Siyaset bir ilim ve kamu idare sanatıdır. Bu sebeple “erdem” ve “erlik” ister.

“Er” denilince aklını kadın-erkek ayrımına esir etmiş, kadınlardan yana gözükerek kendisine yer edinme çabasındaki ikiyüzlülerin fitne-fesat malzemesi yapacağı bir ayrım yok.

“Erlikten” kasıt, erkek olsun kadın olsun, sözünün eri, karakterini heva ve hevesine peşkeş çekmeyen yahut erlik sıfatını yitirmiş kimselerle yoldaşlık etmeyen kişilerdir.

Türk siyasi tarihi böyle peşkeşçilerle doludur. Siyaset çöplüğü nice partilerin levhaları nice siyasetçilerle doludur. Bunlar kendilerine çalışan siyaset maskeli kimselerdir.

Günümüzde de böyle tipler sahnededir. Şunlar şunlar diye örnek vermeye gerek yok. Görünen köyün ırağı olmaz. Nerelerden nerelere savruldukları apaçık ortadadır.

Siyasette erdem, önce kişinin kendisine ve inanç değerlerine olan güvenin adıdır. Sonra yakınlarına verdiği itimat yüklü kimlikli, kişilikli emin olma halidir.

Dün, “ak” dediğine bugün “kara” diyen. Dün, “pazara kadar değil mezara kadar” deyip; aday gösterilmeyince veya istediği makamı, mevkii alamayınca, dansöz hızında başka kapılara koşmak erdem değil, erdemsizlik ve ilkesizliktir.

Böyle bir erdemsizlik ve ilkesizliğin altını vefasızlık doldurmaktadır. Vefası olmayanın ne kendisine ne yakınlarına ne de içinde bulunduğu camiaya zerre fayda gelmez.

Nizamü’l-Mülk “Siyasetnamede” der ki:

“Hz. Âdem safi aleyhisselatu vesselamdan bu yana, her asır ve çağda, dünyanın yer yöresinde hariciler (erdem ve ersizlikten, nefislerini tabu edenler) ola gelmiştir.

Hükümdarlara ve Peygamberlere, onlardan daha uğursuz, daha habis, daha sapkın bir güruh musallat olmamıştır.

Karanlık mahfillerde memleketin yıkımı için çirkin şeyler tasarlayarak din ve devletin yıkılması için gayret ederler.

Bunların kahir çoğunluğu taraftarlarından destek alarak ellerinden gelen her türlü şer ve fesadı yaymaktan çekinmezler”. (Kırkdördüncü fasıl)

Erdem ve erlik iddiasında bulunan her siyasetçinin, Nizamü’l-Mülk’ün “Siyasetnamesi”ni okumasını tavsiye edelim.

İnsanlık tarihine ve siyasi tarihe muhteşem ışık tutmaktadır. Geçmişi anlamadan bugünü ve insanı çözmek mümkün değildir.

Özellikle bugünlerde, şu seçim sıralarında, şahsi menfaatleri için parti değiştirenler, adaylıklarından memnun olmayanlar yahut yanlış aday olduğu biline biline aday gösterenlerin ve gösterilenlerin halini anlamak için iyi bir tahlil eseridir.

Siyasetin çok girift bir bilmece olduğu aşikârdır! Bugüne kadar çözüldüğü görülmemiştir, çözüldüğü yerde insanın karşısına hep bir kördüğüm çıkmıştır.

Ezcümle:

Mesela düne kadar yanınızda olan hatta sizin için her türlü fedakârlığa katlanacağını sandığınız -üstelik evinize aldığınız, akrabadan da öte dost olduğunuz arkadaşlarınız-, sizden veya partiden istediğini alamayınca, istediği yerden aday gösterilmeyince, onca yıllık birlikteliğini çöpe atıp, ya parti kurmakta veya başka partiye rahatlıkla geçebilmektedir.

İşte milletimizin sevmediği insan tipi böyle siyasetçilerdir.

QOSHE - Siyaset erdem ve erlik ister - Hüseyin Öztürk
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Siyaset erdem ve erlik ister

6 1
23.02.2024

Siyaset bir ilim ve kamu idare sanatıdır. Bu sebeple “erdem” ve “erlik” ister.

“Er” denilince aklını kadın-erkek ayrımına esir etmiş, kadınlardan yana gözükerek kendisine yer edinme çabasındaki ikiyüzlülerin fitne-fesat malzemesi yapacağı bir ayrım yok.

“Erlikten” kasıt, erkek olsun kadın olsun, sözünün eri, karakterini heva ve hevesine peşkeş çekmeyen yahut erlik sıfatını yitirmiş kimselerle yoldaşlık etmeyen kişilerdir.

Türk siyasi tarihi böyle peşkeşçilerle doludur. Siyaset çöplüğü nice partilerin levhaları nice siyasetçilerle doludur. Bunlar kendilerine çalışan siyaset maskeli kimselerdir.

Günümüzde de böyle tipler sahnededir. Şunlar şunlar diye örnek vermeye gerek yok. Görünen köyün ırağı olmaz. Nerelerden nerelere savruldukları apaçık ortadadır.

Siyasette erdem, önce kişinin kendisine ve inanç değerlerine olan güvenin adıdır. Sonra yakınlarına verdiği itimat yüklü kimlikli, kişilikli emin olma halidir.

Dün, “ak” dediğine bugün “kara” diyen. Dün,........

© Yeni Akit


Get it on Google Play