Ülkemiz 31 martta mahalli idareler seçimlerine gidiyor.

Köylerde, mahallelerde muhtar ve azaları,

İl, ilçe ve büyük şehirlerde belediye başkanları , meclis üyeleri, il genel meclisi üyeleri seçilecek.

Bunun için seçime katılma hakkı kazanan bütün partiler güçleri nisbetinde ülke sathında çalışmalar yapıyorlar.

Son günlerde özellikle emeklileri artan fiyatlar zor durumda bırakmaktadır.

Hemen hergün zaruri gıda maddelerine fiyat artışları yapılıyor.…

Emeklinin aldığı on bin TL. gerçekten yetmiyor.

Pazara çıkıyorsunuz küçük bir file malzeme ancak alabiliyorsunuz o da en az 1000 TL. tutuyor.

Bütün zaruri gıda malzemelerin de çok fahiş artışlar vardır.

Defalarca bu köşeden sayın yetkililerimizin vatadaşın rahat nefes alabilmesi için hiç zaman kaybetmeden tedbirler alması gerektiğini yazdık.

Ancak fiyat artışları alabildiğine devam ediyor…

Sayın bakanımız:

Zaman zaman TV’lerde vatandaşın huzuruna çıkarak fahiş fiyatla satış yapan (…….) marketler zincirine şu kadar ceza verdik diye demeçler veriyor.

İnanın bu açıklamalar emekliyi, dulu, yetimi tatmin etmiyor…

O marketlere kesilen cezalar; yine de fakir fukaranın cebinden çıkıyor.

Çünkü onlar ertesi gün ülke genelinde ki, tüm şubelerine bir talimat geçiyor.

Şu, şu kalemlere şu kaddar zam yapın.

Etiketleri değiştirin diye.

Böylece devlete ödeyecekleri cezayı bir iki gün içinde vatadaştan yine topluyorlar.

Vatandaş boş nutuklara pek aldırmıyor, inanmıyor daha doğrusu öfkeleniyor…

Fahiş fiyat yapan esnaf veya marketleri bir hafta kapatın… Kapatma sebebini de kapısına yazın.

Vatandaş görsün… Bir Oh!.... desin

Yok efendim olmaz.. Neden?

Çünkü biz serbest piyasayız….

Dünyada ekonomisi serbest piyasa olan sadece Türkiye midir?...

Diğer memleketlerde fiyat artışları nasıl kontrol ediliyor?

Devlet vatandaşın haklarını korumakla görevli değil midir?

Kamyonlarla patatesleri, soğanları, salatalık ve domatesleri fiyat düşmesin diye derelere, ırmaklara dökenlere, döktürenlere bugüne kadar bir ceza verilmiş midir?

Haklarında yasal bir takibat yapılmış mıdır?

Hayır…. Neden? Çünkü minareyi çalan önceden kılıfını hazırlamıştir de ondan…

Bugün ülkmizde siyasi fikri, görüşü ne olursa olsun hayat pahalılığı yoktur diyebilecek bir insan yoktur….

İşte mesele de zaten burada başlıyor…

Bazı siyaseçiler bu hayat pahalılığını dillerine dolayarak hayat pahalılığını temcit pilavı gibi ısıtıp ısıtıp önümüze getiriyorlar….

Ancak sadra şifa olacak, elle tutulur gözle görülür hiçbir programları yok….

Sadece tenkid…. Yeri geldiğinde Teröristlerle bir olup Türkiye’yi kötüleme, Türkiye’yi dış devletlere şikayet etme peşindeler….

Ülkenin kalkınması için hiçbir plan ve programı olmayan muhalefet umudunu hayat pahalılığına ve dağdakilerin uzantıları ile yaptıkları ittifaklara bağlayarak, diyorlarki; bu seçimde “Mutfak kazanacak”..

Yani mutfaktaki pahalılık ateşi hükümete kaybettirecek, böylece mutfak kazanacak…. (Böylece de biz kazanmış olacağız.)

