Siyonist İsrail’in Gazze ve Batı Yaka’da Filistin halkına yönelik topyekûn yok etme adına başlattığı savaş, korkunç yıkım ve büyük bir insanlık faciasına dönüşen soykırıma varan toplu katliamlarla devam ediyor.

Bu felakete karşı tüm dünya diplomatik, siyasi ve ahlaki bir mücadele başlattı.

Vahşete son verilmesi adına BM, AB, İslam İşbirliği Teşkilatı ve Arap Birliği başta olmak üzere uluslararası kuruluşlar tarafından yapılan çağrılar ve gerçekleştirilen tüm girişimler maalesef İsrail vahşetini durdurmak için yeterli olmadı.

En son olarak, Birleşik Arap Emirlikleri’nin (BAE) Arap Grubu ve Türkiye’nin de aralarında bulunduğu 90’dan fazla ülke tarafından BM-GK’ya sunulan, Fransa, Rusya ve Çin’in de desteklediği Gazze’de acil ateşkes, taslağının ABD’nin veto etmesi ve İngiltere’nin çekimser kalması nedeniyle geçememiş olması bunun en bariz örneğidir.

ABD ve İngiltere bu tavırlarının hiçbir makul izahı yoktur ve de olamaz. Çünkü, ‘Gazze’de acil ateşkes’ tasarısının veto etmesi, “Gazze’deki insanlık faciasını, Batı Yaka’da mütecaviz, ahlak dışı ve tüm insani ilke ve değerlerin açık ihlali”ni kabul etmek anlamına gelmektedir.

ABD’nin veto ettiği İngiltere’nin ise çekimser kaldığı veto kararı, tek kelimeyle hem “utanç verici” hem de ‘ahlak dışıdır’. Ayrıca, ‘Beynelmilel hukuka göre’ bu veto, yıkım ve katliamcıları koruma, destekleme ve teşvik etmek anlamına geldiği için ayrıca bir insanlık suçudur.

Altını çizerek ifade etmek isterim ki, ABD binlerce sivili katleden işgalci İsrail gibi bir müttefiklerini korumak için veto yetkisini kötüye kullandı. İngiltere’nin çekimser kalması ABD ile aynı düşüncede olduğunun ifadesidir.

Hem ABD, hem de İngiltere aynı zamanda hukuku, insan hak ve özgürlükleri ile insanlık onurunu yok saymış oldukları gibi kendilerinin de Gazze felaketinin sorumluları ve suç ortakları olduklarını, ateşkese karşı çıkmak suretiyle tescillemiş oldular.

*

İşgalci ve soykırımcı İsrail’in, Gazze’de dünyada eşi benzeri görülmemiş ve bir çılgınlığın ifadesi olan felaket savaşını durdurmak için şimdiye kadar diplomatik her yol denenmiş, uyarılar ve çağrılar tekrarlanmış ve gelinen noktada tüm girişimler maalesef sonuçsuz kaldığı görülmüştür.

Bunun en son örneği BM-GK’daki ‘Gazze’de acil ateşkes’ oylamasında yaşanmıştır.

Kadınları ve çocukları bombalamaktan, milyonlarca insanı yerinden etmekten, aç bırakmaktan, uluslararası yasa ve standartları çiğnemekten ve kurtarma, tedavi, sanitasyon, hastalık ve salgınlara müdahale sistemlerini yok etmekten vazgeçmeyen vahşi İsrail’e karşı bir yandan, ‘Beynelmilel Hukuk’un işletilmesi adına Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) ve Lahey Adalet Divanı, derhâl harekete geçmeli. Diğer yandan ise oluşturulacak uluslararası bir askeri güçle bu canavarı durdurmaktan başka seçenek ve başka bir çare kalmamıştır.

Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM)’de katil Netanyahu ve destekçileri sorgulanıp hak ettiği cezalara çarptırılırken, terör devleti İsrail, uluslararası bir askeri güçle işgal ettiği Filistin topraklarından çıkarılmalıdır.

Nitekim, tüm diplomatik ve siyasi girişimler, uyarı ve çağrılara rağmen Bosna Hersek’te 1992-1995 yılları arasında yıkım ve toplu katliamlarına devam eden ve daha sonra benzerini Kosova’da tekrarlayan Sırbistan destekli Bosnalı ve KosovaSırplara, bir yandan uluslararası bir askeri güç kullanılırken, bir yandan da Uluslararası Hukuk işletildi.

Bosna Hersek’te 150 binden fazla sivili katleden ve Bosna Hersek topraklarının önemli bir kesimini işgal eden Sırp işgalci Çetnikler, Bosna Hersek ve benzer hukuk ihlallerini gerçekleştirdikleri Kosova’dan uluslararası askeri güçle işgal ettikleri topraklardan çıkarıldıkları gibi işgal ve toplu katliamların emrini verdikleri için tutuklanıp, Lahey’e getirilen Sırbistan eski Devlet Başkanı Slobodan Milošević, Bosnalı Sırp lider Radovan Karadžić ve Bosnalı Sırp komutan Ratko Mladić, Uluslararası Ceza Mahkemesi’nde yargılandı ve hak ettikleri cezalara çarptırıldılar.

QOSHE - İsrail vahşeti, askeri bir güçle durdurulmalı, Netanyahu ve destekçileri UCM’de yargılanmalı… - Mehmet Koçak
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

İsrail vahşeti, askeri bir güçle durdurulmalı, Netanyahu ve destekçileri UCM’de yargılanmalı…

12 1
13.12.2023

Siyonist İsrail’in Gazze ve Batı Yaka’da Filistin halkına yönelik topyekûn yok etme adına başlattığı savaş, korkunç yıkım ve büyük bir insanlık faciasına dönüşen soykırıma varan toplu katliamlarla devam ediyor.

Bu felakete karşı tüm dünya diplomatik, siyasi ve ahlaki bir mücadele başlattı.

Vahşete son verilmesi adına BM, AB, İslam İşbirliği Teşkilatı ve Arap Birliği başta olmak üzere uluslararası kuruluşlar tarafından yapılan çağrılar ve gerçekleştirilen tüm girişimler maalesef İsrail vahşetini durdurmak için yeterli olmadı.

En son olarak, Birleşik Arap Emirlikleri’nin (BAE) Arap Grubu ve Türkiye’nin de aralarında bulunduğu 90’dan fazla ülke tarafından BM-GK’ya sunulan, Fransa, Rusya ve Çin’in de desteklediği Gazze’de acil ateşkes, taslağının ABD’nin veto etmesi ve İngiltere’nin çekimser kalması nedeniyle geçememiş olması bunun en bariz örneğidir.

ABD ve İngiltere bu tavırlarının hiçbir makul izahı yoktur ve de olamaz. Çünkü, ‘Gazze’de acil ateşkes’ tasarısının veto etmesi, “Gazze’deki insanlık faciasını, Batı Yaka’da mütecaviz, ahlak dışı ve tüm insani ilke ve değerlerin açık ihlali”ni kabul etmek anlamına gelmektedir.

ABD’nin veto ettiği İngiltere’nin ise çekimser kaldığı veto kararı, tek kelimeyle hem “utanç verici” hem de ‘ahlak........

© Yeni Akit


Get it on Google Play