet etmek için Kudüs-i Şerife alınmıyor, Cuma için camiye gidenlere türlü işkenceler yapılıyor.

Elleri bağlanıyor, yerlere süründürülüp dövülüyor, tekmeleniyorlar, üzerlerine pis sular sıkılıyor.

Bugün Gazze’de, Filistin’de birçok insan soyunarak, gözleri kapalı, elleri bağlı olduğu halde alıp götürülüyorlar.

Nereye gittikleri, orada nasıl yaşadıkları, sonuçlarının ne oldukları belli değil.

Gidenlerin çoğu bir daha geri gelemiyor.

Bunca zülüm ve eziyet masum insanlara hep demokrasi ve insan hakları için mi yapılıyor?

Ne yazık ki, bu alçaklıklar, bu zulümler İslam âleminin çok mübarek saydığı Ramazan-ı Şerifte yapılıyor(!)? Müslüman liderlerden gerçek tepki ise yok.

Heyhat! Ne gezer…

Vicdanları körelmiş, madde peşinden koşan, kan akıtmaktan, çocukları bombalamaktan zevk alıyorlar bile.

Hiçbirinin içlerinde acıma duygusu ve merhamet hissi yok, vicdanları zaten kararmış.

BM’nin ise ismi var ama dünyanın birçok yerinde kanayan herhangi bir yaraya maalesef merhem olamıyorlar.

İsmi var cismi yahut icraatı yok gibi bir şey.

AB ülkeleri kendi hesapları peşinde.

Kaybettikleri Ortadoğu’dan nasıl bir pay kapabilirizin hesabı içindeler.

İnsan haklarını savunur gibi gözüken AB topluluğundan da maalesef bunca zulme karşı bir tavır ve güçlü bir ses yok. Göremedik…

Onların bütün çalışma alanları Türkiye üzerinde etnik azınlıklara sınırsız hürriyet vaadi ile Türkiye’yi nasıl böleriz hesapları.

Demokrasi ve insan hakları kimin umurunda?

Sen güçlü isen; demokrasi de sende, insan hakları da(!) sende.

Tabi hepsi göstermelik.

Şu günlerde dünya üzerinde bulunan bütün şer odaklarının, Türkiye aleyhinde nasıl da birleştiklerini görüyoruz.

“Ya Rabbel âlemin! Ramazan-ı Şerif ayını ve bu ayda okunan Kur’anlar, kılınan namazlar, yapılan dua ve ilticalar hürmetine bütün insanlık âlemine huzur ve sükûn ver...

Nerede bulunursa bulunsunlar Müslümanların ve dünyadaki, bütün mazlumların akan kan ve gözyaşlarının dinmesine sebep kıl ALLAHIM! Zalimi, zalime musallat ederek, Müslümanları zalimlerin hilelerinden ve şerlerinden koru.

Müslümanlara birlik ve dirlik nasip et.

Müslümanlara güç ve kuvvet ver.

Sabır, tahammül ve sonunda da lütfunla zaferler nasip eyle.

Ya Rabbel âlemin.”

Yazımı, H. Cengiz Alpay’ın şiirinden birkaç mısra ile bitirmek isterim. Birlikte okuyalım:

Kem gözlerden esirge bayrağımı Ya Rabbi!

Milletimi, yurdumu otağımı Ya Rabbi!

Kitabını yücelten şehitler hürmetine

Efendi etme dünkü uşağımı Ya Rabbi!

Çağ kapayıp çağ açan ecdadın evladıyım

Emsali gibi eyle her çağımı Ya Rabbi!

Savaşlarda orduma zaferler nasıp eyle

Cephelerde kirletme Sancağımı Ya Rabbi!

Veliler evliyalar dolu şu topraklarda

Besmele ile bastır ayağımı Ya Rabbi!

Ebediyete kadar gönlümüzden koparma

Hem milli hem manevi bu bağımı Ya Rabbi!

Harama yönelttirme, helal kazanç nasıp et

Bereketinle doldur mutfağımı Ya rabbi!

Pırıl pırıl tertemiz şadırvanlardan aksın

Düşmana bulandırtma kaynağımı Ya Rabbi!

Verdiğin emaneti geri al da, bırakma

EZAN sesinden uzak kulağımı Ya Rabbi!

AMİN, AMİN. Mübarek Ramazan-ı Şerif ayı; milletimiz, memleketimiz ve bütün Âlemi İslam için hayırlı ve uğurlu olsun. Cümleniz Mevla’ya emanet olunuz.

