DERSİMİZ TARİH

Bugün Filistin’de tarihin en büyük katliamları gerçekleştirilmektedir. Terör Devleti İsrail akla hayale gelmedik, korkunç katliamlar yapmaktadır. Soykırım uygulamaktadır.

İsrail Devleti 14 Mayıs 1948 tarihinde kuruldu. 1897 yılında Basel’de yapılan 1. Siyonist Kongresinde alınan bir kararla İsrail kuruldu. Theodor Herzl’in eseriydi bu.

Birinci Dünya Savaşından sonra Filistin bölgesi Osmanlıdan koparıldı. İngiliz hâkimiyetine geçti. Filistin’de Yahûdi çeteleri eşkıyalığın her türlüsünü yaptılar. Topraklarını Yahudilere satmayan Filistinlilere korkunç işkenceler uygulandı.

1948’e gelinmişti. Birleşmiş Milletler, Filistin toprakları üzerinde İsrail Devletinin kurulmasını kararlaştırdı.

Ve devlet kuruldu.

Yahûdi Devletinin kurulması çevredeki Arap kavim ve devletlerini iyiden iyiye gayrete getirdi. Kanlarına dokundu. Yahûdilerle savaşmaya karar verdiler. Kuvvetlerini hazırlayıp Kudüs’e doğru yürümeye başladılar.

Bu Arap kuvvetlerinin kumandanları bulundukları yerlerden birbirlerine şu mesajı gönderdiler:

Tel-aviv’de buluşalım!...

Kuvvetler Kudüs’e doğru yürüyordu.

Suriye ordusuna kumanda eden Fevzi el Kavukçu Irak ve Lübnan kuvvetleriyle müşterek hareket etti. Hayfa limanını ele geçirdi. Kudüs’e doğru ilerlemeye başladı.

Ağırlığını İhvan-ı Müslimin teşkilâtının mensuplarının oluşturduğu Mısır kuvvetleri ise güneydeki Necef bölgesini ele geçirip Kudüs’e doğru yaklaşmaya başladı.

Ürdün ordusunda Arap Binbaşı Abdullah Tell de Kudüs üzerine yürüdü.

Irak’ın başında da o tarihlerde Prens Abdülillah vardı.

Gönüllü veya gönülsüz olarak mücadeleye giren bu ülkelerin kuvvetleri fazla bir mukavemet görmeden Kudüs önlerine kadar geldiler.

Arap liderler zaferin nişanesi olarak Kudüs önlerinde namaz kıldılar.

Ancak, Birleşmiş Milletler’deki İsrail yanlısı Siyonist ve Masonlar durumun vahametini görmüştü. Hemen ateşkes ilân ettirdi.

Mısır Kralı Faruk, Irak Kral Naibi Prens Abdülillah ve Ürdün Kralı Abdullah’a baskı uygulanmaya başlandı. Bu idareciler Birleşmiş Milletler, ABD ve İngiltere’nin baskılarına isteyerek veya istemeyerek boyun eğdi. ‘Ateşkes’i kabul ettiler.

İşte bu ateşkesle savaş Arap Müslümanlar aleyhinde seyretmeye başladı.

Ürdün Kralı Abdullah cephedeki komutan Abdullah Tell’e ateşkes ilân edildiğini ve askeri geri çekmesini emretti.

Mısır’da İhvan-ı Müslimin’in başı çektiği ağırlıklı grup da alınan kararın uygulamasına karşı çıktıysa da orada da netice değişmedi.

Irak ordusunda da durum aynı idi, yapılan itirazlar neticeyi orada da değiştirmedi.

Çevredeki Arap ülkelerinin halkı sokaklara dökülüp idarecilerinin bu ihanetlerini haykırdılarsa da iş işten geçmişti. Ateşkes uygulanacaktı.

Ateşkes, İsrail’in zaman kazanması için çok büyük bir fırsattı. İşte bu ateşkes sırasında İsrail’e tabiri caizse yardım yağdı. Amerika, İngiltere, Fransa ve diğer bazı ülkelerdeki Yahûdi zenginler en seri bir şekilde İsrail’e silah ulaştırdılar.

Zaten buna pek gerek de kalmıyordu. Çünkü Arap ülkelerinin idarecileri cephedeki askerlerine ricat emri vermişti.

Bununla alâkalı olarak Doç. Dr. Y. Kutluay, Siyonizm ve Türkiye adlı meşhur eserinde şu cümleleri yazıyor:

“Üzerinde pek çok söz söylenen ve dedikodu edilen Filistin Savaşı çok enteresan safhalar geçirmiştir...

1948 baharında Arap Orduları Tel-Aviv civarında birbirlerine kavuşup sonuca ulaşmak üzereydi. Ancak bu sırada, bu kuvvetler hiç sebep yokken hep birden ricata başladılar. Bu hadiseyi bazı yorumcular Mısır Kralı Faruk, Irak Kral Naibi Abdulillah ve Ürdün Kralı Abdullah’ın Siyonist teşkilât tarafından satın alınmış olmalarına bağlamışlardır.”

