DEĞERLİ KARDEŞLERİM:

Elimde çok eski baskı merhum Cevat Rıfat Atılhan beyin “İslam’ı saran tehlike ve Siyonizm” isimli bir kitabı vardır. Kitabın: 38 ve 39 uncu sayfalarından istifade ederek bu yazıyı hazırlıyorum. Bilindiği gibi 1492 senesinde İspanya’da Kral Fendinand ve karısı: İzabella her ikisi de çok koyu ve muteassıb Katolik oldukları için, her ikisinin ruhlarında Hz. İsa (as) yapılan zulüm ve iskenceler beş asır içinde köklenmiş kin ve nefretleri içindeydiler. Bunlar intikam için çırpınıp duruyorlardı. Kral Ferdinand Yahudilerin dinlerine bağlı olmalarından rahatsızdı. İlle de onların da Katolik olmalarını istiyor ve kendilerine çok tazyik ve baskılar yapıyordu. Bu tazyikleri üzerine bazı açık göz Yahudiler zahiren dinlerini değiştirip, Katolik olduklarını söylediler. Fakat kendi dinleri Yahudilikten bir zerre olsun taviz vermediler. Gizlice kendi dinlerinin icaplarını yaptılar. Bunun üzerine önceleri İspanya’dan daha sonra da Portekiz’den Yahudiler çeşitli işkenceler, zulümler yapılarak kovuldu. İkinci Sultan Bayazıd kovulan Yahudileri “Tanrı misafiri “olarak memlekete kabul ettiler. Kendilerine zengin araziler verildi. Çok namuslu ve çalışkan bir milletin hayat ve refah kaynaklarını nankör, muhtekir ve murabahacı bir grubun eline vermiş oldular. (Hiçbir zaman Yahudiler kendilerine yapılan bu iyiliğin kıymetini bilmediler. Her zaman ihanet içinde oldular.). O zamanlar bütün Avrupa’da ve özellikle İspanya’da insanlar sefil bir hayat sürüyorlardı. Hristiyanlık dini taassubu onları kasıp kavuruyordu. İşkencenin her türlüsü vardı. Yahudiler: Sokağa çıktıkları zaman çoluk çocuklardan dahi ve halktan çok kötü muameleler görüyorlardı. Yahudiler Türkiye’ye gelince İstanbul ve Selanik gibi büyük şehirlere yerleştirildiler. Önceleri eskicilikle işe başlayan Yahudiler daha sonra milyonerler ve iktisat diktatörü olarak: Büyükada, Ayazpaşa, Beyoğlu gibi müstesna yerlere yerleştiler. Bugün ülkemizin değişik yerlerine yerleşmiş olan Yahudiler 1492 yılında İspanya ve Portekiz’den sürüldüler ve ecdadımızın kendilerine toprak ve iş vererek ülkemize yerleştirdiği insanlardır. Sultan Bayazıd Türkiye’ye sığınan Yahudilerin bir kısmını Sakız adasına göndermiş ve orada yaşamalarını emretmiştir. 1522 tarihinde Rodos adasını fetheden Kanuni Sultan Süleyman, Sakız adasında yaşayan Yahudileri Rodos’a çağırıp onlara İncirli adasındaki kükürt madenlerini işletme imtiyazını bahş eylemiştir. Yurdumuza sefil ve beş parasız gelen insanlar zengin olmanın yoluna girişmişlerdir. Büyük servetler sahibi olmuşlardır.

AYRICA:

1525 tarihinde Budapeşte fethedildiği zaman orada çok kötü durumda: Aç, çıplak ve sefil bulunan Yahudilerden isteyenleri İstanbul’a getirilmiş, burada kendilerine mesut bir hayat yaşama imkânı bahşedilmiştir. 1527 tarihinde Kanuni Sultan Süleyman Mohaç muharebesinden sonra Budin’de sefalet içinde yaşayan Yahudileri anayurda getirmiş ve onlara emin bir hayat sağlamıştır. Bu himaye böyle devem ederken Türk milletinin bayrağının dalgalandığı her yerde emniyet ve huzur içinde yerleşmiştir Yahudiler. İstedikleri dallarda ticaret yapmalarına izin verilmiştir. Yalnız bu millet: Cibilliyetlerinin iktizasını yapmaktan da geri kalmamışlardır.

