Bugünlerde TRT’de yayınlanacak olan bir dizinin tanıtımı yapılıyor:

Mehmed: Fetihler Sultanı

Son yıllarda Sultan Alparslan, Ertuğrul Gazi, Osman Gazi, Barbaros Hayreddin Paşa ve benzeri büyüklerimizle alakalı diziler ve filmler yapılıyor. Zevkle, memnuniyetle takip ediyoruz. Böylece dünya kamuoyuna tarihimizi ve milletimizi tanıtmış da oluyoruz. Bunlar çok güzel şeyler. Kıvanç duyuyoruz, iftihar ediyoruz.

Ancak bu çalışmalar yapılırken bazı yanlışlıklar da oluyor.

Mehmed: Fetihler Sultanı dizisinin tanıtımında İstanbul’un Fethi hadisi söylenirken bazı yanlışlıklar yapılıyor.

Hadisin bugün kullandığımız Latin Harfleriyle okunuşu şöyle:

“Le tuftehanne’l-Kustantîniyye. Fe le ni’me’l-emîru emîruhâ, ve le ni’me’l-ceyşu zalike’l-ceyş.”

Hadisin Türkçe mealini şöyle veriyor Hadis alimlerimiz:

“Kostantiniyye (İstanbul) mutlaka fethedilecektir. Onu fetheden kumandan ne güzel kumandan, onu fetheden ordu ne güzel ordudur.”

Tanıtımda “Kustantîniyye”, “Konstantiniyye” şeklinde veriliyor. Yani ismin aslında “nun” harfi yok.

Ve yine bu Hadiste “zalike” kelimesi bir yerde geçiyor: O da Hadisin sonunda “zalike’l ceyş” olarak geçmektedir. Yani Hadiste bir tane “zalike” kelimesi geçmektedir. Tanıtımda söylenen önceki “zalike” kelimesi yoktur.

Bu Hadisin Ahmed bin Hanbel’in Müsned adlı eserinde kaydedildiği bildirilmektedir.

Ve bu Hadis Peygamberimizin (s.a.s.) pek çok mucizesinden birisidir. İstanbul’un fetih tarihi olan 1453’ten 820 küsur sene önce irad buyrulmuş bir Hadistir. Ve İstanbul’un fethi gerçekleşmiştir.

*

Söz buradan açılınca diğer bazı dizilerdeki ufak tefek yanlışlara da temas edilebilir.

Alparslan dizisinin son bölümünde Malazgirt Savaşı verildi.

Alparslan zamanının eşkıya devleti Bizans’tı. Başında Romen Diyojen vardı. Bugünün eşkıya devleti ABD’nin başında Trump veya Biden veya diğer eşkıya başları vardır. Bunun gibi, o zamanki eşkıya devletin başında da Romen Diyojen vardı. Kendi tebasına bile zulmeden biriydi.

Romen Diyojen’in başında bulunduğu Bizans ordusuyla, Alparslan’ın başında bulunduğu Selçuklu ordusu Malazgirt’te savaştı. Bizanslılar yenildiler.

Diyojen, Selçuklu ordusunda bulunan Sadi adında bir köle tarafından esir alındı. Sadi vücudu çelimsiz bir köleydi.

Bu hadise bugünkü Malazgirt Kaymakamlığının ilçeyi tanıtan yazısında şöyle anlatılmaktadır:

“İmparator da kaçan bu paralı askerler arasındadır. Alparslan’ın komutanlarından Afşin Bey ve idaresindeki ordu sürekli olarak onları takip ederler. Bu arada Bağdat’tan gönüllü olarak Alparslan’ın saflarında savaşa katılan genç köle Sadi, Bizans’ın mağrur İmparatorunu Zehva ovasında bataklıklar arasında kaçarken esir olarak yakalar.”

Yine tarihî kayıtlarda şu görülmektedir:

Başlangıçta Selçuklu kumandanlarından Sav Tekin, Sadi’yi orduya almak istememiştir. Çünkü vücudu oldukça zayıftır. Sadi orduya alınması için Alparslan’a yalvarır. Sadi orduya alınır.

Alparslan, “Belki Diyojen’i o yakalar” der.

Öyle de olmuş, Sadi Diyojen’i esir etmiştir.

Sadi, o çelimsiz haliyle elinde kılıç Diyojen’i önüne katmış, Müslümanların Sultanı Alparslan’a götürmüştür.

Dizide Malazgirt Savaşı bölümü oldukça kısa ve yavan geçmiştir. Savaştaki bazı büyük ve ibretli hadiseler üzerinde pek durulmamıştır.

*

Tarihi kayıtlarda Kayı Boyu Beyi Ertuğrul Gazi’nin silah ve dava arkadaşlarının başta gelenleri olarak şu kişiler yer almaktadır:

Akçakoca, Konuralp, Turgutalp, Aykutalp, Hasanalp, Saltukalp, Abdurrahman Gâzi, Akbaş Mahmûd, Karamürsel, Karaoğlan, Kara Tekin, Ak Timur, Balaban Çavuş...

