Geçen hafta Pazar günü Altındağ Belediye Başkanı Veysel Tiryaki’nin proje sunum toplantısı vardı. Toplantıya ben katılamadım. Toplantı notları elime ulaştı. Bu notlardan hareketle bir yazı yazmam gerektiğini düşündüm.

Belediyecilik artık biçim ve içerik değiştirmeli. İnsanı ve medeniyetimizi esas alan yeni bir forma dönüşmeli.

Artık sadece yol yapmak ya da park yapmak yeterli değil. Ruhu olan şehirlerde inşa edilmelidir. Bu bağlamda 3 dönem Altındağ ilçesinde çok büyük hizmetler veren Tiryaki bu dönem tekrar aday gösterildi.

Başkanın şu cümleleri kıymetli.

“Altındağ ilim, irfan, inanç demek. Altındağ, kardeş demek. Altındağ sevda demek. İşte bu sevda, bizleri bugünlere taşıdı. İlçeyi imar ederken, gönülleri de fethetmek, kentte eser, gönüllerde iz bırakmak için cebimizde altın tecrübelerle yeniden karşınızdayız” diyerek söze başlamış.

Tiryaki, “Hayatımın her döneminde ve her vazifede ‘insanımıza nasıl faydam dokunabilir, yarını bugünden daha değerli hale nasıl getirebilirim, bizden sonra gelecek nesillere bırakacağımız mirası, nasıl daha da zenginleştirebilirim’ düsturuyla hareket ettim. Göreve geldiğimiz günden itibaren yükü omuzlayan, çözüm üreten olduk. Bize gönül veren ve desteğini esirgemeyenlerin yüzünü ağartan işler yapmaya gayret ettik” demiş.

“İnsan odaklı belediyecilik, ruhu olan şehirler”

2003 yılında Altındağ’da gecekondu mahallesine taşındığını, hâlâ da ailesiyle birlikte Altındağ’da yaşamaya devam ettiklerinin altını çizen Tiryaki, sözlerini şöyle sürdürmüş: “Şehri imar ederken, gönülleri de imar etmek, kalplerde iz bırakmak bizim belediyecilik felsefemiz. İnsan odaklı belediyecilik, ruhu olan şehirler, bizim işimiz. Güçlü belediye mutlu insanlar demektir. Bir ilçede yaşayan insanları mutlu etmenin yolu, onların ihtiyaçlarını görebilmek ve analiz etmekten geçmektedir.

Önceliğimize insanı almalıyız; çocukları, gençleri, kadınları, yaşlıları, dezavantajlı grupları önemseyen, onlar için düşünen, onlar için iş üreten bir anlayış geliştirmeliyiz. Sağlıklı, güvenli, planlı, altyapısı olan, yeşil alanı olan, yaşayan ve yaşanabilir mahalleler kurmalıyız.

Biz kaderine terk edilmiş, sorunları çözülemez gibi gözüken bir Altındağ’da yapılamaz denilenleri yaptık, başarılamaz denilenleri başardık. Altındağ bu süreçte çok değişti, dönüştü ve güzelleşti. Eskiden Altındağ’ın yüzde 85’i gecekondularla kaplıydı, yüzde 70’i imarsızdı. Çatısı tenekeden baraka evlerde yaşıyorlardı insanlarımız. Şimdi içinde bulunduğumuz bu tür kültür merkezleri hayaldi Altındağ’da. Türkiye’de belki de eşi benzeri görülmemiş bir dönüşüm hamlesi başlattık.”

Altındağ’da büyük bir değişime imza atmalarına rağmen, Altındağ’ın sorunlarının bitmediğine dikkati çeken Tiryaki, “Bizim belediyecilik anlayışımız; vatandaşla bütünleşen, kalplere dokunan ve gücünü adaletten alan bir belediyecilik anlayışıdır. Bizim belediyecilik anlayışımız; gençlerin öz değerlerinden beslendiği, çocukların geleceğe güvenle baktığı, kadını erkeği, küçüğü büyüğü, yaşlısı genci herkesin sokaklarında huzurla gezdiği şehirler imar etme anlayışıdır.

