İnşirah suresinde Rabbimiz: “Öyleyse, bir işi bitirince diğerine koyul” buyurur.

Bu kıstas bize, bir yorgunluktan sonra yan gelip yatmanın, “artık istediğim gibi dinlenmeyi, tatil yapmayı hak ettim…” anlayışının yersiz olduğunu bildirir...

Tam tersine yorgunluğu atlatmanın, dinlenmenin farklı şekilde, zamanı heba etmeden başka bir önemli işle değerlendirmenin gerekli olduğunu öğretir bize.

Dünyaya imtihan için gönderilen her insan, “üsve-i hasene-en güzel örnek” olarak Resulullah’ı bilmelidir. Ve buna bağlı olarak, “Öyleyse, bir işi bitirince diğerine koyul” hitabını da kendisine evirmeli.

Nitekim Allah Teâlâ, “Andolsun, Allah’ın Resûlünde sizin için; Allah’a ve ahiret gününe kavuşmayı uman, Allah’ı çok zikreden kimseler için güzel bir örnek vardır.” (Ahzâb 21)buyurur.

Biz de bu sebeple Resulullah’ın şahsından biz ümmetine yapılan tavsiyeye ailecek uyarak, bu ara tatilde hayatımızın en önemli dönüm noktasını teşkil edecek önemli bir karar aldık.

Yedi yıl önce yazıldığımız, ama bir türlü nasip olmayan, belki de ona hazır olamadığımız haccın yerine onun hazırlığı olacak umreye niyet ettik.

Ve niyetlenmemizle hazırlıklara başlamamızdan bir hafta sonra kendimizi dünyanın merkezi, Müslümanların ilk ve son kıblegâh’ı Kâbe’de bulduk. Elhamdülillah, çok şükür…

“Şüphesiz her zorlukla beraber bir kolaylık vardır” buyrulur İnşirah suresinde.

Buna inanarak ve umre niyeti getirilirken “Rabbim kolaylaştır ve benden kabul buyur” duasını da özümseyerek çıktık yola…

Büyüklerimiz: “Niyeti hayır olanın elbet âkıbeti de hayır olur” demişler.

İlk kez gitmek, görmek nasip olacak olan kutsal toprakları ziyaret yolculuğumuzda, niyet hâsıl olduktan hemen sonra Rabbimizin lütfu keremiyle, zor ve meşakkatli gibi görünen her adım bir bir kolaylaştı, her şey yolunda ilerledi.

KÂBE’nin Karşısındayız!

Dünyadan sıyrılmayı, dünyalıkları bir süreliğine de olsa geride bırakmayı amaçlayan, mahşer anını canlandıran, kendi içinde yasakları olan, “belirli yasak ve kısıtlamalara giriş” olan İhram’a girdik…

İhram’ı kuşanmakla zaten insan kendisini farklı bir dünyada hissediyor.

Madden ve ma’nen mahşer meydanındasın sanki. Bir taraftan kefeni andıran (erkekler için ihram) dikişsiz, iki parçadan oluşan beyaz bir örtünün içindesin.

Daha önce gidip görenler her şey için hoş görsün lütfen. Oraları görmekte geç kalmış olabilirim, nasip meselesi bu!

Bu duygularımı daha çok benim gibi ilk kez gidecek olanlarla paylaşmak istiyorum.

Evet, gece saat 4 gibi Mekke’ye vardık ve sabah 9’da da umremizi tamamlamak için Mescid-i Haram’dayız, tavaf için Kâbe’nin karşısındayız. Allah’ın evini rüyada ya da hayalen değil, ayne’l-yakīn karşımızda görmenin sevincini yaşıyoruz.

Kimi içinden, kimi dışa yansıtarak sevinç gözyaşlarına boğuluyor.

Dikkatimi Çeken Hususlar

1-Allah’ın hikmetinden sual olunmaz! Mübarek, temsili evinin (Kâbe’nin) bulunduğu yer, ekin bitmez, su bulunmaz, etrafı sarp kayalıklarla/dağlarla çevrili bir mekân… İbrahim (a.s.) bunu şöyle dile getirir: “Ey Rabbimiz! Ben zürriyetimden bir kısmını, senin kutsal evinin (Kâbe) yanında tarıma elverişli olmayan bir vadiye yerleştirdim. Bunu yaptım ki rabbim, namazı kılsınlar. İnsanların gönüllerini onlara meylettir ve çeşitli ürünlerden onlara rızık ver ki şükretsinler.” (İbrahim 37)

Kureyş Suresinde de Kâbe ve etrafı, yaz ve kış ticaretine elverişli, korkudan emin bir belde olarak ifade edilir. Ve son peygamber de buradan çıkıyor!

