ABD şimdiye kadar, Gazze Şeridi’nde ateşkes kararı verilmesini engellemek için BMGK’ya sunulan tüm karar tasarılarına karşı veto hakkını kullanmıştı.

Şimdi ise ABD, ‘Gazze Şeridi’nde acil ateşkes’ çağrısında bulunan karar tasarısını Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’ne (BMGK) sunması kafalarda yeni soru işaretlerine sebep oldu.

Diğer çelişkili gelişme ise ABD, İsrail’e her türlü siyasi ve askeri desteği sınırsız bir şekilde sunarken, ABD Başkanı Joe Biden’ın, ABD ordusuna Gazze Şeridi’ne insani yardım ulaştırmak üzere Gazze’de geçici bir liman inşa ettirmesiydi.

Şimdi asıl soru şu:

“ABD şimdiye kadar engellediği ateşkesi şimdi kendisi neden istiyor?”

Diğer bir önemli soru ise şu:

ABD Başkanı Joe Biden, suç ortağı Netanyahu’yu ikna etme gücüne sahip olduğu halde Gazze’ye gıda, su ve ilaç taşıyan TIR’ların geçişi için kara geçişlerine yönelik engellemelerin kaldırılması yönünde ciddi bir girişim başlatma yerine “Filistinlilere insani yardım taşıyan gemiler için Gazze açıklarında geçici bir liman inşa etmeyi planlamış olmasının asıl amaç ve hedefi nedir?”

ABD hem ateşkes hem de yardımların ulaştırılması konusundaki girişimleri gerçekten düşündürücü ve sebepleri ise sorgulanmaya muhtaçtır.

Çünkü, ABD’nin Ortadoğu politikasının vazgeçilmez iki hedefi var. Biri kendi sömürü politikaları adına Ortadoğu’yu kontrol altında tutmak. İkincisi ise “Büyük İsrail’ hayali uğruna bölgede devlet terörü estiren İsrail’in güvenliğini sağlamaktır.

Bu gerçeklere bakılırsa ABD’nin son girişimleri İsrail’e rağmen ve İsrail’e karşı değil, İsrail’in hain emellerine ulaşmasını rahatlatmak için gizli ve sinsi bir plan dahilinde atılmış adımlar olduğu anlaşılmaktadır.

Nitekim son günlerde ABD’nin bu iki girişiminin Filistinlilere sahip çıkmak için insani değerleri koruma amaçlı olmadığı aksine hem niyetin hem de planın İsrail’e verilmekte olan sınırsız desteğin bir devamı olduğu gerçeği ortaya çıkmış oldu.

ABD’nin şimdiye kadar veto ettiği ateşkesi şimdi kendinin istemesi ve Gazze’de derhal ateşkes sağlanmasını öngören karar tasarısını BMGK’ya sunmasının asıl sebebi ise İsrail’in şimdiye kadar kurtarmaya çalıştığı ancak muvaffak olamadığı rehineleri kurtarmayı amaçlıyor.

Çünkü katil Netanyahu ve savaş kabinesi rehineleri kurtaramadığı için Yahudi toplumundan büyük tepki aldığı gibi iç politikada ciddi anlamda bir karşı tepki ile halk desteğini kaybetmiş oldu.

ABD engellediği ateşkesi şimdi rehinelerin serbest bırakılması şartıyla istemektedir.

Yardımların deniz yoluyla ulaştırılması için Gazze’de bir liman inşa ettirilmesini dünya kamuoyu, Filistinlilerin açlıktan ölmelerini önlemek için zannetmişti.

Son girişimlerinin sebebi sorulduğunda ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, “tehlike altında olan ve çok acı çeken sivillere de odaklanmamız, onları koruma altına almamız gerekiyor. Önceliğimiz sivilleri korumak, onlara insani yardım sağlamak” şeklinde ifade ederek asıl niyet ve planlarını gizlemeye çalışsa da gerçekler zaman içinde ortaya çıktı, çıkıyor.

Ancak gizli plan şu:

Yardım bahanesiyle Gazze açıklarında inşa edilecek geçici liman üzerinden gemiler ile Gazze’deki Filistinlileri tahliye ederek, İsrail’in işgal planına destek vermektir.

