Gazze’deki ‘İsrail vahşeti’ 100 günü aştı.

Bir yandan İsrail karşıtı protestolar ile dünya başkentlerinden yapılan ateşkes ve barış çağrıları, diğer yandan ise Lahey’de İsrail aleyhinde Uluslararası Adalet Divanı’nda açılan dava devam ederken, İsrail, Gazze’deki büyük yıkım ve soykırıma varan toplu katliamlarını barbarca sürdürüyor olması, aslında dünyaya bir meydan okumadır.

Nitekim İsrail’in, Gazze’ye yönelik saldırısının sona erdirilmesi yönünde artan uluslararası baskıya rağmen, katil Netanyahu basın toplantısında, “Tarihi emellerimize ulaşmak için savaşıyoruz. Ne İslam alemi ne de Arap dünyası ne de başka bir güç, bizi durduramayacak” şeklindeki açıklamaları o meydan okuyuşun en bariz örneğidir.

Bu meydan okumanın arkasındaki güç ise ABD ve İngiltere öncülüğündeki Batılı emperyalist güç odaklarının Siyonist İsrail’e sınırsız desteğidir.

Diğer bir ifadeyle; İsrail’in Gazze’deki insanlık faciasına yeşil ışık yakmakla yetinmeyip her türlü sınırsız desteğini sürdüren ABD ve İngiltere öncülüğündeki Batı emperyalizminin sınırsız desteği, İsrail’in Gazze’de devam ettirdiği yıkım ve soykırımın suç ortağının bir delilidir.

Son 100 günde yaşanan kitlesel ölüm, yıkım, yerinden edilme, açlık, kayıp ve acılar, maalesef en acımasız bir şekilde hâlâ devam ediyor olmasının müsebbibi de yine ABD ve İngiltere’dir.

İsrail destekçileri, bir yandan İsrail’e mali ve mühimmat desteklerini sürdürürken, diğer yandan da Lahey’deki Uluslararası Adalet Divanı’nın da Güney Afrika’nın İsrail aleyhinde açtığı ‘Soykırım’ davasına hukuk dışı müdahaleleri devam etmektedir.

*

İsrail’in Gazze’ye yönelik bombardımanı ile devam eden savaşın gecen 100 günlük bilançosu ise gerçekten çok ağır.

7 Ekim tarihinden bu yana hayatını kaybedenlerin sayısı 27 bini aştı, yaralı sayısı ise 60 bin 582’ye yükseldi. Ölenlerin ise 10 bin 300’ü çocuk, 7 bin 100’ü ise kadınlardan oluşuyor.

Sağlık personeli, gazeteciler hatta BM görevlileri öldürüldü. Ayrıca 30 hastane ve 53 sağlık merkezi devre dışı kaldı.

Okullar, camiler ve kiliselerin de içinde yer aldığı yaklaşık 200 bin konut yerle bir edildi. Şehir, kasaba ve köylerin alt yapıları yok edildi.

Diğer bir ayrıntı ise Gazze’de zor yaşam şartlarının da tetiklediği büyük trajedidir.

İsrail’in yoğun şekilde saldırılar düzenlediği abluka altındaki Gazze Şeridi’nde etkili olan olumsuz hava şartları hayatı daha da zorlaştırdı.

İsrail’in hava ve kara saldırılarından korunmaya çalışan Filistinli sivil halk, Gazze Şeridi’nde derme çatma çadırlarda yaşayan Filistinliler de bölgede etkili olan sert rüzgâr, sağanak yağış ve su baskınları ile mücadele ediyor.

Gazze Şeridi’nde onlarca barınma merkezi şiddetli yağmur nedeniyle sular altında kaldı.

BM’nin tahminlerine göre; 1,9 milyon Filistinli kıtlık ve salgın hastalık tehlikesiyle karşı karşıya. Nüfusun yaklaşık yüzde 85’i yerinden edildiği Gazze halkı zor şartlar altında yaşamlarını sürdürüyor.