Bugün yaz ve kış hiç durmadan bu mukaddes beldeye seferlerin düzenlenmesi de bu hikmetledir.

Burayı yönetenler zaman zaman İslam bayraktarlığını yapmaktan uzaklaşsalar da bu beldenin kutsiyetine, oraya ibadet için gitmemize engel teşkil etmez, etmemeli de!

Efendimiz (s.a.s.) bile fetihten hemen sonra Kâbe’nin anahtarını eski hizmetkârlarına tevdi etmiştir.

2-Efendimiz zamanında tavaf yapılırken kadın erkek ayrı olacak şekilde dikkat edilirken bugün (şartlar çok elvermediğinden) karışık şekilde yapılabiliyor.

Burada da, Hz. Aişe validemizin mahşer günü ile ilgili suali ve Efendimizin ona cevabı aklıma geliyor.

Resulullah, “Halk kıyamet günü çıplak haşr olunur” buyurunca, Âişe validemiz, “O zaman herkes birbirine bakmaz mı?” diye sorunca; Efendimiz, şu ayeti okur: “O gün herkesin kendine göre derdi vardır.” (Abese 37)

Evet, tavaf esnasında da, orada ibadetlerini eda ederlerken de herkes bu duygu/düşünce içinde kalıyor.

3-Buraya gidip görmeyenler, burayı mükerrer ziyaret edenler için “gereksiz, israf yapılıyor” gibi bir yaklaşıma girebilirler, ancak bu çok yanlış bir düşünce.

Anne-babasını, akrabalarını her yıl her fırsatta memleketine gidip görmekten daha fazla hasret ve özlem duyulan ve gerçekten insanı adeta yeni doğmuş gibi bir hale sokan bir ibadet yeridir Kâbe’yi ziyaret.

Hele hele orada Allah’ın rahmet sıfatının insana tecelli etmesi, Âlemlere rahmet kılınan Efendimizin merhamet sıfatının yansıması anlatılamayacak bir duygu.

Aklına gelen gelmeyen herkese orada insanın acıyası, dua edesi, onlar için af dilemesi duygusu geliyor… Devam edecek…

QOSHE - Hacca hazır olamadık, nasibimize umre çıktı- 1 - Nusret Reşber
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Hacca hazır olamadık, nasibimize umre çıktı- 1

23 1
15.02.2024

İnşirah suresinde Rabbimiz: “Öyleyse, bir işi bitirince diğerine koyul” buyurur.

Bu kıstas bize, bir yorgunluktan sonra yan gelip yatmanın, “artık istediğim gibi dinlenmeyi, tatil yapmayı hak ettim…” anlayışının yersiz olduğunu bildirir...

Tam tersine yorgunluğu atlatmanın, dinlenmenin farklı şekilde, zamanı heba etmeden başka bir önemli işle değerlendirmenin gerekli olduğunu öğretir bize.

Dünyaya imtihan için gönderilen her insan, “üsve-i hasene-en güzel örnek” olarak Resulullah’ı bilmelidir. Ve buna bağlı olarak, “Öyleyse, bir işi bitirince diğerine koyul” hitabını da kendisine evirmeli.

Nitekim Allah Teâlâ, “Andolsun, Allah’ın Resûlünde sizin için; Allah’a ve ahiret gününe kavuşmayı uman, Allah’ı çok zikreden kimseler için güzel bir örnek vardır.” (Ahzâb 21)buyurur.

Biz de bu sebeple Resulullah’ın şahsından biz ümmetine yapılan tavsiyeye ailecek uyarak, bu ara tatilde hayatımızın en önemli dönüm noktasını teşkil edecek önemli bir karar aldık.

Yedi yıl önce yazıldığımız, ama bir türlü nasip olmayan, belki de ona hazır olamadığımız haccın yerine onun hazırlığı olacak umreye niyet ettik.

Ve niyetlenmemizle hazırlıklara başlamamızdan bir hafta sonra kendimizi dünyanın merkezi, Müslümanların ilk ve son kıblegâh’ı Kâbe’de bulduk. Elhamdülillah, çok şükür…

“Şüphesiz her zorlukla beraber bir kolaylık vardır” buyrulur İnşirah suresinde.

Buna inanarak ve umre niyeti getirilirken “Rabbim kolaylaştır ve benden kabul buyur” duasını da özümseyerek çıktık yola…

Büyüklerimiz: “Niyeti hayır olanın elbet âkıbeti de hayır olur” demişler.

İlk kez gitmek, görmek nasip olacak olan kutsal toprakları ziyaret........

© Yeni Akit


Get it on Google Play