İhanet içinde bulunarak faaliyetler yapmaktan geri kalmadılar. Kendilerini bağrına basan Türk milleti için riyakarene tavırlar gizlediği büyük fenalıklar yapmışlardır. 1674 senesinde dördüncü Sultan Mehmed devrinde Türk ordusu Polonya arazisine girerek Kaminik muhasarasını yardıktan sonra Şokzim kalesini zapt edip moskofları ricata mecbur ettikten sonra: Bu şehirde felaket ve sefalet içinde olan Yahudileri İstanbul ve Edirne’ye göndermişlerdir.

1782 Polonya ihtilali ve taksimi yüzünden Lehistan’da çıkan kargaşalıklarda çok zor vaziyette kalan Yahudiler İzmir ve Selanik’e nakledip hayatlarını kurtaran onlara barınma ve iş imkânı sağlayan yine Türk milleti olmuştur. Nihayet… 1891-92 senelerinde Rusya’da Yahudiler aleyhine yapılan korkunç katliamlardan canlarını kurtarabilenler Yine Türkler tarafından himaye edilmişlerdir. Korunmuş ve kurtarılmışlardır. Hayfa limanında ellerindeki pasaportları yırtarak daha önceleri aleyhlerine çok planlar çevirdikleri Türklere sığınmışlardır.

PEKİ SONUÇ NE?..

Yukarıda Türkler tarafından nasıl himaye edilip korunduklarını kısaca anlatmaya çalıştığımız Yahudiler bunca iyiliğe karşılık iyilikle mi muamele eylediler? Elbette ki hayır… Devletimiz ve milletimiz aleyhine akla gelebilecek her türlü fenalığın, çirkefliğin içinde bulunmaktan geri durmadılar… Önce Cennet mekân 2. Abdulhamit’ten Filistin’den para ile toprak istediler… Abdulhamit: “Milletimin kanla aldığı toprakları ben para ile satamam” deyince: Kinleri, düşmanlıkları kat kat artmış. Abdulhamit hazretlerine önce suikastlar tertiplediler. Sonra tahtan indirilmesi, Koca Osmanlı İmparatorluğunun çökertilmesi için her türlü fitnenin içinde bulundular. Sonraları çeşitli hileli yollarlar, baskı ve zulümlerle Filistin’den topraklar alarak orada bir Siyonist İsrail devletinin kurulmasını sağladılar… O günden bugüne (Bir kısım Yahudilerin Siyonizm’e karşı çıkmalarına rağmen) İsrail’de kanla, zulümle beslenen terörist bir devlet kurdular. Filistinlilerin arazilerini zorla ellerinden aldılar, çaldılar, gasp ettiler. O gün bugün Filistinlileri sürgün ettiler. Haksız yere evlerini yıktılar, topraklarını aldılar …

Sonunda bir katil, zalim Netanyahu geldi. Bütün dünyaya kafa tutarak: Binlerce ton bombayı günahsız Filistinlilerin, Gazzelilerin üzerine attı. On binlerce bebek, çocuk, kadın ve insanları insafsızca, merhametsizce, haince, başta ABD ve tüm Avrupa ülkelerinin destekleri ile hür dünyanın gözleri önünde öldürdü (Şehit etti.). ABD ve AB olmak üzere tüm batılı devletlerin destekleri ile hastaneler, okullar, camiler, kiliseler ve birçok yerler zalim İsrailliler tarafından bombalandı, yıkıldı; bir kısım mezarlar bile tahrip edildi. Çok az sayıda istisnaları bir kenara bırakırsak bütün dünya liderleri bu vahşete, bu soykırıma seyirci kaldılar. Destek oldular. Göz yumdular. “Beni sokmayan yılan bin yaşasın dediler.” “Görelim Mevlam neyler neylerse güzel eyler.”. Allah (CC) dünyadaki bütün mazlumların yardımcısı olsun. Kahhar ismi ile artık ıslahları mümkün olmayan, kan dökenleri, Siyonistleri onlara destek verenleri, tüm zalimleri, soykırımcıları kahru perişan eylesin inşallah. Cümleniz Mevla’ya emanet olunuz.