Bizim belediyecilik anlayışımız; düşünce, mezhep, inanç, memleket ayrımı yapmayan, herkese eşit davranan, herkese kucak açan bir belediyecilik anlayışıdır. Altındağ’da dürüstlüğün, kalkınmanın, emeğin, kardeşliğin, adaletin, samimiyetin tarafıyız. Altındağ’da yeniliğin, coşkunun, heyecanın, azmin, kararlılığın tarafıyız” ifadelerini kullanmış.

“Altındağ’ı birlikte büyütmeye, kardeşliğimizi birlikte yüceltmeye, soframızdaki ekmeği birlikte çoğaltmaya devam etmek istiyoruz. Adet, örf ve geleneklerimizin unutulmadığı, geçmiş değerlerimizin korunduğu ve yaşatıldığı, bununla birlikte geleceğe ayak uyduran, yeni nesil belediyecilik uygulamaları ile Türkiye’ye örnek olan, yepyeni bir Altındağ hayal ediyoruz” diyerek sözlerini tamamlamış.

Bu konuşmayı uzunca verdim. Burada çok sayıda proje açıklamış. Bu konular bir yerde sadece bu ilçeyi ilgilendirir.

Ancak insana ait mesajları tüm ülkemizi ve tüm belediye başkanlarını ilgilendirir. Şehirlerin ruhu olduğu gibi belediye başkanlarının da ruhu olmalıdır. Medeniyet kaygısı olmalıdır. Belediyecilik sadece imar rantı ile anılmamalıdır. Gönüllerin imarı ahlakın imarı daha önemlidir.

QOSHE - Tiryaki’den altın sözler... Şu ruh meselesi... - Sinan Burhan
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Tiryaki’den altın sözler... Şu ruh meselesi...

14 18
07.03.2024

Geçen hafta Pazar günü Altındağ Belediye Başkanı Veysel Tiryaki’nin proje sunum toplantısı vardı. Toplantıya ben katılamadım. Toplantı notları elime ulaştı. Bu notlardan hareketle bir yazı yazmam gerektiğini düşündüm.

Belediyecilik artık biçim ve içerik değiştirmeli. İnsanı ve medeniyetimizi esas alan yeni bir forma dönüşmeli.

Artık sadece yol yapmak ya da park yapmak yeterli değil. Ruhu olan şehirlerde inşa edilmelidir. Bu bağlamda 3 dönem Altındağ ilçesinde çok büyük hizmetler veren Tiryaki bu dönem tekrar aday gösterildi.

Başkanın şu cümleleri kıymetli.

“Altındağ ilim, irfan, inanç demek. Altındağ, kardeş demek. Altındağ sevda demek. İşte bu sevda, bizleri bugünlere taşıdı. İlçeyi imar ederken, gönülleri de fethetmek, kentte eser, gönüllerde iz bırakmak için cebimizde altın tecrübelerle yeniden karşınızdayız” diyerek söze başlamış.

Tiryaki, “Hayatımın her döneminde ve her vazifede ‘insanımıza nasıl faydam dokunabilir, yarını bugünden daha değerli hale nasıl getirebilirim, bizden sonra gelecek nesillere bırakacağımız mirası, nasıl daha da zenginleştirebilirim’ düsturuyla hareket ettim. Göreve geldiğimiz günden itibaren yükü omuzlayan, çözüm üreten olduk. Bize gönül veren ve desteğini esirgemeyenlerin yüzünü ağartan işler yapmaya gayret ettik” demiş.

“İnsan odaklı belediyecilik, ruhu olan şehirler”

2003 yılında Altındağ’da gecekondu mahallesine taşındığını, hâlâ........

© Yeni Akit


Get it on Google Play