Arnavutluk, Türkiye için önemli bir müttefiktir. Bölgedeki dengelerin muhafazası için hem Arnavutluk hem de Arnavutlar oldukça önemlidir.

Türkiye, Batı Türkistan’daki (Balkanlar) varlığını etkin bir biçimde sürdürmek adına en başta Tiran yönetimiyle, sıkı işbirliği içerisinde olmalıdır. Arnavutluk da atacağı her adımda, ‘stratejik ortaklık’ ruhuyla hareket etmelidir.

Her iki ülke de bu bilinç ve yaklaşımla, Yüksek İşbirliği Komitesi çalışmalarını yürütüyor. Ancak Ankara-Tiran hattındaki sıcak iletişimi soğutmak, zehirlemek ve nihayetinde tamamen koparmak isteyen yapılar, ülkeler var. Bunların en başında, FETÖ’nün Arnavutluk yapılanması ve Arnavutluk İslam Birliği yer alıyor.

Hatırlayacaksınız: 15 Temmuz darbe girişiminden sonra, Arnavutluk İslam Birliği’nde başkanlık ve genel kurul seçimleri yapıldı. Bu seçimler, bazı kesimlerce, Türkiye’nin AİB başkanı ve yönetimini değiştirmek istediği şeklinde yorumlandı.

Keşke, böyle olsaydı. Ancak olmadı.

Şöyle oldu: Her şeyi bildiğini düşünerek, Ankara’ya, “bu işi ben hallederim” diyenler oldu. Hatta bir adım ileri gidip, “Merak etmeyin o iş çözüldü. Yukarıdan hallediyoruz, yakında her şey değişecek” diyenler.

Birilerinin güvendiği o dağlara kar yağdı. Sırtlarını dayadıkları ağaçlar, çürük çıktı. Meselenin ciddiyetini kundaklayan, bu adamlar yüzünden AİB seçimlerini kaybettik.

Türkiye’ye büyük sözler verenler, AİB’deki FETÖ hâkimiyetini kırmak için hiçbir şey yapmadılar. “Arnavutluk İslam Birliği’ni FETÖ’cülerden kurtaracağım” diyenler: Türkiye’nin taleplerini, Arnavutluk makamlarına iletme zahmetine bile girmediler.

Hali hazırda FETÖ’cüler ile birçok ortak çalışma alanı bulunan, Arnavutluk Hükümeti de meselenin üzerine gitmedi. Böylece, en üst perdeden dile getirilen, “biz çözüyoruz” balonları patladı gitti.

Neticede, FETÖ militanı Skender Bruçaj’dan daha FETÖ’cü olan, Bujar Spahiu AİB Başkanı olarak seçildi. İsimler değişse de AİB yönetimindeki FETÖ hâkimiyeti değişmedi.

Önümüzdeki Mart ayı içerisinde bir kez daha AİB Genel Kurul seçimleri yapılacak. Peki, durum değişti mi? Hatalardan gerekli dersler çıkarıldı mı?

FETÖ ‘Arnavutluk İmamı’ Klodian Allajbeu ile görüşen, beraber iş tutanlar yeniden devredeler. Bakalım bu sefer ne yapacaklar? Bir sonraki ‘milyon dolarlık’ hamleleri ne olacak?

Allah rızası için çalışan, samimi ve dertli insanlar, dava ehli olanlar böyle davranmaz.

Yasal uyarı: Davamız, menfaatlerimize uymak değil, işlerimizi Hakk’a uydurmaktır.

Bu ve buna benzer adamların derdi dava değil, paradır. Sizin dava dediğiniz şeye, o, imkân gözüyle bakar. Sizin dava olarak inandığınız değerleri, o, kazanç kapısına dönüştürür. Kutuya daha yüksek miktarı atanın müziğini çalar. Müzik değişince, dans da değişir.

Yeri gelmişken söyleyelim: Türkiye asla, başka bir ülkenin içişlerine karışmaz. Arnavutluk İslam Birliği başkan seçimi, Türkiye için çok küçük bir meseledir.

Mehmet Kaplan, “Birbirine yalan söyleyen ve birbirini aldatan insanlar haydut çetesi bile kuramazlar” der. O halde, dostun hakkını, dostluk hukukunu korumamız gerekir. Arnavut kardeşlerimizi FETÖ tehlikesine karşı uyarmak, bilgilendirmek asli vazifemizdir.

Arnavutluk İslam Birliği başkan seçiminde göreceğiz ki FETÖ militanı Bujar Spahiu giderse, yerine daha koyu bir militan gelecektir. Bu durum, sadece onların değil, Ankara’yı aldatmaya ve bu oyun üzerinden milyonlarca dolar kazanmaya niyetlenen kişiler sayesinde olacaktır.

Elbette, mesele bu kadar basit değil, söyleyeceklerimiz bundan ibaret değil. Tiran Namazgâh Camii’nin bu FETÖ militanlarının eline geçmesi tehlikesi var. (O da bir sonraki yazımızın konusu olsun.)

Hal böyle iken, bize düşen, bu gerçekleri görüp; önce bizi oyalayan/kandıran adamlardan kurtulmak, ardından mevcut şartlara uygun yeni harekât planları kurmaktır.

QOSHE - FETÖ Arnavutluk’ta zayıflıyor mu? - Ayhan Demir
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

FETÖ Arnavutluk’ta zayıflıyor mu?

23 1
28.02.2024

Arnavutluk, Türkiye için önemli bir müttefiktir. Bölgedeki dengelerin muhafazası için hem Arnavutluk hem de Arnavutlar oldukça önemlidir.

Türkiye, Batı Türkistan’daki (Balkanlar) varlığını etkin bir biçimde sürdürmek adına en başta Tiran yönetimiyle, sıkı işbirliği içerisinde olmalıdır. Arnavutluk da atacağı her adımda, ‘stratejik ortaklık’ ruhuyla hareket etmelidir.

Her iki ülke de bu bilinç ve yaklaşımla, Yüksek İşbirliği Komitesi çalışmalarını yürütüyor. Ancak Ankara-Tiran hattındaki sıcak iletişimi soğutmak, zehirlemek ve nihayetinde tamamen koparmak isteyen yapılar, ülkeler var. Bunların en başında, FETÖ’nün Arnavutluk yapılanması ve Arnavutluk İslam Birliği yer alıyor.

Hatırlayacaksınız: 15 Temmuz darbe girişiminden sonra, Arnavutluk İslam Birliği’nde başkanlık ve genel kurul seçimleri yapıldı. Bu seçimler, bazı kesimlerce, Türkiye’nin AİB başkanı ve yönetimini değiştirmek istediği şeklinde yorumlandı.

Keşke, böyle olsaydı. Ancak olmadı.

Şöyle oldu: Her şeyi bildiğini düşünerek, Ankara’ya, “bu işi ben hallederim” diyenler oldu. Hatta bir adım ileri gidip, “Merak etmeyin o iş çözüldü. Yukarıdan hallediyoruz, yakında her şey değişecek” diyenler.

Birilerinin güvendiği o dağlara kar yağdı. Sırtlarını dayadıkları ağaçlar, çürük........

© Yeni Akit


Get it on Google Play