Osmanlı Padişahı Sultan Abdülmecid’in oğlu Sultan 2. Abdülhamid Han, vefatının üzerinden 106 senelik bir süre geçmiş olmasına rağmen, Osmanlı Padişahları içerisinde hâlâ en çok tartışma konusu yapılan Padişahların başında gelmektedir. Siyasi - dinî kimliği, hizmetleri, otuz üç (33) yıllık icraatları ve yönetimiyle tartışma konusu yapılan 2. Abdülhamid, Ermenî tarihçilere göre “Kızıl Sultan”, Müslüman tarihçi ve yazarlara göre ise, “Ulu Hakan”dır. 21 Eylül 1842’de doğan, 31 Ağustos 1876’da tahta çıkan, otuz üç yıl (27 Nisan 1909’a kadar) Osmanlı İslam Devletini başarıyla idare eden, 10 Şubat 1918 günü 76 yaşında vefat eden “Sultan II. Abdülhamid”i tam anlamıyla ve doğru olarak tanıdığımız söylenemez! Sultan II. Abdülhamid zekiydi, düzenliydi, kendisini iyi yetiştirmiş, mükemmel bir tahsil ve terbiye görmüş, çok çalışkandı. Arapça, Farsça ve Fransızca’yı iyi derecede öğrendi. Edebiyat, musiki, spor ve avcılıkta mahirdi. Temizliğe çok önem verir, daima erken kalkar, Kur’an okur, Namazlarını muntazaman kılar, daima âlimlerle istişare ederdi. 2. Abdülhamid küçük yaşta annesini, 18 yaşlarında da babası Abdümecid Han’ı yitirmişti. Sultan 2. Abdülhamid, 33 yıla “asırlık hizmet ve faaliyetler” sığdırmayı başarmış Siyonist Yahudilerin ve Ermenilerin entrikalarına ve toprak taleplerine mani olmuş, büyük bir liderdir... Ne acıdır ki gençliğimiz, hatta aydın geçinenlerin bir kısmı “Ulu Hakan’ı” yeterince tanımamakta, bilmemektedir!. Bakalım Sultan II. Abdülhamid kimmiş, neler yapmış, neleri başarmış ve 33 yıl boyunca Devleti nasıl idare etmiş?. Ona kimler niçin düşmanlık etmiş?.. Bakalım Müslüman Tarihçilerimiz Sultan 2. Abdülhamid Han hakkında neler söylemiş?

Tarih Profesörü ve İslâm Tarihçisi İhsan Süreyya SIRMA: “Ne kadar hatalı da olsa otuz üç sene Osmanlı Devletini yönetmiş ve kendisine “Kızıl Sultan” dedirtecek bir harekette bulunmamış olan Sultan Abdülhamid’e, bir-iki Ermeni veya Yahudi’yi sevindirmek için neden Kızıl Sultan diyelim?.. O batı kültürünü İslam’a tercih etmiyordu. Çünkü bir Ermenistan, bir İsrail istemiyordu. Bunları istemeyenler ona Kızıl Sultan diyenlerdi...” ( 2. Abdülhamid’in İslâm Birliği Siyaseti, Beyan Yayınları, İstanbul, 1989, s. 120). Tarihçi, Yazar Ali SAİD: “Sultan Hamid, parlak Muhammedi Şeriat’a gayet uyardı. Beş vakit namazını vakit geçirmeden edâ ederdi. Saltanatı müddetince böbrek hastalığına yakalandığı vakit, sadece bir Cuma namazını terke mecbur kalmıştır. “İnsanlar emirlerinin dîni-üzeredir” sözü üzerine Yıldız Sarayı’ndaki yanında bulunanların çoğunluğu namazlarını eda eder ve aralarında oruç bozmağa cesaret eden kimse bulunmazdı... Her namazda abdest tazelemek alışkanlıklarıymış. İçkilerden yaradılışı itibariyle nefret eder oldukları gibi, kullananları da pek sevmezdi.” (Saray Hatıraları, Sultan Abdülhamidin Hayatı, Nehir Yayınları, İstanbul, 1994, s. 58) Tarihçi, Gazeteci, Başyazar Ziyad Ebüzziya: “Meşrutiyet Yahudi ve Ermenilere yaramıştır! 2. Abdülhamid, benim dedemi, babamı 10 yıl sürgünde bulundurmuştur. Ama hiçbir zaman zulmetmemiştir, öldürmemiştir, katletmemiştir! Babamı sürgüne gönderdiği halde ben Abdümamid’i çok dirayetli, iktisatlı ve ileri görüşlü olarak değerlendiririm. Abdülhamid aldığı maaş kesesini Devlet Hazinesi’ne koyarmış...” (Cuma, 17-23 Temmuz 1992, s.6)

Şair Rıza Tevfik bakın neler söylemiş:

“Nerdesin şevketli, Sultan Hamid Han?

