Aslında yine tekrar etmek istiyorum: Gazze’deki vahşet, katliam ve acımasız, asimetrik kıyım hareketi devam ettikçe ne yüzümüz gülebiliyor ne de huzurumuz oluyor. Esas bizi üzen ise bütün dünyanın bu vahşete seyirci kalması, hatta daha da üzücü olan ise açıkça destek vermeleridir. Adeta insanlık ölmüş durumdadır.

Fakat bir yandan da hayat devam ediyor ve biz ayakta kalmak zorundayız. Bu yazımda sağlıklı yaşamak için nelere dikkat etmemiz gerekir, ana hatlarıyla belirtmek istiyorum.

İşte sağlıklı ve uzun yaşamak için dikkat edeceğimiz hususlar:

• İşlenmiş değil de doğal içerikli sağlık ürünleri kullanalım.

• Yeşile daha önem verelim. Bir semtteki yeşil alanın çokluğu daha düşük kortizol ve daha düşük depresyon ve kaygı bozukluğu oranları ile ilişkilendirilir.

• Sanat zevki ve gözü okşamak önemlidir. Bir duvar levhası veya güzel bir poster bile can sıkıcı bir alana umut, hakikat, inanç ve pozitif bir hava katabilir.

• Akrabalara, komşuluklara ve dostluklara, yakın insani ilişkilere kıymet verelim.

• Gülümsemek fark oluşturur. Sokakta karşılaştığımız insanlarla selamlaşalım, iyi dileklerimizi sunalım.

• Minnet ve takdir gösterelim. İyilik edenlere, insanlara faydalı olanlara teşekkür etmekten kaçınmayalım. Unutmayalım ki ‘İnsanlara teşekkür edemeyen Allah’a da şükredemezler.’

•Yardımsever ve merhametli olmaya gayret edelim. Aç ve muhtaca yardımcı olalım.

• İnsani iletişimde karşımızdakine dikkat edelim. Gözümüz ve kulağımız onda olsun. Sevdiklerimize daha sık sarılalım ve dokunalım. Dokunmak oksitosin salgılatır.

• Doğal uyku-uyanıklık ritmini takip edelim. Gece uyuyalım ve gün ışığıyla ayakta olalım.

• Egzersiz, rahatlama teknikleri, kaliteli proteini yüksek gıdalar faydalıdır. Gazoz, tatlı, cips, bisküvi, kola ve benzerlerinden uzak duralım.

• Sağlıklı davranışları destekleyen sosyal çevremizin (aile, komşu, akraba ve arkadaş) olması önemlidir. Bunlardan da aile ilk sırada olmalıdır. Çünkü aile sıcaklığı yalnızlık duygularını ve kaygıyı azaltmakta, ait olma hissini sağlamaktadır. Modern şehir yaşamında değil topluluk, aile bile dağınık ve iletişimsiz yaşayabiliyor.

• Bulunduğumuz ortamı havalandıralım.

• Alkol ve sigaraya yaklaşmayalım.

• Az yemeli, midemiz dolmadan sofradan kalkmalıyız. Yemekte aşırıya kaçmamanın ömrü uzattığı ispatlanmış bir gerçektir.

KOLA İÇMEYE BOYKOT

Son zamanlarda bazı kola üreticilerinin zalim ve terörist İsrail’e mermi ve bomba taşıdığını biliyor ve uzak duruyoruz. Ancak kolaya boykotumuz sürekli olmalıdır, çünkü kola sağlığımız için zararlıdır ve zehirlidir.

Gazozların en kötüleri ise kola kökenli içeceklerdir, bunlar ya tamamen yasaklanmalı veya sigara paketlerinde olduğu gibi üzerine, “Bu ürün tehlikeli olup sağlığa çok zarar verebilir” diye yazılmalıdır.

