Gazze halkı, yıllardır, dünyanın en büyük açık hava hapishanesinde yaşamak zorunda bırakıldılar. Gelinen nokta itibariyle, artık en temel insan haklarından bile mahrumlar.

Su yok, elektrik yok. Gaz yok, akaryakıt yok. İlaç yok, gıda malzemeleri yok. Telefon yok, internet yok. Kefen bezi bile yok.

Kendilerine gönderilen peygamberleri dahi öldüren vahşiler, savunmasız sivil halka yönelik her türlü zalimliğini sürdürüyor.

Siyonist caniler, pazar yerini vurdular. Yetmedi ekmek kuyruğunda bekleyenleri vurdular. O da yetmedi Gazze’yi terk edenleri, hastaları ve yaralıları vurdular.

Filistinliler yürüyorlar, öldürülüyorlar. Duruyorlar, yine öldürülüyorlar. Ne yapsalar değişmiyor, öldürülüyorlar.

Batı dünyası Filistinlilere yapılan kıyımları bir sessizlik komplosuyla yok sayarken; akıl ve vicdan sahibi halklar kıyamdalar. Özellikle Batı Türkistan (Balkanlar).

Tiran’dan Saraybosna’ya, Priştina’dan Novi Pazar’a, Mostar’dan Podgoritsa’ya varıncaya kadar. Batı Türkistan halkları, Filistin’den yükselen çığlıklara kayıtsız kalmıyor, kalamıyor.

Ne derler bilirsiniz: Damdan düşeni en iyi yine bir damdan düşen anlar.

Modern dünyada aç ve susuz kalmanın, sistematik biçimde tecavüze uğramanın ve etnik temizliğe tabi tutulmanın ne demek olduğunu en iyi Boşnaklar bilir.

Hapishanelerde işkence görmenin, yurtlarından sürgün edilmenin, çocuk, kadın ve yaşlı ayırmaksızın katledilmenin ne demek olduğunu en iyi Arnavutlar bilir.

Siyonist katiller, Çetnik Sırplar eliyle, Saraybosna, Srebrenitsa ve Reçak’ta işlenen tüm insanlık suçlarını tekrarlıyor.

Yıllar önce Çetnik Sırplar, savunmasız Boşnak ve Arnavut sivilleri kuşatma altına almışlardı. Yıllar sonra Siyonist rejim militanları aynısını yapıyor. Filistinli sivilleri kuşatma altında tutuyorlar.

Saraybosna ve Reçak’ın çocukları Sırp Çetniklerin silahından çıkan kurşunlarla hayattan koparılıyordu. Bugün de Gazze’nin Filistinli evlatları Siyonist kurşunlarla şehit ediliyor.

Bosna Savaşı’nda Srebrenitsa’da en az 8 bin 372 kişi şehit edilmişti. Gazze’de katledilen insan sayısı, onun da üzerine çıktı.

Bosna ve Kosova’da yaşayan binlerce kadın, çocuk ve yaşlı öldürüldü. On binlercesi evlerinden, yurtlarından sürgün edilmişti. İkiyüzlü Batı medyası oluk oluk akan kanı görmedi, görmezden geldi. Gazze’de binlerce çocuk ve kadın şehit oldu. Bir milyondan fazla Filistinli kadın, çocuk ve yaşlı da göçe zorlanıyor. Fakat Batı medyası tüm gücüyle Siyonist terör örgütüne hizmet ediyor. İsrail mezalimini perdeliyor, haksızı haklı / zalimi mazlum gösteriyor.

Çetnik Sırpların katliamları, ‘Sırplara yönelik eylemlerin misillemesi’ adı altında meşrulaştırılmaya çalışıldı. Boşnak ve Arnavutların acıları normalleştirilmek istendi. Siyonist rejim de gerçekleştirdiği tüm katliamları, ‘İsrail’e yönelik eylemlere misilleme’ olarak meşrulaştırmaya çalışılıyor. Filistinlilerin acıları normalleştirilmek isteniyor.

Boşnak ve Arnavut Müslümanlar, dinleri ve ırkları bahane edilerek şehit edildiler. Filistinli Müslümanlar da yine dinleri ve ırkları bahane edilerek şehit ediliyorlar.

Bosnalılar ve Kosovalılar, sistematik ve planlı bir şekilde, topluca infaz edildiler. Gazze’de yaşayan Filistinliler de gelişigüzel bir şekilde, ağır bombardımana maruz bırakılıyor.