Feryâdım varır mı bârigâhına?

Ölüm uykusundan bir lâhza uyan,

Şu nankör milletin bak günahına!

Târihler ismini andığı zaman,

Sana hak verecek, ey koca Sultan;

Bizdik utanmadan iftira atan,

Asrın en siyâsî Padişâhına!

Sonra cinsi bozuk, ahlâkı fena,

Bir sürü türedi, girdi meydana.

Nerden çıktı bunca veled-i zinâ?

Yuh olsun bunların ham ervâhına!”(1)

İslam’ın şanlı Peygamberi Hz. Muhammed (s.a.v.)’e dil uzatan Haçlı taassubu içerisindeki Batı’da piyes yasaklatan, dünya Müslümanlarını “İslâm Birliği” siyasetiyle birleştirmeye çalışan, Siyonistlere ve Batı Emperyalizmine “boyun eğmeyen” ulu Hakan Sultan 2. Abdülhamid Han’a vefatının 106. Yıldönümünde, Allah Teala’dan rahmet niyaz ediyorum. (Ruhuna Fatiha..)

(1) Daha Geniş Bilgi için bakınız: Mehmet Emin Gerger, “2.Abdülhamid’in İslâm’ı Korumadaki Kudreti”, Gerger Yayınları, İstanbul, “İletişim: megerger@hotmail.com/

Tel: 0532.5226164

QOSHE - 2. Abdülhamid Han hakkında tarihçiler ne diyor? (1) - Mehmet Emin Gerger
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

2. Abdülhamid Han hakkında tarihçiler ne diyor? (1)

15 1
09.02.2024

Osmanlı Padişahı Sultan Abdülmecid’in oğlu Sultan 2. Abdülhamid Han, vefatının üzerinden 106 senelik bir süre geçmiş olmasına rağmen, Osmanlı Padişahları içerisinde hâlâ en çok tartışma konusu yapılan Padişahların başında gelmektedir. Siyasi - dinî kimliği, hizmetleri, otuz üç (33) yıllık icraatları ve yönetimiyle tartışma konusu yapılan 2. Abdülhamid, Ermenî tarihçilere göre “Kızıl Sultan”, Müslüman tarihçi ve yazarlara göre ise, “Ulu Hakan”dır. 21 Eylül 1842’de doğan, 31 Ağustos 1876’da tahta çıkan, otuz üç yıl (27 Nisan 1909’a kadar) Osmanlı İslam Devletini başarıyla idare eden, 10 Şubat 1918 günü 76 yaşında vefat eden “Sultan II. Abdülhamid”i tam anlamıyla ve doğru olarak tanıdığımız söylenemez! Sultan II. Abdülhamid zekiydi, düzenliydi, kendisini iyi yetiştirmiş, mükemmel bir tahsil ve terbiye görmüş, çok çalışkandı. Arapça, Farsça ve Fransızca’yı iyi derecede öğrendi. Edebiyat, musiki, spor ve avcılıkta mahirdi. Temizliğe çok önem verir, daima erken kalkar, Kur’an okur, Namazlarını muntazaman kılar, daima âlimlerle istişare ederdi. 2. Abdülhamid küçük yaşta annesini, 18 yaşlarında da babası Abdümecid Han’ı yitirmişti. Sultan 2. Abdülhamid, 33 yıla “asırlık hizmet ve faaliyetler” sığdırmayı başarmış Siyonist Yahudilerin ve Ermenilerin entrikalarına ve toprak taleplerine mani olmuş, büyük bir liderdir... Ne acıdır ki gençliğimiz, hatta aydın geçinenlerin bir kısmı “Ulu Hakan’ı” yeterince tanımamakta,........

© Yeni Akit


Get it on Google Play