Ne yazık ki, kolalı içeceklerin tüketimi tüm dünya ülkelerinde olduğu gibi Türkiye’de de gittikçe daha fazla yaygınlaşmaktadır. Bu sorunla ilgili yorumları Dr. Emile Gaston Peeters şöyle yapmaktadır:

‘’Şu anda, kola diye Avrupa pazarlarında sunulan içeceklerin 19 cl’sinde (yaklaşık yarım küçük şişe kadar) yaklaşık 21 gram kafein ve 102 mg fosforik asit bulunmaktadır. Kafeinde uyarıcı özellikler vardır. Fosforik asit, aşırı derecede asit artırıcı olup fazla fosfor içerdiğinden, yiyeceklerden kalsiyum fosfor alınmasını engeller. Bu da alınan kalsiyumun kemiklerde tutulmasına önemli ölçüde mani olur. Son olarak şunu ekleyelim:

Kullanılan fosforik asitte zehirli ağır metaller bakımından kötü etkiler bulunmamaktadır. Sonuç basittir. Kola denen içecekler, şu andaki yapılarıyla çocuklara ve yetişkinlere kesinlikle önerilmez.‘’

Bu açıklamaya maalesef kimse aldırış etmemiştir. Bu şekilde gazoz ve kolaları inceleyen Fransız beslenme uzmanı Michel Montignac şunu söylemektedir:

Çocuklarınız veya kendiniz için önerimiz değişmiyor: Meyveli gazoz, gazoz ve özellikle kolalı içecekler kesinlikle yasak!

Kısacası kolaya hep boykot…

YİNE ERGÜN TURAN

Geçen hafta Fatih Belediye Başkanı M. Ergün Turan’ın olağanüstü gayretinden ve büyük hizmetlerinden bahsetmiştik. Bu yazı çok ilgi gördü ve ‘Acaba bu çalışmalar büyük şehir belediyesine taşınabilir mi?’ diye soruldu. Ancak bir dostumuz aradı ve şunları söyledi: “Ergün bey hakkında yazdıklarınız isabetli fakat çok azını yazmışsınız. Ergün başkanımız gerçekten çok seviliyor ve tutuluyor.”

Rabbimden hayırlar diliyorum…

QOSHE - Sağlıklı yaşamak - Sefa Saygılı
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Sağlıklı yaşamak

12 10
02.12.2023

Aslında yine tekrar etmek istiyorum: Gazze’deki vahşet, katliam ve acımasız, asimetrik kıyım hareketi devam ettikçe ne yüzümüz gülebiliyor ne de huzurumuz oluyor. Esas bizi üzen ise bütün dünyanın bu vahşete seyirci kalması, hatta daha da üzücü olan ise açıkça destek vermeleridir. Adeta insanlık ölmüş durumdadır.

Fakat bir yandan da hayat devam ediyor ve biz ayakta kalmak zorundayız. Bu yazımda sağlıklı yaşamak için nelere dikkat etmemiz gerekir, ana hatlarıyla belirtmek istiyorum.

İşte sağlıklı ve uzun yaşamak için dikkat edeceğimiz hususlar:

• İşlenmiş değil de doğal içerikli sağlık ürünleri kullanalım.

• Yeşile daha önem verelim. Bir semtteki yeşil alanın çokluğu daha düşük kortizol ve daha düşük depresyon ve kaygı bozukluğu oranları ile ilişkilendirilir.

• Sanat zevki ve gözü okşamak önemlidir. Bir duvar levhası veya güzel bir poster bile can sıkıcı bir alana umut, hakikat, inanç ve pozitif bir hava katabilir.

• Akrabalara, komşuluklara ve dostluklara, yakın insani ilişkilere kıymet verelim.

• Gülümsemek fark oluşturur. Sokakta karşılaştığımız insanlarla selamlaşalım, iyi dileklerimizi sunalım.

• Minnet ve takdir gösterelim. İyilik edenlere, insanlara faydalı olanlara teşekkür etmekten kaçınmayalım. Unutmayalım ki ‘İnsanlara teşekkür edemeyen Allah’a da şükredemezler.’

•Yardımsever ve merhametli olmaya gayret edelim. Aç ve muhtaca yardımcı olalım.

• İnsani iletişimde karşımızdakine dikkat edelim. Gözümüz ve kulağımız........

© Yeni Akit


Get it on Google Play