SAYIN SAĞLIK BAKANIMIZIN DİKKATİNE...

Ülkemizin birçok yerinde aldığım telefonlar üzerine önemli iki konuyu arz etmek isterim. Sayın bakanım, bu millet zatı alinizin özellikle pandemi döneminde yaptığınız hizmetleri unutmaz. Ancak son günlerde hastanelerde doktorlardan randevu almak çok çok zor onlarca telefon açıyorsunuz bir muhataba ulaşıp randevu almanız mümkün olmuyor. İkinci önemli husus ilaçlara yapılan aşırı zamlar gerçekten vatandaşın belini büküyor. Mahalli seçimler öncesi lütfen konunun üzerine acilen eğilin vatandaşı rahatlatınız. Selam ve saygılar…

QOSHE - Portekiz’den kovulan Yahudilere Türkler sahip çıkmıştı - Ali Sandıkçıoğlu
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Portekiz’den kovulan Yahudilere Türkler sahip çıkmıştı

5 3
06.01.2024

DEĞERLİ KARDEŞLERİM:

Elimde çok eski baskı merhum Cevat Rıfat Atılhan beyin “İslam’ı saran tehlike ve Siyonizm” isimli bir kitabı vardır. Kitabın: 38 ve 39 uncu sayfalarından istifade ederek bu yazıyı hazırlıyorum. Bilindiği gibi 1492 senesinde İspanya’da Kral Fendinand ve karısı: İzabella her ikisi de çok koyu ve muteassıb Katolik oldukları için, her ikisinin ruhlarında Hz. İsa (as) yapılan zulüm ve iskenceler beş asır içinde köklenmiş kin ve nefretleri içindeydiler. Bunlar intikam için çırpınıp duruyorlardı. Kral Ferdinand Yahudilerin dinlerine bağlı olmalarından rahatsızdı. İlle de onların da Katolik olmalarını istiyor ve kendilerine çok tazyik ve baskılar yapıyordu. Bu tazyikleri üzerine bazı açık göz Yahudiler zahiren dinlerini değiştirip, Katolik olduklarını söylediler. Fakat kendi dinleri Yahudilikten bir zerre olsun taviz vermediler. Gizlice kendi dinlerinin icaplarını yaptılar. Bunun üzerine önceleri İspanya’dan daha sonra da Portekiz’den Yahudiler çeşitli işkenceler, zulümler yapılarak kovuldu. İkinci Sultan Bayazıd kovulan Yahudileri “Tanrı misafiri “olarak memlekete kabul ettiler. Kendilerine zengin araziler verildi. Çok namuslu ve çalışkan bir milletin hayat ve refah kaynaklarını nankör, muhtekir ve murabahacı bir grubun eline vermiş oldular. (Hiçbir zaman Yahudiler kendilerine yapılan bu iyiliğin kıymetini bilmediler. Her zaman ihanet içinde oldular.). O zamanlar bütün Avrupa’da ve özellikle İspanya’da insanlar sefil bir hayat sürüyorlardı. Hristiyanlık dini taassubu onları kasıp kavuruyordu. İşkencenin her türlüsü vardı. Yahudiler: Sokağa çıktıkları zaman çoluk çocuklardan dahi ve halktan çok kötü muameleler görüyorlardı. Yahudiler Türkiye’ye gelince İstanbul ve Selanik gibi büyük şehirlere yerleştirildiler. Önceleri eskicilikle işe başlayan Yahudiler daha sonra milyonerler ve iktisat diktatörü olarak: Büyükada, Ayazpaşa, Beyoğlu gibi müstesna yerlere yerleştiler. Bugün ülkemizin değişik yerlerine yerleşmiş olan Yahudiler 1492 yılında İspanya ve Portekiz’den sürüldüler ve ecdadımızın kendilerine toprak ve iş vererek ülkemize yerleştirdiği insanlardır. Sultan Bayazıd Türkiye’ye sığınan Yahudilerin bir kısmını Sakız adasına göndermiş ve orada yaşamalarını emretmiştir. 1522 tarihinde Rodos adasını fetheden Kanuni Sultan Süleyman, Sakız adasında yaşayan........

© Yeni Akit


Get it on Google Play