Muhalefetin taktiği bu projesi bu….Vatandaşın veya ülkenin sıkıntılarını istismar ederek oy devşirmek…. Çare? Çareye sonra bakarız….

Bu sayın siyasetçilerimizin göremedikleri çok önemli bir husus vardır.

Türk milleti zeytin ekmek, soğan ekmek yer, yamalı elbise giyer…

Kara lastik, perçinli ayakabı, çarık da giyer, tornistan edilmiş ceket de giyer (İçi dışına çevrilip yeniden dilikilen demek ikinci bir ceket kumaşı alamadığı için).

Sıra vatana gelince hiçbir Müslüman Türk: çekinmeden, canını, kanını vatanı uğruna feda eder, feda etmekten de hiçbir zaman asla!.. çekinmez.

Tarih bunun binlerce örnekleri ile doludur.

Çok uzatmayalım:

Çanakkale harbindeki ecdadımızın evlerinde buzdolapları, çamaşır, bulaşık makineleri, kapılarında binek arabaları, traktörleri yoktu.

Gardolaplarında kat kat elbiselri , ayakkabıları yoktu.

Çoklarının ayaklarında yırtık çarık, üzerlerinde yırtık dikilmiş yamalı elbiseleri vardı.

Ama vatanları için hiç endişe etmediler. Vatan uğruna çokları şehit oldular. (Hepsinin mekanları Cennet olsun Allah şehitlerimizden, gazileriizden razı olsun.)

Kazanmak için umudunu mutfaktaki tencereye bağlayan sayın Muhalefetin acemi kaptanları!..

Sizler vatan düşmanlarının ellerini öptükçe, sizler Türk adliyesinin, Türk hakimlerinin, Türk savcılarının kanunlar ve vicdanı kaatlarına dayanarak mahkum ettikleri onlarca insanın katillerine Türk milletinin önünde selam göndermeye devam ettikçe..

Birçok dünya ülkesinin manşetlere taşıdığı “KAAN” uçağından tek kelime ile bahsetmezseniz.

O uçağa kalorifer peteği demeğe kalkarsanız,

Sizler önce şehit cenazesine katılıp, sonra vatan ve bayrak düşmanının ellerini öpmeye koşarsanız,

Sizler Türk askerinin Azerbeycan’da ne işi var?

Türk askerinin Libya’da ne işi var? Derseniz,

Ancak: 50 bin evladımızın katilleri hakkında tek kelime söylemezseniz. Onlara terörist dahi diyemezseniz,

çeşitli oyunlarla milletin gözünü boyadığınızı zannederek ittifaklar kurarsanız…

Bütün dünya İHA’larımızdan, SİHA’larımızdan bahsederken, birçok ülke: Temin etmek için kuyrukta beklerken onları görmezden gelirseniz.

Bir kere olsun teröristlere karşı çıkmaz… Bilmem ne isim altında teröristlerin uzantıları ile birliktelikler, gizli ya da aşikar yaparsanız….

Demokrasi, demokrasi deyip kendi partilerinizde demokrasiyi katl ederseniz….

Çaktırmadan İstanbul’un ve Türkiye’deki birçok ilin belediye başkanlıklarına, meclis listelerinin üst sıralarında Tahsili: (Okur yazar ) diye yazan insanları veya kendi adamlarınızı koyarsanız…

Sizler kendi arkadaşlarınızı bütün araştırmalarda birinci çıkmalarına rağmen, yok sayıp yakınlarınızı, eş ve dostlarınızı, falanın, fılanın adamı diye listelere doldurursanız…

Unutmayınız!...

Bu neçip Türk milleti patatesin, soğanın fiyatına bakmaz… Mutfağı bu gibi zamanlarda hiç düşünmez.

Vatanına, bayrağına, ezanına, mukades değerlerine el uzatanlarla işbirliği yapanları görür ve geçmişte olduğu gibi 31 martta da inşallah gereken dersi verir.

Vatanının, bayrağının yanında durur.

