Oysa, hakiki mü’min “hak, hürriyet, adalet, meşveret, meşrutiyet, cumhuriyet, demokrasi, şeffaflık, sorgulama, meclis, şura” diyen ve “riyaset-i şahsiyenin” (tek adamcılığın) karşısında olan herkesle bu noktalarda işbirliğine gider.

Ve keza AKP, Makyavelist düşüncenin zebunu olarak sonuç almak için, “yalan propaganda, iftira ve su-i zan kampanyalarıyla” her şeyi mübah görüyor! Oysa, mü’min “başarı, sayı ve sonuç odaklı” değil, “rıza ve hizmet odaklı” çalışır, çalışmalı. Zira, “Cenâb-ı Hakkın rızası ihlâs ile kazanılır; kesret-i etbâ’ ile ve fazla muvaffakiyetle değildir.”1

Gerçekten onlardan bazıları “Bazı noktada şer olsa da ehven-i şerdir. Ehven-i şer ise bir adalet-i izafiyedir. Heyhât! Âlemin her halinde hayr-ı mahz olamaz.”2 Ayrıca, “…Dünkü gün siz o dehşetli ayı ile boğuştuğunuz vakit karılar, çingeneler, çocuklar, itler size yardım ettiklerinden size ayıp mı oldu?”3 Öyle ise bize düşen, siyasette de “muktesid mesleği” ortaya koyan müceddidi siyaseti takip etmektir. O da şudur:

“Mardin cihetlerinde, beni hakka irşad eden bir zata rast geldim. Siyasetteki muktesit mesleği bana gösterdi.”4 Muktesit meslek, sosyal hayatın tabakalarını ihâtâ eden genel bir prensiptir. Namazın her rekâtında tekrarladığımız Fatiha’da geçen “sırât-ı müstakîm”deki “vasat/denge” yoldur. Sırât-ı müstakim ise, “kuvve-i gadabiye, kuvve-i şeheviye, kuvve-i akliye”nin, “şecaat, iffet, hikmetin mezcinden ve hülâsasından hâsıl olan adl ve adâlete işarettir.”5 Yani, “ifrat ve tefritten” uzak, “vasat/denge” yolu, mesleği, metodu.

“Siyasetteki muktesit meslek” ise, Muktesid ve Hakim ismleri üzere harekettir. Yani, ifrat ve tefritten uzak, adil, dengeli, vasat yolu takiptir. Siyasette i’tidâlli, istikametli yol tercih edilirken, hak olan kendi mesleğinin hukuku da korunmalı ve “Vâcip/farz olan hakkın iltizamı/hakka taraf olma” da sağlanmalı.”6 Haktan, haklıdan yana olmalı, tarafgir olmamalı.

Nasıl ki biz, iman, ibadet, adalet, hak ve hürriyeti anlatmak, faizden, tesettürsüzlükten kaçınmak gerektiğini tebliğ ile mükellefiz; sonuç almakla değil. Siyasette muktesid meslek, hak ve hürriyetlere saygıyı, Ahrar denen hürriyetçileri, hakiki Demokratlar desteklemeyi esas alır. Onlara destek, “siyasette muktesit mesleği” takip etmektir. Ama, önce, “def-i şer celb-i menafi!”

Dipnotlar:

1-Lem’alar, Enst./intr, s. 134.;

2-Münâzârât, s. 122.;

3-Münâzârât, s. 75.;

4-Bediüzzaman, Beyanat ve Tenvirler, s. 105.;

5-İşaratü’l-İ’caz, s. 29.; 6- 21. Söz.

QOSHE - “Muktesit siyaseti” takip ile mükellefiz - Ali Ferşadoğlu
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

“Muktesit siyaseti” takip ile mükellefiz

10 8
02.04.2024

Oysa, hakiki mü’min “hak, hürriyet, adalet, meşveret, meşrutiyet, cumhuriyet, demokrasi, şeffaflık, sorgulama, meclis, şura” diyen ve “riyaset-i şahsiyenin” (tek adamcılığın) karşısında olan herkesle bu noktalarda işbirliğine gider.

Ve keza AKP, Makyavelist düşüncenin zebunu olarak sonuç almak için, “yalan propaganda, iftira ve su-i zan kampanyalarıyla” her şeyi mübah görüyor! Oysa, mü’min “başarı, sayı ve sonuç odaklı” değil, “rıza ve hizmet odaklı” çalışır, çalışmalı. Zira, “Cenâb-ı Hakkın rızası ihlâs ile kazanılır; kesret-i etbâ’ ile ve fazla muvaffakiyetle değildir.”1

Gerçekten onlardan bazıları “Bazı noktada şer olsa da ehven-i şerdir. Ehven-i şer ise bir adalet-i izafiyedir. Heyhât! Âlemin her halinde hayr-ı mahz olamaz.”2 Ayrıca, “…Dünkü gün siz o dehşetli ayı ile boğuştuğunuz vakit........

© Yeni Asya


Get it on Google Play