Gelin bugün, aklımızı, kalbimizi, ruhumuzu ve diğer duygularımızı dünyevi konulardan arındırarak biraz dinlendirelim. Seyahat etmekte sıhhat vardır diyerek, bir gün mutlaka bizim de menzilimiz olacak olan berzah âlemine kısa bir yolculuk yapalım. Madem seyahat etmekten maksat gidilecek yerlerdeki en önemli yerleri görmektir, biz de öyle yapalım, berzahtaki ulaşabildiğimiz en önemli yerlere, nebilerin makamlarına giderek onları tanımaya çalışalım.

Hz. Zekeriya, duası en makbul peygamberdir. Onun duası asla ret olunmaz, ret olunmamıştır. “Rabbim! Ben sana hangi konuda dua ettiysem hiçbir zaman bedbaht ve mahrum olmadım.” (Meryem, 4) ayeti de bu hususu teyit eder. (Bizleri de dualarına dahil etmesi ümidiyle…)

Hz. Musa, Zat-ı Uluhiyet sırlarıyla sırlanmış ve bu yönüyle de diğer peygamberlerden üstün kılınmıştır. Onun yed-i beyza, asa, kavi, emin gibi sıfatları, esasen söz konusu sırlanmanın birer yansımasıdır. Hz. Musa (A.S.) da Peygamber Efendimize vekâlet ile ehil olan kişileri, kendi sırlarının bütünüyle veya bir kısmıyla sırlar. (Rabbimiz, bu sırlarla sırlanmayı bizlere de nasip etsin.)

Hz. Salih (A.S), sıhhat, afiyet ve şifa tasarrufuna sahiptir. O ve ümmeti asla hastalık görmediği gibi, onun tasarruf ve duasıyla da bütün hastalıklar Allah’ın izniyle şifa bulur. (Rabbimizin ilhamıyla bizlere de maddi- manevi hastalıklardan şifa bulmamız için dua etmesi dileğiyle…)

Hz. Nuh (A.S), Zat-ı Uluhiyetin İsm-i Camii ile sırlanmış büyük bir peygamberdir. Hak üzere oluşmuş ve oluşacak bütün toplum ve topluluklar onun tasarrufundadır. Hz. Nuh, ümmeti içinde irtidat olmamış tek peygamberdir. Onun tasarrufunda olan toplum ve topluluklar için de aynı şey söz konusudur.

Hayvanlarda da onun tasarrufu geçerlidir. En vahşi hayvanlar bile onun tasarrufuyla ehlileşir, insanlara faydalı ve musahhar hale gelirler. (Bu günlerde iyice vahşileşen İsrail devleti için de tasarrufta bulunması talebiyle…)

Hz. Nuh’un gemisi, onun İsm-i Cami ile sırlanmasının bir delili ve burhanıdır. O gemide, bütün hayvanlardan birer çift bulunması da yine söz konusu sırlanmanın bir tezahürüdür.

Hz. İdris (A.S), Zahir ve Batın isimlerinin mutlak nuruna mazhardır. Onun için bütün tasavvufi yapılanmalar, bütün ilmi ve teknolojik keşifler Hz. İdris’e dayanır. Yeryüzündeki insanların sevk ve idaresi, savaşlar, barışlar hep Hz. İdris’in tasarrufundadır. O bu tasarruflarını Hz. Muhammed aleyhisselama vekâleten yapar. ( Maddi manevi gelişmelerde bizlere de himmet etmesi temennisiyle…)

Hz. Zülkifl (A.S), güzelliği, nübüvvetine delil olacak ölçüde fevkalade bir peygamberdir. Birinci kat semadadır. Seyr u süluk yaşayacakların hepsi, inabe sonrası ona arz edilir. Zülkifl (A.S)’ın kefaletini kabul ettikleri seyr u sulukünü sürdürür, ikmal eder. Kefaletini kabul etmedikleri kendilerini seyr u sülukta sansalar da bu bir aldanmadan ibarettir.

