Şeriat, insanlardan değil Allah’tandır. Yani şeriatı koyan Allah’tır. Bir diğer ifadeyle, dini gönderen ve dinin sahibi Allah’tır. Onun için Allah’a “Şârii Hakiki / gerçek şeriat koyucu” denir. İnsanlar için hukuk belirleyen el-Hak olan Allah’tır. Hukuk, Arapça bir kelime olup Hak kelimesinin çoğuludur. El- Hak da Allah’ın Esmaü’l Hüsna’sından biridir. Dolayısıyla hukuk Allah’tan gelendir.

Allah’ın, şeriatı koymasının asıl amacı, kullarının sonsuz hayata ve gerçek saadete ulaşmalarıdır. Şeriatın tanımına baktığımızda da aynı gerçekleri görürüz. Sözlük anlamıyla şeriat; “yol, mezhep, metod, âdet, insanı bir ırmağa, su içilecek bir kaynağa ulaştıran yol” demektir. Dinî bir terim olarak da şeriat; «Allah’ın emir ve yasaklarının toplamı”dır.

“Şeriat”, İlahî kanunlar bütünü olduğuna göre, tek Şâri/şeriat koyucu Allah’tır. Bunun yanında peygamberler de, şeriatı insanlara haber verdikleri için ayrıca onlar da Şâri olarak anılırlar.

“Şeriat” kelimesi bir terim olarak diğer kanunlar ve dinler için de kullanılabilir. Mesela, “Musa Aleyhisselamın şeriatı” gibi.

Şeriat kelimesinin terim anlamı şu âyete dayanır:

“Sonra seni bu işte apaçık bir şeriat sahibi kıldık. Sen ona uy. Hakkı bilmeyenlerin heva ve heveslerine uyma!” (Câsiye, 45:18)

Peygamberimiz Hz. Muhammed’den (sav) önce de çok sayıda peygamber gelmiştir. Bu peygamberlerin çoğunu Cenab-ı Hak, bir şeriatla/kanunla göndermiştir. Peygamberimizin getirdiği İslam şeriatı, daha önceki şeriatların bir devamı ve tamamlayıcısı niteliğindedir. Bu mesele Kur’an’da şöyle dile getirilir:

«Allah, dini doğru tutmanız ve onda ayrılığa düşmemeniz hususunda Nuh’a tavsiye ettiği, sana vahyettiğimiz, İbrahim’e, Musa’ya ve İsa’ya tavsiyede bulunduğumuz dinle ilgili hususları size şeriat olarak koydu.» (Şûrâ, 42/13)

Şeriata karşı çıkanlar, “Şeriat istemiyoruz, kahrolsun şeriat!” diyenler, İslâm’ın bir kısmını değil, İslâm’ın tümünü reddetmiş olurlar.

Şeriat; haktır, hukuktur, serapa adalettir. Kendisine ittiba edip tabi olanlara şeriat saadettir. “Kahrolsun şeriat!” ifadesini kullanmak, şeriatın sahibi olan Allah’a meydan okumaktır, Allah’a kafa tutmaktır. Bir insan “Kahrolsun Şeriat” sözünü neden söyler, niçin söyler, hangi niyetle söyler?

Bu sözü söyleyenlerin bir kısmı var ki, ne dine inanır, ne Allah’a; ne Kur’an’a inanır, ne de Peygambere… İslâm’a ve dine karşıdır, düşmandır. Böyle bir insan bu sözü inançsızlığından dolayı söyler. Zaten böyle birisinin yolu da, izi de bellidir. Hiçbir kutsalı yoktur, hiçbir manevî değer tanımaz. Onun gözünde, dini çağrıştıran her şey zararlıdır ve yanlıştır. Böyle düşünenleri kendi ideolojik yapısıyla baş başa bırakalım.

“Kahrolsun şeriat!” diye bağırıp çağıran başka birisi daha vardır ki, o da neyin ne olduğunu bilmeden konuşuyor. Allah’a, dine, Kur’an’a ve Peygambere inanıyor, inancı var, belki namaz da kılıyordur, oruç da tutuyordur, ama “şeriat” ın siyasî ve ideolojik bir düşünce olduğunu sanıyor, farkına varmadan bu saçma sözleri kullanıyor, bir yerde “uydum kalabalığa” diyerek hareket ediyor. Oysa şeriatla din aynı anlama gelir, ikisi bir arada kullanılır. Din şeriattır, şeriat da dindir. Dolaysıyla şeriatı reddedenin dini olmaz. Dinden de murad İslâm’dır.

Şeriat; din emniyetidir, akıl emniyetidir, can emniyetidir, mal emniyetidir ve nesil emniyetidir. Şeriata karşı çıkmak emniyet ve adalete karşı çıkmaktır.

Şeriat, İslâm’da meşruluğun kaynağı ve ölçüsüdür. Allah’ın şeriatına uygun olan her şey meşrudur. Şeriata muhalif, ters her ne varsa, o da gayr-i meşrudur. Meşru olmayan her şey hukuka aykırı bir suç aletidir. Şeriata/hukuka uygun olmayan her ne varsa meşruiyetini kaybetmiş demektir. Müdafayı hukuk tabirini kullanırız. Müdafayı Hukuk’un açılımı da “Şeriatın Müdafası” demektir. Çünkü “Şeriat”, “Meşruiyetin kaynağı” anlamına gelir. “Gayri meşru” derken, “şeriata uygun değil” demiş olursunuz. Şeriat, kanunların ruhu yani “Hukuk” demektir. Hukukun dışına çıkmak, hukuka karşı çıkmak gayr-i meşrudur.

QOSHE - Şeriata karşı çıkmak gayr-i meşrudur - Mustafa Çelik
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Şeriata karşı çıkmak gayr-i meşrudur

12 9
07.02.2024

Şeriat, insanlardan değil Allah’tandır. Yani şeriatı koyan Allah’tır. Bir diğer ifadeyle, dini gönderen ve dinin sahibi Allah’tır. Onun için Allah’a “Şârii Hakiki / gerçek şeriat koyucu” denir. İnsanlar için hukuk belirleyen el-Hak olan Allah’tır. Hukuk, Arapça bir kelime olup Hak kelimesinin çoğuludur. El- Hak da Allah’ın Esmaü’l Hüsna’sından biridir. Dolayısıyla hukuk Allah’tan gelendir.

Allah’ın, şeriatı koymasının asıl amacı, kullarının sonsuz hayata ve gerçek saadete ulaşmalarıdır. Şeriatın tanımına baktığımızda da aynı gerçekleri görürüz. Sözlük anlamıyla şeriat; “yol, mezhep, metod, âdet, insanı bir ırmağa, su içilecek bir kaynağa ulaştıran yol” demektir. Dinî bir terim olarak da şeriat; «Allah’ın emir ve yasaklarının toplamı”dır.

“Şeriat”, İlahî kanunlar bütünü olduğuna göre, tek Şâri/şeriat koyucu Allah’tır. Bunun yanında peygamberler de, şeriatı insanlara haber verdikleri için ayrıca onlar da Şâri olarak anılırlar.

“Şeriat” kelimesi bir terim olarak diğer kanunlar ve dinler için de kullanılabilir. Mesela, “Musa Aleyhisselamın şeriatı” gibi.

Şeriat kelimesinin terim anlamı şu âyete dayanır:

“Sonra seni bu işte apaçık bir şeriat sahibi kıldık. Sen ona uy. Hakkı bilmeyenlerin heva ve heveslerine uyma!” (Câsiye, 45:18)

Peygamberimiz Hz. Muhammed’den (sav)........

© Yeni Akit


Get it on Google Play