Dünya, özellikle son beş yıldır iyice gemi azıya alan şeytani güçlerin güdümündeki küresel çetenin şer boyunduruğunun altında bulunuyor.

Önce nereden çıktığı bir türlü anlaşılamayan şüpheli bir Covid-19 salgını bütün dünyayı etkisi altına alarak milyonlarca insanı etkiledi. Ardından salgın yüzünden tedarik zinciri koptu. Pandemiden önce ekonomisi güçlü olan ülkeler, tedarik zincirinin kopması yüzünden ciddi krize girdi. Mallar bulunmaz oldu, market rafları boşaldı, batılı zengin ülkelerde kıtlık ve açlık görüntüleri medyaya yansıdı. Pandemi yüzünden sarsılan ekonomiler hala kendine gelebilmiş değil.

Dünyada biraz meselelere geniş açıdan bakan, şüpheyle yaklaşan araştırmacılar, bilim adamları, bu pandeminin bazı karanlık güçler tarafından planlı olarak başlatıldığını ileri sürdüler. Bu nedenle dünya çapında covid aşılarına karşı bir direnç oluştu. Aşı olmayanların oranı bir hayli fazlaydı.

Pandemiyle birlikte ABD ve AB ülkelerinin kışkırtmasıyla tırmanan Rusya-Ukrayna krizi savaşa dönüştü. Savaşın çıkması için Ukrayna’ya tam destek veren ABD ve müttefikleri bir yandan da Rusya’ya ticari ambargo başlattılar. Bu yüzden Rus doğalgazına neredeyse yüzde 80’lere varan oranlarda bağımlı olan AB ülkeleri büyük darboğaza girdi. Avrupa halkları on kat, yirmi kat artan yakıt maliyetleriyle büyük sıkıntılar yaşamaya başladı.

Ukrayna savaşı, Suriye, Libya, Karabağ’daki çatışmalar dünyayı iyice gererken, 7 Ekim 2023’te Hamas-İsrail arasında patlak veren çatışmalar, İsrail’in Gazze’deki sivillere acımasız saldırılarıyla bütün dünyayı kahreden soykırıma dönüştü. Bugüne kadar İsrail saldırılarında hayatını kaybedenlerin sayısı 33 bini, yaralananların sayısı ise 75 bini aştı. Yardımların ulaştırılamaması yüzünden artık çocuklar açlıktan ölmeye başladı. Filistinlileri bitirmeyi kafasına koyan ve arkasına da ABD ve İngiltere’yi alan İsrail’i kimse durduramıyor.

Dünyada tüm bu kötülükler hüküm sürerken, 22 Mart 2024 Cuma günü Rusya'nın başkenti Moskova, tarihinin en büyük terör saldırılarından birini yaşadı. Crocus Belediye binasına düzenlenen terör saldırısında, 140 civarında masum insan hayatını kaybederken, 100’den fazla kişi de yaralandı. Saldırıyı ABD ve İsrail’in kurdurduğu iddia edilen DEAŞ terör örgütü üstlendi.

Rus medyası, saldırganların otomatik silahlarla ateş açtığını ve yangın bombası atarak yangına yol açtığını duyurdu. Saldırıyı gerçekleştirdiğinden şüphelenilen 4 kişi, cuma gecesi Rusya'nın Ukrayna sınırı yakınında Bryansk bölgesinde gözaltına alındı. Federal Güvenlik Servisi (FSB), saldırıdan sonra suçluların “Rusya Federasyonu ve Ukrayna sınırını geçme niyetinde olduklarını ve Ukrayna tarafıyla ilgili temaslarda bulunduklarını” açıkladı. Saldırıda bulunan 4 kişiyle birlikte saldırıyla ilgili 11 kişinin yakalandığı duyuruldu. Saldırganların tümünün Tacikistan uyruklu olduğu bilgisi, başta ülkesindeki Müslümanlar olmak üzere Müslümanlara her zaman yakın davranan, Müslümanların dini günlerinde özel mesajlar paylaşan, Batılı ülkelerde Kur’an-ı Kerim’e yapılan saldırıları kınayan, şeytani küresel çetenin dayattığı LGBT’yi ülkesinde en sert düzenlemelerle yasaklayan Putin’e bu yönden bir mesaj verilmek istendiğini gösteriyor.

Küresel çetenin bir türlü bozamadığı Türkiye-Rusya ilişkilerine darbe vurmak da saldırıyı planlayan istihbarat örgütlerinin amaçları arasında olsa gerek.

Saldırının amaçlarından birinin de küresel güçlerin ve onların güdümündeki ABD’nin mutlaka sürmesini istediği Ukrayna savaşının ateşini biraz daha harlamak olduğu aşikar.