O zaman Siyonist Yahûdiler, nice devlet başkanı ve idarecilerini, bir şekilde satın almış ve İsrail devletinin kuruluşunu sağlamıştır.

Bugün de Büyük İsrail Devletinin kurulması için nice İslâm ülkesinde nice etkili çevreler satın alınmış ve alınmaktadır. Gerekirse daha pek çok kişiyi satın almaya hazırdırlar.

DERSİMİZ BİYOLOJİ

Anadolu köylerinde erkek buzağılar olurdu. Bu buzağılar büyür, dana olur, tosun olurdu. Bu tosunlar köy meydanında çalımlı bir şekilde, salına salına yürürlerdi. Çok görkemli görünüşleri olurdu. Ele avuca sığmazlardı.

Tosun sahipleri tosunlarını arabaya koşamaz, tarlada çift süremezdi.

Onun için tosunlar iğdiş edilirdi. Sonra onda tosunluk hali kalmazdı. Sahipleri bu öküzleri arabaya da koşarlardı, tarlada çift de sürerlerdi. Çünkü tosun çok uysal bir öküz olmuştur gayrı.

DERSİMİZ İRFAN

Siyonistler ve onların güdümündeki Hıristiyanlar Müslüman idarecilerin büyükçe kısmının kalplerinden imanı silmişlerdir.

Onların kalplerinden İ’lâ-yı kelimetullah” mefkuresi silinmiştir.

Onlar, “El hubb-ı fillah, el buğz-ı fillah” gibi asil gayeden uzaklaşmışlardır. Yani sevdiğini Allah için sevmek, buğz ettiğine Allah için buğz etmek duyguları kaybolmuştur onlarda.

Gözünün önünde on binlerce Filistinli, çocuğuyla, kadınıyla şehid edilmekte iken bazı devlet idarecilerinin kılı kıpırdamamaktadır. Petrol ticaretine dayalı korkunç maddî düzenlerini bozmamaktadırlar.

Bunlar “Cebrail parti kursa oy vermem” diyenlerin mayasıyla mayalanmıştır. Bunlar Siyonistlerin yemlediği, yular taktığı iğrenç yaratıklardır.

Bunlar merhum Akif’in ifadesiyle, “Cehennemde uyanılan öylesine bir uykuya dalmışlardır.”

70-80 yıl önceki hainlik bugün de işlenmektedir. Hainlikler aynı, fakat hainler farklıdır.

QOSHE - Hainlikler aynı, hainler farklı - Mustafa Akgün
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Hainlikler aynı, hainler farklı

15 2
07.12.2023

DERSİMİZ TARİH

Bugün Filistin’de tarihin en büyük katliamları gerçekleştirilmektedir. Terör Devleti İsrail akla hayale gelmedik, korkunç katliamlar yapmaktadır. Soykırım uygulamaktadır.

İsrail Devleti 14 Mayıs 1948 tarihinde kuruldu. 1897 yılında Basel’de yapılan 1. Siyonist Kongresinde alınan bir kararla İsrail kuruldu. Theodor Herzl’in eseriydi bu.

Birinci Dünya Savaşından sonra Filistin bölgesi Osmanlıdan koparıldı. İngiliz hâkimiyetine geçti. Filistin’de Yahûdi çeteleri eşkıyalığın her türlüsünü yaptılar. Topraklarını Yahudilere satmayan Filistinlilere korkunç işkenceler uygulandı.

1948’e gelinmişti. Birleşmiş Milletler, Filistin toprakları üzerinde İsrail Devletinin kurulmasını kararlaştırdı.

Ve devlet kuruldu.

Yahûdi Devletinin kurulması çevredeki Arap kavim ve devletlerini iyiden iyiye gayrete getirdi. Kanlarına dokundu. Yahûdilerle savaşmaya karar verdiler. Kuvvetlerini hazırlayıp Kudüs’e doğru yürümeye başladılar.

Bu Arap kuvvetlerinin kumandanları bulundukları yerlerden birbirlerine şu mesajı gönderdiler:

Tel-aviv’de buluşalım!...

Kuvvetler Kudüs’e doğru yürüyordu.

Suriye ordusuna kumanda eden Fevzi el Kavukçu Irak ve Lübnan kuvvetleriyle müşterek hareket etti. Hayfa limanını ele geçirdi. Kudüs’e doğru ilerlemeye başladı.

Ağırlığını İhvan-ı Müslimin teşkilâtının mensuplarının oluşturduğu Mısır kuvvetleri ise güneydeki Necef bölgesini ele geçirip Kudüs’e doğru yaklaşmaya başladı.

Ürdün ordusunda Arap Binbaşı Abdullah Tell de Kudüs üzerine yürüdü.

Irak’ın başında da o tarihlerde Prens Abdülillah vardı.

Gönüllü veya gönülsüz olarak mücadeleye giren bu ülkelerin kuvvetleri fazla bir mukavemet görmeden Kudüs önlerine kadar geldiler.

Arap liderler zaferin nişanesi olarak Kudüs önlerinde namaz kıldılar.

Ancak, Birleşmiş........

© Yeni Akit


Get it on Google Play