QOSHE - Dünya liderlerine sesleniş… - Ali Sandıkçıoğlu
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Dünya liderlerine sesleniş…

7 1
16.03.2024

DEĞERLİ KARDEŞLERİM:

Bu yazımda inşallah imkânlarım ölçüsünde Müslüman olan veya Müslüman olmayan dünya liderlerine seslenmek isterim…

Özellikle Batılı liderlere seslenmek istiyorum:

Ey batılı ülkelerin liderleri!...

Sizlerin idare ettiğiniz ülkelerinizin bir vilayetinde, mesela Berlin’de, Köln’de, Paris’te, Londra’da, Viyana’da, Moskova’da, Budapeşte’de, New York’ta veya daha birçok batılı başkent veya vilayetlerde, Müslümanlar tarafından haksız yere kırk-elli vatandaşınız öldürülse idi ne yapardınız?..

Sizler teröristlerin katlettiği 11 insan için birçok dünya lideri olarak bir ülkede sözde terörü telin için kol kola yürüyen, bir türlü hakikati göremeyen, zalimlere destekler veren liderler değil misiniz?...

Bırakınız vatandaşlarınıza bugün Gazze’de sergilenen alçaklıklar, eşinizin ve kendinizin olan cins köpeklerine yapılmış olsaydı bu kadar sessiz kalır mıydınız?

Sizlerde hiç mi insaf ve vicdan kalmadı?..

Sizler yalancısınız.

Sizler ikiyüzlüsünüz.

Otuz binden fazla kadın, çocuk ve sivil Filistin’de, Gazze’de şehid edildi… Bu masum insanların suçları neydi?.. Müslüman olmak mı?..

Onlara silahları verenler, destekleyenler siz vicdanları kararmış, körelmiş liderler değil misiniz?..

Sizlerin geçmişinde kovboyluk, kan emicilik, zulüm, insanları köle olarak alıp satma, haksız yere milyonlarca insanı öldürme vardır.

Çeşitli yalan bahaneler uydurarak, insan hakları, demokrasi, hürriyet diyerek girdiğiniz bütün ülkelere sadece kan döktünüz, zulümler yaptınız ve o memleketlerin hazinelerini boşaltınız. Çaldınız… Hırsızlık yaptınız?..

Yer altı ve yer üstü servetlerini bir kene veya bir sülük gibi emmekten başka ne yaptınız??...

Ey demokrasiden ve insan haklarından bahseden batılı devletler, devlet başkanları neredesiniz?

Ey petrol zengini Arap devletlerinin liderleri neredesiniz?

Neden Gazze’de yapılan bunca zulme adam gibi, cesur bir şekilde sesiniz çıkmaz? BM’de, diğer dünya kuruluşlarında bu mezalimi gür sesle telin etmezsiniz?...

Sizler saraylarda, köşklerde; zevki sefa içinde oturup, gününüzü gün ederken, Filistin’de ve dünyanın birçok ülkesinde akan Müslüman kanlarıyla; kumlar ve topraklar sulanmaktadır. Görmez misiniz!?....

Bunca yapılan zulümlere karşı sizler bir şeyler söylemeyecek misiniz?

Nice masum kadınlar, bebekler, siviller hiç günahsız şekilde acımasızca dünyanın gözü önünde canice, hunharca, insafsızca şehit edilirken sizler köpeğinizle mi, atmacanızla mı, yarış arabalarınızla mı, yarış devenizle mi, yoksa dinsiz, sosyete artistlerle gönül eğlendirip onlara paralar mı akıtmakla mı meşgulsünüz?... Yoksa gizliden; gat mi çiğniyor, enfiye mi çekiyor, yasak olmasına rağmen, gizliden gizliye içkiler içerek alemler mi yapıyorsunuz?!...

Hiç unutmayınız ki; bir gün mutlaka bu zalimlere olan sevginiz, muhabbetiniz ve suskunluğunuzun hesaplarını Âlemlerin Rabbine mutlaka vereceksiniz. Allahu alem birçoklarınız sevdikleriniz o kefereler gibi cehennemi boylayacaksınız…

Yarın hesaba çekilmeyeceğinizi mi zannediyorsunuz?

Hani Ebu Cehiller, Ebu Lehebler, Firavunlar, Hamanlar, Şeddatlar ve daha birçok son devrin zalimleri ne oldular?

Ramazan-ı Şerif ayında adeta başta Gazze olmak üzere birçok İslam ülkesindeki mazlumlar kan ağlıyorlar. Ülkeleri işgal edilmiş durumda. İnsanlar mahzun, üzgün, ümitsiz, baskı altında.

Huzur içinde dini ibadetlerini yapamıyorlar,........

© Yeni Akit


Get it on Google Play