Yardımlar konusunda diğer bir hain plan ise Gazze’nin geleceğinde Hamas’ı devre dışı bırakmaktır.

ABD ile İsrail’in ortak gizli ihanet planına göre, tahliye edilecek Filistinlilerin dışında Gazze’de kalan küçük bir Filistin topluluğunu idare edecek yönetimi, işbirlikçi Mahmut Abbas’a teslim etmektir.

Bu plana göre Hamas’la bağlantısı olmayan Filistinli liderler ve işadamlarıyla bir ortak planın devreye sokulması amaçlanıyor.

Plana göre yardımlar, İsrail’in denetiminden geçerek kara ve deniz yoluyla Gazze Şeridi’ne ulaştırılacak ve buradaki büyük depolara yerleştirilecek. Daha sonra yardımlar, İsrail tarafından belirlenen ve Hamas’la bağlantısı olmayan Filistinli bir grubun denetiminde Gazze’de kalan Filistinlilere dağıtılacak.

Böylece Hamas yerine Gazze’de işbirlikçi Mahmut Abbas liderliğindeki yönetim ABD ve İsrail desteğiyle Gazze’de kurulmuş olacak.

Kritik anlarında İsrail’in siyasi ve stratejik hesaplarına destek vermeyi amaçlayan ABD, son girişimleriyle dünya kamuoyuna karşı kaybolan itibarını geri kazanmak için Filistinlileri sahipleniyor görünecek ancak gerçekte ise İsrail, Hamas’ı devre dışı bırakarak kukla bir yönetimle Gazze’ye hükmetmiş olacak.

Şimdi asıl mesele İslam ve Arap dünyasının bu ihanet planını bozmak için bir karşı hamle geliştirmesi gerekmektedir.

Ancak ne hazindir ki, Türkiye dışında bu hamleyi başlatmak isteyen tek bir ülke yok.

Çünkü, Mısır başta olmak üzere Arap ülkeleri Hamas’ız bir Gazze planını kabul etmişlerdir.

Bu sonuç acı ama gerçek olan ise bu.

QOSHE - Yine kirli bir oyun, yine hain bir plan… - Mehmet Koçak
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Yine kirli bir oyun, yine hain bir plan…

17 4
23.03.2024

ABD şimdiye kadar, Gazze Şeridi’nde ateşkes kararı verilmesini engellemek için BMGK’ya sunulan tüm karar tasarılarına karşı veto hakkını kullanmıştı.

Şimdi ise ABD, ‘Gazze Şeridi’nde acil ateşkes’ çağrısında bulunan karar tasarısını Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’ne (BMGK) sunması kafalarda yeni soru işaretlerine sebep oldu.

Diğer çelişkili gelişme ise ABD, İsrail’e her türlü siyasi ve askeri desteği sınırsız bir şekilde sunarken, ABD Başkanı Joe Biden’ın, ABD ordusuna Gazze Şeridi’ne insani yardım ulaştırmak üzere Gazze’de geçici bir liman inşa ettirmesiydi.

Şimdi asıl soru şu:

“ABD şimdiye kadar engellediği ateşkesi şimdi kendisi neden istiyor?”

Diğer bir önemli soru ise şu:

ABD Başkanı Joe Biden, suç ortağı Netanyahu’yu ikna etme gücüne sahip olduğu halde Gazze’ye gıda, su ve ilaç taşıyan TIR’ların geçişi için kara geçişlerine yönelik engellemelerin kaldırılması yönünde ciddi bir girişim başlatma yerine “Filistinlilere insani yardım taşıyan gemiler için Gazze açıklarında geçici bir liman inşa etmeyi planlamış olmasının asıl amaç ve hedefi nedir?”

ABD hem ateşkes hem de yardımların ulaştırılması konusundaki girişimleri gerçekten düşündürücü ve sebepleri ise sorgulanmaya muhtaçtır.

Çünkü, ABD’nin Ortadoğu politikasının vazgeçilmez iki hedefi var. Biri kendi sömürü politikaları adına Ortadoğu’yu kontrol altında tutmak. İkincisi ise “Büyük İsrail’ hayali uğruna bölgede devlet terörü estiren İsrail’in güvenliğini sağlamaktır.

Bu gerçeklere bakılırsa ABD’nin son girişimleri İsrail’e........

© Yeni Akit


Get it on Google Play