Yine tarihi kayıtlarda Ertuğrul Gazi’nin silah ve dava arkadaşları arasında Bamsı yoktur.

Bamsı Beyrek meşhur Dede Korkut hikayelerinden birinin kahramanıdır. Bamsı Beyrek’in kahramanı olduğu Dede Korkut hikayesi çok hoştur. İlk Müslüman Türklerden olan Dede Korkut’un hikayeleri zevkle okunmaktadır.

Bamsı ismi hangi ilişkiyle Diriliş Ertuğrul dizisine alınmıştır, bilinmez. Sanki Ertuğrul Gazi’nin dava arkadaşlarının kimler olduğu genişçe araştırılmamış, bir hevesle Bamsı Beyrek’in adı oraya konulmuş gibi geliyor.

*

Ertuğrul Gazi ile Osman Gazi baba-oğuldur. Ertuğrul Gazi’nin vefatı sırasına bu iki tarihî şahsiyet dizide bir araya getirilmemiştir. Pir-i fâni Koca Çınar Ertuğrul Gâzi vefat etmek üzeredir. Oğluna nasihatleri olacaktır.

Oğlu gencecik Kara Osman’ın babasının son demlerinde onun nasihatlerine ihtiyacı olacaktı elbet.

Senaryonun bu kısmındaki inceliği avam olarak bizler anlayamadık. Burada bir incelik mi vardı?

Yoksa oyuncular Engin Altan Düzyatan veya Burak Özçivit’ten biri kibir ve gururlarından dolayı diğeriyle karşılaşmak mı istemedi?

Suizan haramdır. Ama zihinlerde kocaman bir soru var:

Bu iki tarihî şahsiyet dizide neden bir araya getirilmedi? Ertuğrul Gazi ve Osman Gazi gibi tarihimizin temel taşlarından olan bu büyük zatların bir araya gelmesini engelleyen nedir?

Tarihî büyüklerimizin şahsiyetleri, onları canlandıran oyuncuların süfli duyguları arasında kaybolup gitmemeli.

*

Bunlar ve benzeri hataları yapmamak için illa Hadis alimi veya derin tarih araştırmacısı olmak gerekmemektedir. Biraz Hadis bilenler, biraz tarih okuyanlar bu kabil basit hatalara geçit vermez.

QOSHE - Dizilerdeki bazı yanlışlıklar - Mustafa Akgün
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Dizilerdeki bazı yanlışlıklar

9 3
30.01.2024

Bugünlerde TRT’de yayınlanacak olan bir dizinin tanıtımı yapılıyor:

Mehmed: Fetihler Sultanı

Son yıllarda Sultan Alparslan, Ertuğrul Gazi, Osman Gazi, Barbaros Hayreddin Paşa ve benzeri büyüklerimizle alakalı diziler ve filmler yapılıyor. Zevkle, memnuniyetle takip ediyoruz. Böylece dünya kamuoyuna tarihimizi ve milletimizi tanıtmış da oluyoruz. Bunlar çok güzel şeyler. Kıvanç duyuyoruz, iftihar ediyoruz.

Ancak bu çalışmalar yapılırken bazı yanlışlıklar da oluyor.

Mehmed: Fetihler Sultanı dizisinin tanıtımında İstanbul’un Fethi hadisi söylenirken bazı yanlışlıklar yapılıyor.

Hadisin bugün kullandığımız Latin Harfleriyle okunuşu şöyle:

“Le tuftehanne’l-Kustantîniyye. Fe le ni’me’l-emîru emîruhâ, ve le ni’me’l-ceyşu zalike’l-ceyş.”

Hadisin Türkçe mealini şöyle veriyor Hadis alimlerimiz:

“Kostantiniyye (İstanbul) mutlaka fethedilecektir. Onu fetheden kumandan ne güzel kumandan, onu fetheden ordu ne güzel ordudur.”

Tanıtımda “Kustantîniyye”, “Konstantiniyye” şeklinde veriliyor. Yani ismin aslında “nun” harfi yok.

Ve yine bu Hadiste “zalike” kelimesi bir yerde geçiyor: O da Hadisin sonunda “zalike’l ceyş” olarak geçmektedir. Yani Hadiste bir tane “zalike” kelimesi geçmektedir. Tanıtımda söylenen önceki “zalike” kelimesi yoktur.

Bu Hadisin Ahmed bin Hanbel’in Müsned adlı eserinde kaydedildiği bildirilmektedir.

Ve bu Hadis Peygamberimizin (s.a.s.) pek çok mucizesinden birisidir. İstanbul’un fetih tarihi olan 1453’ten 820 küsur sene önce irad buyrulmuş bir Hadistir. Ve İstanbul’un fethi gerçekleşmiştir.

*

Söz buradan açılınca diğer bazı dizilerdeki ufak tefek yanlışlara da temas edilebilir.

Alparslan dizisinin son........

© Yeni Akit


Get it on Google Play