Çetnik Sırplar, rahmetli Aliya İzetbegoviç’i ‘fundamentalist’ olmakla ve Boşnakları ‘İslami bir devlet kurmak istemekle’ suçlamışlardı. Kendilerini ise ‘Avrupa değerlerinin koruyucusu’ olarak sunmuşlardı. Sürekli tekrarladıkları cümleyi hatırlayalım: “Biz sadece kendimizi değil, bütün Batı dünyasını savunuyoruz.” Filistinliler de ‘terörist’ ve ‘IŞID/DEAŞ’ suçlaması ile karşı karşıyalar. Siyonistler ise kendilerini ‘terör ile mücadele edenler’ olarak lanse ediyorlar. Onlar da “sadece kendilerini değil, Batı dünyasını savunduklarını” dile getiriyorlar. Acı ama gerçek; binlerce çocuk ve kadın katlederek “batı medeniyetini” savunmak.

Uluslararası toplum, Bosna Hersek ve Kosova’da yaşananlar için uzun süre harekete geçmedi. Olan bitenleri seyretmekle yetindi. Ta ki Boşnaklar ve Arnavutlar, ilerlemeye başlayıncaya kadar. Aynı kör, sağır ve dilsiz duruşlarını Filistin için de devam ettiriyorlar.

Çetnik Sırplar, soykırım yaptıklarını, asla kabul etmediler, etmiyorlar. Hiçbir Siyonist yönetici de soykırım yaptıklarını kabul etmiyor.

Dünden bugüne gelen hakikatler: Amerika’nın başını çektiği Batı dünyası ırkçıdır, faşisttir. Tartışmasız bir biçimde, zulümden, haksızlıktan ve zorbalıktan yanadır. Sadece kendisine hümanisttir, başkasının acısına bakmaz.

Batı dünyasının Müslümanlara karşı hasmane tutumu, ayrımcı ve dışlayıcı tavrı, zamandan ve mekândan münezzehtir. Zaman geçer, mekân değişir ama Batı dünyasının bize karşı tutumu değişmez. İslam ve Müslümanlara yönelik düşmanlıkları bir ideoloji haline gelmiştir.

Batı dünyası, insanlığın başına bela olan, Siyonizm sorununu İslâm coğrafyasına ihraç etmiştir. Kendisini kurtarmak adına bizim başımızı yakmıştır. O tarihten beri enerjimizin ve canlarımızın büyük kısmı buraya gitmiştir, gitmektedir.

Yazımızı böyle bitirelim: İnsana düşman olarak bu zalimler yeter. Batı dünyası çok seviyorsa, Amerika veya Avrupa kıtasında, Siyonistleri bağrına basıp, bir devlet sahibi yapabilir.

QOSHE - Bu filmi gördük! - Ayhan Demir
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Bu filmi gördük!

13 3
08.11.2023

Gazze halkı, yıllardır, dünyanın en büyük açık hava hapishanesinde yaşamak zorunda bırakıldılar. Gelinen nokta itibariyle, artık en temel insan haklarından bile mahrumlar.

Su yok, elektrik yok. Gaz yok, akaryakıt yok. İlaç yok, gıda malzemeleri yok. Telefon yok, internet yok. Kefen bezi bile yok.

Kendilerine gönderilen peygamberleri dahi öldüren vahşiler, savunmasız sivil halka yönelik her türlü zalimliğini sürdürüyor.

Siyonist caniler, pazar yerini vurdular. Yetmedi ekmek kuyruğunda bekleyenleri vurdular. O da yetmedi Gazze’yi terk edenleri, hastaları ve yaralıları vurdular.

Filistinliler yürüyorlar, öldürülüyorlar. Duruyorlar, yine öldürülüyorlar. Ne yapsalar değişmiyor, öldürülüyorlar.

Batı dünyası Filistinlilere yapılan kıyımları bir sessizlik komplosuyla yok sayarken; akıl ve vicdan sahibi halklar kıyamdalar. Özellikle Batı Türkistan (Balkanlar).

Tiran’dan Saraybosna’ya, Priştina’dan Novi Pazar’a, Mostar’dan Podgoritsa’ya varıncaya kadar. Batı Türkistan halkları, Filistin’den yükselen çığlıklara kayıtsız kalmıyor, kalamıyor.

Ne derler bilirsiniz: Damdan düşeni en iyi yine bir damdan düşen anlar.

Modern dünyada aç ve susuz kalmanın, sistematik biçimde tecavüze uğramanın ve etnik temizliğe tabi tutulmanın ne demek olduğunu en iyi Boşnaklar bilir.

Hapishanelerde işkence görmenin, yurtlarından sürgün edilmenin, çocuk, kadın ve yaşlı ayırmaksızın katledilmenin ne demek olduğunu en iyi Arnavutlar bilir.

Siyonist katiller, Çetnik Sırplar eliyle, Saraybosna, Srebrenitsa ve Reçak’ta işlenen tüm insanlık suçlarını tekrarlıyor.

Yıllar önce Çetnik Sırplar, savunmasız Boşnak ve Arnavut sivilleri kuşatma altına almışlardı. Yıllar sonra Siyonist rejim militanları aynısını yapıyor. Filistinli sivilleri kuşatma........

© Yeni Akit


Get it on Google Play