…Ve 100 günün acı dolu hikâyesinin özeti:

Gazze Savaşı’ndan yüz gün sonra, on binlerce Filistinli şehit, on binlercesi yaralı, kayıp (harabe altında) ve hapishanelerde tutsak var (Batı Yaka’da üç yüzden fazla şehit ve üç bin tutuklu).

Bunun ötesinde, Filistinliler daha önce hiç görmedikleri felaketler ve dehşet yaşadılar. Gazze’nin altyapısı ve evleri yıkıldı ve bu kayıplar, İsrail’in kayıplarıyla asla kıyaslanamaz. İsrail, kayıplarının az olmasına rağmen, ekonomik gücü ve Batı ülkelerinin desteği sayesinde telafi edebilmektedir.

*

Kısacası, ABD ve İngiltere koçbaşı olduğu Batı destekli İsrail’in Gazze Şeridi’ne yönelik savaşının üzerinden 100 gün geçtikten sonra bugün açıkça görülüyor ki bu trajedinin yakın gelecekte sona ereceğine dair bir işaret maalesef yok.

Eğer, İsrail dinginleştirilmez ise Gazze’deki vahşetin son bulmayacağı gibi Lübnan ile Suriye üzerindeki savaş tüm Ortadoğu’ya yayılarak dünya daha büyük felaketler ve insanlık faciasıyla karşı karşıya kalacaktır.

Bu vahşetin yaşanmaması için ABD ve İngiltere’nin başını çektiği batı aklına başına alıp, Ortadoğu’yu kendi sömürü politikalarına göre şekillendirme planından vazgeçerek Arz-ı Mev’ûd safsatası, yani ‘Büyük İsrail’ hayali peşinde yıkım ve soykırım gerçekleştiren İsrail’e desteğine son vermeli, aksi halde bu gidişin kimsenin hayrına olmayacağı bilinmeli.

QOSHE - 100 günü aşan, tarihin en büyük felaketine dair bir analiz - Mehmet Koçak
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

100 günü aşan, tarihin en büyük felaketine dair bir analiz

13 0
17.01.2024

Gazze’deki ‘İsrail vahşeti’ 100 günü aştı.

Bir yandan İsrail karşıtı protestolar ile dünya başkentlerinden yapılan ateşkes ve barış çağrıları, diğer yandan ise Lahey’de İsrail aleyhinde Uluslararası Adalet Divanı’nda açılan dava devam ederken, İsrail, Gazze’deki büyük yıkım ve soykırıma varan toplu katliamlarını barbarca sürdürüyor olması, aslında dünyaya bir meydan okumadır.

Nitekim İsrail’in, Gazze’ye yönelik saldırısının sona erdirilmesi yönünde artan uluslararası baskıya rağmen, katil Netanyahu basın toplantısında, “Tarihi emellerimize ulaşmak için savaşıyoruz. Ne İslam alemi ne de Arap dünyası ne de başka bir güç, bizi durduramayacak” şeklindeki açıklamaları o meydan okuyuşun en bariz örneğidir.

Bu meydan okumanın arkasındaki güç ise ABD ve İngiltere öncülüğündeki Batılı emperyalist güç odaklarının Siyonist İsrail’e sınırsız desteğidir.

Diğer bir ifadeyle; İsrail’in Gazze’deki insanlık faciasına yeşil ışık yakmakla yetinmeyip her türlü sınırsız desteğini sürdüren ABD ve İngiltere öncülüğündeki Batı emperyalizminin sınırsız desteği, İsrail’in Gazze’de devam ettirdiği yıkım ve soykırımın suç ortağının bir delilidir.

Son 100 günde yaşanan kitlesel ölüm, yıkım, yerinden edilme, açlık, kayıp ve acılar, maalesef en acımasız bir şekilde hâlâ devam ediyor olmasının müsebbibi de yine ABD ve İngiltere’dir.

İsrail destekçileri, bir yandan İsrail’e mali ve mühimmat........

© Yeni Akit


Get it on Google Play