Hamas’ın İsrail’e yaptığı 7 Ekim operasyonu, İslam Dünyası’nın acizliğini, İsrail’in ve ona destek verenlerin de barbarlığını gösterdi.

‘Uluslararası toplum’ denilince, ülkeler arasındaki anlaşmazlıkları görüşmeler yoluyla, siyasi ilişkiler bağlamında etkili olan bir güç akla gelirdi.

Birleşmiş Milletler (BM) ise Uluslararası Toplumu temsil gücüne sahip, kulağa heybetli gelen bir dünya kuruluşu, dünyada barış, huzur ve güvenin teminatı ve de devletler üstü bir sistemin teşkilat yapısı olarak bilinirdi.

Diğer bir ifadeyle, Birleşmiş Milletler (BM), İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra dünyada yeni savaşların yaşanmasını önleyen, gelecek nesilleri baskılardan, zulümlerden ve insani krizlerden kurtarma konusundaki kararlılığını teyit etmek için kurulduğu iddia edilmişti.

Lahey Uluslararası Adalet Divanı, dünyayı daha adil, güvenli ve barışçıl bir yer haline getirmek için çalışan yaklaşık 200 uluslararası kuruluş için bir ana üs görevi görün bir kuruluş diye tanımlanırdı. Yani, uluslararası hukukun temel esasları yönünde politika oluşturma ve küresel barış çabalarının bir simgesi olarak dünya çapında tanınan ve dünyanın her yerinden insanlar, küresel sorunlara çözümler üzere başvurduğu bir kuruluş sıfatını taşırdı.

…Ve Uluslararası Ceza Mahkemesi (ICC), dünyaca saygın hukukçuların görevlendirildiği, hükümetler soykırım, savaş suçları ve insanlığa karşı suçlar gibi suçlardan yargılandığı, diğer bir tanımla, ülkelerin adalet adına hakkını aradığı en yüksel yargı organıymış.

Uluslararası Af Örgütü (Amnesty International) İnsan haklarından herkesi yararlandığı bir dünya için çalıştığı iddiasıyla kurulmuş ve 150 üye ülkenin içinde bulunduğu uluslararası bir kuruluşmuş.

İnsan Hakları İzleme Örgütü (Human Rights Watch), insan hakları üzerine araştırma ve savunuculuğunu yapan bu örgüt olduğu iddia ediliyor.

Şimdi soruyorum…

Siyonist İsrail, Gazze’de sürdürdüğü, bir halkı topyekûn cezalandırma, yakıp yıkma ve çocuklar, kadınlar ve yaşlılarla her yaştan sivil savunmasın insanlara yönelik toplu katliamları uluslararası hukuka, Viyana Devletler Sözleşmesi, Evrensel İnsan Hak ve Özgürlükleri Beyannamesi ile BM kararlarına aykırı ve bir savaş suçu ise yukarıda sıralanan bu uluslararası kuruluşlar, örgüt ve teşkilatlar neden harekete geçmiyor?

Uluslararası Ceza Mahkemesi Statüsü’ne göre; savaş suçu ve insanlığa karşı suç işlemekten İsrail liderleri ve onlara destek veren ülkelerinde karar verici lideri de suçlu olduğu halde neden Rusya Devlet Başkanı Putin için çıkarılan ‘tutuklama emri’ neden çıkarılmıyor?

Uluslararası Adalet Divanı da, Suriye’nin ‘Golan tepeleri’ ve Doğu Kudüs dâhil, işgal altındaki Filistin topraklarındaki duvar ve yerleşim birimlerinin, yasadışı ve uluslararası hukuku ihlâl ettikleri için derhal kaldırılması gerektiği halde neden hâlâ Siyonist işgalinde ve Lahey Adalet Divanı hâlâ neden suskun?

*

Heybetli görünümleriyle küresel sistemin temel aktörleri olduklarına inanılan bu uluslararası örgüt ve teşkilatlar, Batılı emperyalist ülkelerin sömürü politikalarına, saldırı ve işgalleri ile kitlesel katliamlarına karşı üç maymunu oynadıkları Gazze olayı ile bir kere daha görülmüştür.

Evet; bunlar ve bunlar gibi daha birçok uluslararası örgüt ve teşkilat, kuruluş amaçları ve asli görevleri yönünde faaliyet göstermedikleri gibi faaliyetlerinde din, ırk ve renk ile kültür mensubiyetlerine göre hareket ettikleri bilinen bir gerçektir.

Batılı emperyalist güç odaklarının işbirlikçileri olan bu teşkilat ve örgütler ile uluslararası hukuk, Gazze’nin enkazı altında kaldı ve güvenirliklerini kaybettikleri ise bir diğer gerçektir.

Anlaşılan o ki, bu kuruluşlar Siyonist İsrail ve Hıristiyan toplumları korumak, Batılı emperyalistlerin işbirlikçisi olmayan ülke ve toplumları ise cezalandırmak için kurulmuşlardır.

Siyonist İsrail, insanlık vicdanında mahkûm olurken, Batı dünyası ve uluslararası toplum adına faaliyet gösteren kuruluşlar da Gazze’deki insanlık sınavında bir kez daha sınıfta kalmıştır.

Sözün özü şu: İnsanlık bitti, Gazze’de katliam bitmedi…

QOSHE - Uluslararası kuruluşlar, Gazze’deki enkazın altında kaldı - Mehmet Koçak
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Uluslararası kuruluşlar, Gazze’deki enkazın altında kaldı

12 1
11.11.2023

Hamas’ın İsrail’e yaptığı 7 Ekim operasyonu, İslam Dünyası’nın acizliğini, İsrail’in ve ona destek verenlerin de barbarlığını gösterdi.

‘Uluslararası toplum’ denilince, ülkeler arasındaki anlaşmazlıkları görüşmeler yoluyla, siyasi ilişkiler bağlamında etkili olan bir güç akla gelirdi.

Birleşmiş Milletler (BM) ise Uluslararası Toplumu temsil gücüne sahip, kulağa heybetli gelen bir dünya kuruluşu, dünyada barış, huzur ve güvenin teminatı ve de devletler üstü bir sistemin teşkilat yapısı olarak bilinirdi.

Diğer bir ifadeyle, Birleşmiş Milletler (BM), İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra dünyada yeni savaşların yaşanmasını önleyen, gelecek nesilleri baskılardan, zulümlerden ve insani krizlerden kurtarma konusundaki kararlılığını teyit etmek için kurulduğu iddia edilmişti.

Lahey Uluslararası Adalet Divanı, dünyayı daha adil, güvenli ve barışçıl bir yer haline getirmek için çalışan yaklaşık 200 uluslararası kuruluş için bir ana üs görevi görün bir kuruluş diye tanımlanırdı. Yani, uluslararası hukukun temel esasları yönünde politika oluşturma ve küresel barış çabalarının bir simgesi olarak dünya çapında tanınan ve dünyanın her yerinden insanlar, küresel sorunlara çözümler üzere başvurduğu bir kuruluş sıfatını taşırdı.

…Ve Uluslararası Ceza Mahkemesi (ICC), dünyaca saygın hukukçuların görevlendirildiği, hükümetler soykırım, savaş suçları........

© Yeni Akit


Get it on Google Play