Zülkifl (A.S)’ın mutlak kefil oldukları, Kur’an-ı Kerim’de adı geçen diğer peygamberle de görüşebilir, onların zıllinde seyr u süluklarını devam ettirirler. Mutlak kefaleti olmayanlar ise ancak izin verilenlerle ve izin verilen ölçüde seyr u süluklarını yapabilirler.

Zülkifl, (A.S) ın güzelliğinden kendilerine güzellik intikal edenler, insanların en güzellerinden biri haline gelirler. Hem hilkat hem de ahlak yönüyle bu böyledir. (Ahlaki güzelliklerin bizlere de intikali niyazıyla…)

Hz. Yuşa (A.S)’ın makamı birinci kat semadadır. Cemaat, millet ve devlet gibi toplum idarelerinin yetkisi onun tarafından verilir. Eğer adalet üzere bir idare isteniyorsa, mutlaka bu yetki verilişine riayet gerekir. Onun yetki vermediği kişiler işbaşına geçmişse ya o cemaat, millet ve devletler dağılır ya da adaletle sevk ve idare edilemezler. ( Arife işaret kâfidir.)

Hz. Yahya (A.S), dünyada ahiret hayatının (Ankebut, 64) hayat keyfiyetine sahip kılınmış bir peygamberdir. Peygamberlerin fiziki olarak da en güçlüsü, en kuvvetlisidir. Hz. Yahya yaratılıştan kendisine verilmiş bütün güç ve kuvvetini, takva üzere yaşamakta ve ibadet etmekte kullanmıştır. (Bizlere de takva ve ibadet gücü ver Allah’ım.)

Bu yolculukta azığımız, keşif dağarcığına düşen bilgilerdir. Yerim bitti, yolculuğumuz yarım kaldı. Bir başka gün yolculuğumuzu sürdürebilmek dileğiyle…

QOSHE - Yarım kalan yolculuk  - Latif Erdoğan
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Yarım kalan yolculuk 

39 7
25.11.2023

Gelin bugün, aklımızı, kalbimizi, ruhumuzu ve diğer duygularımızı dünyevi konulardan arındırarak biraz dinlendirelim. Seyahat etmekte sıhhat vardır diyerek, bir gün mutlaka bizim de menzilimiz olacak olan berzah âlemine kısa bir yolculuk yapalım. Madem seyahat etmekten maksat gidilecek yerlerdeki en önemli yerleri görmektir, biz de öyle yapalım, berzahtaki ulaşabildiğimiz en önemli yerlere, nebilerin makamlarına giderek onları tanımaya çalışalım.

Hz. Zekeriya, duası en makbul peygamberdir. Onun duası asla ret olunmaz, ret olunmamıştır. “Rabbim! Ben sana hangi konuda dua ettiysem hiçbir zaman bedbaht ve mahrum olmadım.” (Meryem, 4) ayeti de bu hususu teyit eder. (Bizleri de dualarına dahil etmesi ümidiyle…)

Hz. Musa, Zat-ı Uluhiyet sırlarıyla sırlanmış ve bu yönüyle de diğer peygamberlerden üstün kılınmıştır. Onun yed-i beyza, asa, kavi, emin gibi sıfatları, esasen söz konusu sırlanmanın birer yansımasıdır. Hz. Musa (A.S.) da Peygamber Efendimize vekâlet ile ehil olan kişileri, kendi sırlarının bütünüyle veya bir kısmıyla sırlar. (Rabbimiz, bu sırlarla sırlanmayı bizlere de nasip etsin.)

Hz. Salih (A.S), sıhhat, afiyet ve şifa tasarrufuna sahiptir. O ve ümmeti asla hastalık görmediği gibi, onun tasarruf ve duasıyla da bütün hastalıklar Allah’ın izniyle şifa bulur. (Rabbimizin ilhamıyla bizlere de maddi- manevi hastalıklardan şifa bulmamız için dua etmesi dileğiyle…)

Hz. Nuh........

© Yeni Akit


Get it on Google Play