Gazze’deki mazlumlara yönelik soykırım nedeniyle dünya kamuoyunun büyük baskısı altındaki İsrail’i rahatlatma amacı da çok sırıtıyor…

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun lideri olduğu Likud partisinden Amir Weitmann’ın, geçtiğimiz Ekim ayında Rusia Today’a yaptığı açıklamada, “Bu savaşı kazanacağız ve bitireceğiz. Çünkü biz güçlüyüz. Savaşı kazandıktan sonra ise Rusya bir bedel ödeyecek. Rusya, İsrail'in düşmanlarını destekliyor” diyerek Rusya’yı tehdit ettiğini hatırlayacak olursak, saldırının arkasındaki güçleri biraz daha net görebiliriz.

Saldırının zamanlamasına baktığımızda ise, Batı’nın ve küresel çetenin artık illallah ettiği ve indirmek için türlü entrika ve tuzaklar kurduğu Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in ezici bir seçim zaferiyle yeniden Devlet Başkanı seçilmesinden günler sonrasına denk geldiğini görüyoruz.

Bu da 31 Mart seçimlerinde Cumhur İttifakı’nın büyük bir seçim zaferi kazanması halinde Türkiye’nin de aynı karanlık güçlerin hedefi olabileceğini akıllara getiriyor. Cumhur İttifakı adayları, Ankara, İstanbul, İzmir, Hatay gibi şehirlerde zaten halkın yaka silktiği, kurtulmak için gün saydığı son derece başarısız CHP’li belediye başkanlarının yerine seçilirse, Rusya lideri Putin’i seçim zaferinden dolayı cezalandıran aynı karanlık güçlerin Türkiye’ye de benzer bir hamlesi gelebilir.

Bu yüzden güvenlik ve istihbarat kuruluşlarının teyakkuzda olması gerekiyor. Öyle olduklarını da tahmin ediyoruz. Göreve geldiğinden bu yana her gün gerçekleştirilen operasyonlarla karanlık güçlerin aparat olarak kullanabilecekleri DEAŞ, PKK, FETÖ gibi örgüt mensuplarını toplayıp etkisiz hale getiren İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya ve ekibinin işi bu zaten. İşini de çok iyi yaptığı kesin. İstihbarat kuruluşlarımız da artık dünyaya parmak ısırtan operasyonlara imza atar hale geldi. Onlar bu tür risklerin her türlüsünün simülasyonunu yapıyorlardır.

Düşman sinsi ve acımasız… Seçim zaferini bile doya doya yaşatmıyorlar. Dikkati elden bırakmaya gelmez.

QOSHE - Seçim zaferi sonrasına dikkat! - Muhammet Kutlu
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Seçim zaferi sonrasına dikkat!

36 1
25.03.2024

Dünya, özellikle son beş yıldır iyice gemi azıya alan şeytani güçlerin güdümündeki küresel çetenin şer boyunduruğunun altında bulunuyor.

Önce nereden çıktığı bir türlü anlaşılamayan şüpheli bir Covid-19 salgını bütün dünyayı etkisi altına alarak milyonlarca insanı etkiledi. Ardından salgın yüzünden tedarik zinciri koptu. Pandemiden önce ekonomisi güçlü olan ülkeler, tedarik zincirinin kopması yüzünden ciddi krize girdi. Mallar bulunmaz oldu, market rafları boşaldı, batılı zengin ülkelerde kıtlık ve açlık görüntüleri medyaya yansıdı. Pandemi yüzünden sarsılan ekonomiler hala kendine gelebilmiş değil.

Dünyada biraz meselelere geniş açıdan bakan, şüpheyle yaklaşan araştırmacılar, bilim adamları, bu pandeminin bazı karanlık güçler tarafından planlı olarak başlatıldığını ileri sürdüler. Bu nedenle dünya çapında covid aşılarına karşı bir direnç oluştu. Aşı olmayanların oranı bir hayli fazlaydı.

Pandemiyle birlikte ABD ve AB ülkelerinin kışkırtmasıyla tırmanan Rusya-Ukrayna krizi savaşa dönüştü. Savaşın çıkması için Ukrayna’ya tam destek veren ABD ve müttefikleri bir yandan da Rusya’ya ticari ambargo başlattılar. Bu yüzden Rus doğalgazına neredeyse yüzde 80’lere varan oranlarda bağımlı olan AB ülkeleri büyük darboğaza girdi. Avrupa halkları on kat, yirmi kat artan yakıt maliyetleriyle büyük sıkıntılar yaşamaya başladı.

Ukrayna savaşı, Suriye, Libya, Karabağ’daki çatışmalar dünyayı iyice gererken, 7 Ekim 2023’te Hamas-İsrail arasında patlak veren çatışmalar, İsrail’in Gazze’deki sivillere acımasız saldırılarıyla bütün dünyayı kahreden soykırıma dönüştü. Bugüne kadar İsrail saldırılarında hayatını kaybedenlerin sayısı 33 bini, yaralananların sayısı ise 75 bini aştı. Yardımların ulaştırılamaması yüzünden artık çocuklar açlıktan ölmeye başladı. Filistinlileri bitirmeyi kafasına koyan ve arkasına da ABD ve........

© Yeni Akit


Get it on Google Play