Bu defa yine mutfak değil; VATAN kazanır unutmayın!...

Milletimiz: Bütün yoklukları sineye çeker, gerekirse kara lasik, pençeli ayakabı, yamalı elbise giymeye, suyunu karla veya kuyularda soğutarak içer ama vatanından, bayrağından, vatınından asla!.. Taviz vermez…
Yapılacak mahalli seçimler ülkemiz ve milletimzin için hayırlı olsun inşallah.

Cümleniz Mevla’ya emanet olunuz….

TEBRİK: Mübarek Ramazanı şerif ayınızı terik eder, milletimiz, alemi İslam ve bütün dünyaya barış, huzur gelmesine, akan kanların durmasına vesile olmasını yüce Mevla’dan niyaz eder, siz değerli kardeşlerimden dualar beklerim.

QOSHE - Mutfak mı kazanacak vatan mı?.. - Ali Sandıkçıoğlu
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Mutfak mı kazanacak vatan mı?..

20 1
09.03.2024

Ülkemiz 31 martta mahalli idareler seçimlerine gidiyor.

Köylerde, mahallelerde muhtar ve azaları,

İl, ilçe ve büyük şehirlerde belediye başkanları , meclis üyeleri, il genel meclisi üyeleri seçilecek.

Bunun için seçime katılma hakkı kazanan bütün partiler güçleri nisbetinde ülke sathında çalışmalar yapıyorlar.

Son günlerde özellikle emeklileri artan fiyatlar zor durumda bırakmaktadır.

Hemen hergün zaruri gıda maddelerine fiyat artışları yapılıyor.…

Emeklinin aldığı on bin TL. gerçekten yetmiyor.

Pazara çıkıyorsunuz küçük bir file malzeme ancak alabiliyorsunuz o da en az 1000 TL. tutuyor.

Bütün zaruri gıda malzemelerin de çok fahiş artışlar vardır.

Defalarca bu köşeden sayın yetkililerimizin vatadaşın rahat nefes alabilmesi için hiç zaman kaybetmeden tedbirler alması gerektiğini yazdık.

Ancak fiyat artışları alabildiğine devam ediyor…

Sayın bakanımız:

Zaman zaman TV’lerde vatandaşın huzuruna çıkarak fahiş fiyatla satış yapan (…….) marketler zincirine şu kadar ceza verdik diye demeçler veriyor.

İnanın bu açıklamalar emekliyi, dulu, yetimi tatmin etmiyor…

O marketlere kesilen cezalar; yine de fakir fukaranın cebinden çıkıyor.

Çünkü onlar ertesi gün ülke genelinde ki, tüm şubelerine bir talimat geçiyor.

Şu, şu kalemlere şu kaddar zam yapın.

Etiketleri değiştirin diye.

Böylece devlete ödeyecekleri cezayı bir iki gün içinde vatadaştan yine topluyorlar.

Vatandaş boş nutuklara pek aldırmıyor, inanmıyor daha doğrusu öfkeleniyor…

Fahiş fiyat yapan esnaf veya marketleri bir hafta kapatın… Kapatma sebebini de kapısına yazın.

Vatandaş görsün… Bir Oh!.... desin

Yok efendim olmaz.. Neden?

Çünkü biz serbest piyasayız….

Dünyada ekonomisi serbest piyasa olan sadece Türkiye midir?...

Diğer memleketlerde fiyat artışları nasıl kontrol ediliyor?

Devlet vatandaşın haklarını korumakla görevli değil midir?

Kamyonlarla patatesleri, soğanları, salatalık ve domatesleri fiyat düşmesin diye derelere, ırmaklara dökenlere, döktürenlere bugüne kadar bir ceza verilmiş midir?

Haklarında yasal bir takibat yapılmış mıdır?

Hayır…. Neden? Çünkü minareyi çalan önceden kılıfını hazırlamıştir de ondan…

Bugün ülkmizde siyasi fikri,........

© Yeni Akit


Get it on Google Play