Siyonist işgalciler, Filistinlilere karşı, insanlık dışı bir mezalim gerçekleştiriyor. Yeni değil, yıllardır. Ancak son dönemde işgal ve zulüm zirve noktasına ulaştı.

Filistin’deki Siyonist işgali ortadan kaldırmak için asker gönderelim diyoruz. “Mehmetçik’in, Arap çöllerinde ne işi var?” diyorlar.

Siyonist zulmün son bulması, İsrail’in yıkılması için dua edelim diyoruz. “O iş, dua ile olmuyor” diyorlar.

Törer devletine destek veren, tüm Yahudi mallarını boykot edelim diyoruz. “Sizin boykotunuzla İsrail mi yıkılacak?” diyorlar.

Aklımıza, ister istemez, şu sorular geliyor: Peki ne yapalım, bu işin içinden nasıl çıkalım? Bizde mi Siyonist olalım?

Kabul edelim: Siyonistlerin suçu, Müslümanların ayıbı büyüktür.

Koskoca İslam dünyası, İsrail’in saldırılarını kınamak, katliamlarını lanetlemekle yetiniyor. Sadece dilek ve temenniler.

Şurası gerçek ki, İsrail ancak güçten anlar. Akan bunca Müslüman kanının, zulmün ve zalimliğin sona ermesi, muhakkak surette silahlı bir gücün müdahalesine bağlıdır. Kiminle demeyelim. Olanla, kalanla, gelenle.

Evet, ‘bana ne’ diyemeyenlerin diyarı, Türkiye. Siyonist zalimlere dur diyen ve diyecek olan yegâne güç, biziz. Israrlı bir şekilde “Mehmetçik Gazze’ye!” dememizin nedeni budur. Kınamadan öteye geçebilmek için. Avrupa ve Amerika’dan “adalet” beklememek için. Onurumuz ve izzetimiz için.

Bizler, bir dua medeniyetinin mensuplarıyız. Duanın bereketine inanırız. Bunun reel politikada bir karşılığı olmayabilir. Olmasın

Zor zamanımızda, “bir ihtiyacın var mı” diye sorulursa, “dua et, yeter” deriz. Ayrıca düşmüş birine el uzatmak, mazlumlar için candan dua etmek. Bunlar insanlığı kurtaran hamlelerdir. Bir şey yapma ve yaptırma imkânımız yoksa elbette Müslüman Filistinli kardeşlerimiz için dua etmeliyiz.

Her daim, ‘Allah zalime devlet vermesin’ diye dua ederiz, ediyoruz. Bu yakarışın neye karşılık geldiğini, İsrail üzerinden görüyoruz. Tahammül sınırını fersah fersah aşan bir zulüm. Toprağın kan gölüne dönüşmesi. İnsanlığın soykırıma uğraması.

Kim ne derse desin: Biz müminiz, her daim, dua ederiz. Dua edelim. Bütün bu yaşananlar, ateşin gül bahçesine dönüşmesine vesile olsun.

Durmadan dua ediyoruz. Fakat duadan başkası ve fazlası da olmalı. Başkası ve daha fazlası: Boykot!

Şer bildiğimiz nice şey, hayırlı kapıların açılmasına vesile olur. İsrail’in Gazze’deki soykırımı, müminleri uyandırmıştır. Filistin ve Kudüs seferberliği başlatmanın tam zamanıdır. Türkiye, İslâm âlemine bu konuda da öncülük yapmalıdır.

Türklerin seferberlikten anladığı şey asker olmaktır, evlat vermektir. Bu yüzden ülkemizdeki birçok boykot girişimi uzun ömürlü ve etkili olmuyor. Evvela buna çalışmalıyız. Siyonistleri ekonomiyle terbiye etmek şarttır.

“İyilik her kapıyı açar” denilir. Fakat ‘iyilik’, terörist İsrail’in kapısını açamadı, açmıyor. Terbiyesizliğe doymayan İsrail, Gazze ablukası ve ambargosundan taviz vermiyor. Bunlar da gösteriyor ki, karşımızda, insanlıktan bir gram nasiplenmemiş çirkin bir topluluk var.

Hal böyle iken, Siyonist katillerle, onların anladıkları dilden konuşmalıyız. Onların anladıkları da, boykottan başkası olamaz. Şurası kesin: Yahudi mallarını almazsak ölmeyiz, ancak alırsak Filistinli kardeşlerimiz ölür.

Mazlumlara bir damla suyu, bir lokma ekmeği haram eden Siyonist katillere destek verenlere, biz de ticareti haram etmeliyiz! Elbette sadece gıda, giyecek, sanayi ve diğer tarım ürünlerinden bahsetmiyoruz. Siyaset, kültür-sanat ve edebiyat dünyasının ‘Yahudi malları’ da boykotun kapsamına dâhildir.

Öte yandan, boykot, tüm Müslümanlar için bir emirdir: “Zalimlerin yanında olmayın; sonra ateş sizi de yakar” (Hud/113). Madem emir en yüksek yerdendir, bize de buna uymak düşer. İster Cumhurbaşkanı olalım, ister köşe yazarı.

Son olarak: Boykotu ‘başarmak’ için yapmıyoruz. Siyonist rejimi destekleyen Yahudi menşeili firmaları zarar ettirmek, batırmak gibi asli bir hedefimiz yok. Gayemiz, tavrımızın ve duruşumuzun belli olmasıdır. Zaferden değil, boykottan sorumluyuz.

QOSHE - Boykot ne işe yarar? - Ayhan Demir
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Boykot ne işe yarar?

10 2
20.12.2023

Siyonist işgalciler, Filistinlilere karşı, insanlık dışı bir mezalim gerçekleştiriyor. Yeni değil, yıllardır. Ancak son dönemde işgal ve zulüm zirve noktasına ulaştı.

Filistin’deki Siyonist işgali ortadan kaldırmak için asker gönderelim diyoruz. “Mehmetçik’in, Arap çöllerinde ne işi var?” diyorlar.

Siyonist zulmün son bulması, İsrail’in yıkılması için dua edelim diyoruz. “O iş, dua ile olmuyor” diyorlar.

Törer devletine destek veren, tüm Yahudi mallarını boykot edelim diyoruz. “Sizin boykotunuzla İsrail mi yıkılacak?” diyorlar.

Aklımıza, ister istemez, şu sorular geliyor: Peki ne yapalım, bu işin içinden nasıl çıkalım? Bizde mi Siyonist olalım?

Kabul edelim: Siyonistlerin suçu, Müslümanların ayıbı büyüktür.

Koskoca İslam dünyası, İsrail’in saldırılarını kınamak, katliamlarını lanetlemekle yetiniyor. Sadece dilek ve temenniler.

Şurası gerçek ki, İsrail ancak güçten anlar. Akan bunca Müslüman kanının, zulmün ve zalimliğin sona ermesi, muhakkak surette silahlı bir gücün müdahalesine bağlıdır. Kiminle demeyelim. Olanla, kalanla, gelenle.

Evet, ‘bana ne’ diyemeyenlerin diyarı, Türkiye. Siyonist zalimlere dur diyen ve diyecek olan yegâne güç, biziz. Israrlı bir şekilde “Mehmetçik Gazze’ye!” dememizin nedeni budur. Kınamadan öteye geçebilmek için. Avrupa ve Amerika’dan “adalet”........

© Yeni Akit


Get it on Google Play