“Madem yapan bilir, elbette bilen konuşur.” hakikatince her meselede uzman ve otoriteler söz sahibi ise, Kur’an ve Sünnet-i Seniyyeden hüküm çıkarma yetisi ve yetkisi müctehid, müceddid ve ilimde derinlik sahibi olanlarındır. Yani, kitabı, sünneti, icma ve ihtilafları, kıyası, Kur’an dili Arapçayı, usûli’l-fıkhı, yani, fıkhın kaynaklarını ve bunlardan hüküm çıkarma metotlarını, kelamı ve ictihadla ilgili ilim dallarında vukufiyeti olmalıdır. Burada, bu sözle ilgili verdikleri hükmü nakledeceğiz.

“Küfür tek bir millettir.” Sözüne gelince, Ebu Hanife, İmam Şafii, Ebu Davud, Ahmed bin Hanbel de (ra) “Onların dinlerine uymadıkça…”1 mealindeki ayet ve hadislere dayanarak küfrün tek bir millet olduğunu söylemişlerdir. Bu söz, İslâm’da “Miras Hukuku” için geçerli bir hükümdür. Fakıhler, Peygamberimiz (asm); “Müslüman kâfire, kâfir de müslümana mirasçı olamaz.”2 hadislerine de dayanarak İslâm hukukuna göre kâfir bir şahıs, Müslüman bir kimseye mirasçı olamaz, hükmünü vermişlerdir.

Eğer “Küfür tek bir millettir.” sözünü her meseleye uyarlanırsa, Ehl-i Kitab ne olacaktır? Bilindiği gibi, mutlak dinsiz, mürted ve putperestin kestiği yenilmez, onlarla evlenilmez. Ehl-i Kitab’ın ise kestiği yenilir, onlardan kız alınır ilim, ticaret antlaşma ve sair alışverişler yapılabilir. Bediüzzaman günümüz için de şöyle muhteşem bir yorum yapmıştır:

“Müslüman olması lâzım olmadığı gibi, herbir kâfirin dahi bütün sıfat ve san’atları kâfir olmak lâzım gelmez. Binaenaleyh, Müslüman olan bir sıfatı veya bir san’atı, istihsan etmekle iktibas etmek neden câiz olmasın? Ehl-i kitaptan bir haremin olsa elbette seveceksin!”3 Bir ayette mealen, bu hususa şöyle işaret edilir: “(Ey Muhammed!) İman edenlere düşmanlık etmede insanların en şiddetlisinin Yahudiler ile Allah’a ortak koşanlar olduğunu görürsün. Yine onların iman edenlere sevgi bakımından en yakınında Hristiyanlar olduğunu görürsün. Çünkü onların içinde keşişler ve rahipler vardır. Onlar büyüklük de taslamazlar.”4

Peygamber Efendimiz (asm) müşriklere karşı Ehl-i kitap ile ittifak etmiş ve Mekke Müşriklerine karşı Medine Yahudileriyle anlaşma yapmıştır. Rum Suresi’nde ateşperest İranlılarla Bizans Rumlarının muharebesinde Ehl-i Kitaptan olan Rumların galibiyetini Müslümanlara müjdelemiştir. Mekke’de Müşriklerin, Müslümanlara karşı zulümleri dayanılmaz hale gelince Müslümanlardan bir kısmı, Hristiyan olan Habeşistan’a hicret etmiş ve orada iyi muamele görmüşlerdir.”5

Dipnotlar:

1-Bakara Suresi 120.; 2-Buhâri, Hacc, II, Meğazî, 48, Feraiz, 26; Müslim, Feraiz, l; Ebu Davud, Feraiz, 10; Tirmizi; Feraiz, 15.; 3-Münazarat, s. 71.; 4-Maide Suresi, 82.;5-https://mehmedkirkinci.com/kufur-tek-bir-millettir-sozunun-hakikati-nedir.html.

QOSHE - “Küfür tek millettir” ne demektir? - Ali Ferşadoğlu
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

“Küfür tek millettir” ne demektir?

20 9
13.04.2024

“Madem yapan bilir, elbette bilen konuşur.” hakikatince her meselede uzman ve otoriteler söz sahibi ise, Kur’an ve Sünnet-i Seniyyeden hüküm çıkarma yetisi ve yetkisi müctehid, müceddid ve ilimde derinlik sahibi olanlarındır. Yani, kitabı, sünneti, icma ve ihtilafları, kıyası, Kur’an dili Arapçayı, usûli’l-fıkhı, yani, fıkhın kaynaklarını ve bunlardan hüküm çıkarma metotlarını, kelamı ve ictihadla ilgili ilim dallarında vukufiyeti olmalıdır. Burada, bu sözle ilgili verdikleri hükmü nakledeceğiz.

“Küfür tek bir millettir.” Sözüne gelince, Ebu Hanife, İmam Şafii, Ebu Davud, Ahmed bin Hanbel de (ra) “Onların dinlerine uymadıkça…”1 mealindeki ayet ve hadislere dayanarak küfrün tek bir millet olduğunu söylemişlerdir. Bu söz, İslâm’da “Miras Hukuku” için geçerli bir hükümdür. Fakıhler, Peygamberimiz (asm); “Müslüman kâfire, kâfir de müslümana mirasçı olamaz.”2 hadislerine de dayanarak İslâm........

© Yeni Asya


Get it on Google Play