Halbuki, “Bâtın ilmine vakıf kimseler için Kur’ân baştan başa gaybî ihbarlar nevindendir.” Belâğat yönünden de mu’cize olan Kur’an’ın lisandaki edebi sanatların tümünü ihtiva eder ve bu sanatlardan doğan binlerce mânâlar vardır. “Şüphe yok ki Kur’an apaçık bir Arapça ile inmiştir. Kur’anın dili, bilmece ve muamma gibi remizden ibaret sembolik bir ifade değildir. Ve şüphe yok ki nasslarda (kesin emir, hüküm) asıl olan, bir karine-i mania olmadıkça, zahiri üzere hamlolunmaktır. Bununla beraber, Kur’anın Ümmü’l-Kitap olan muhkematının (kitabın anası olan hüküm ayetlerinin) yanında ‘hafi (gizli), müşkil), mücmel (kısa, özet) ve müteşabihatı; hakikatı, mecazı (bir sözün gerçek anlamından farklı kullanılması), sarihi (açık), kinayesi, istiaresi (kısaltılmış teşbih), temsili, tansısi (kayıtları teferruatıyla beraber iyice tetkik), îmâsı (üstü kapalı bir biçimde belirtme), belağatının nükteleri (ince manaları), tarizleri (sözü doğrudan değil, dolaylı olarak dokundurması), telmihleri (söz arasında meşhur bir olaya işâret etmek), remizleri (herkesin ilk bakışta anlayamayacağı gizli işaretleri) de vardır. Bütün bunlarda en açık olan mana maksud olmakla beraber, müstetbeat-ı terakib (Sözdeki birbirine bağlı, işaretli mâna) denilen ve tâli (ikinci) derecede matlup olan nice ifadeler de vardır... (sorularlarisale.com/zahir-batin-hadd-matla)

Muhtemelen ciddi olarak 20 yaşından beri İslam ilimleri, tefsir, vs. ile ilgileniyor. 20’nin üzerinde kitabı var. Ayetler arasındaki bağlantıları ihtiva eden 30 ciltlik meal-tefsirini 60+12 senede yazmış! Tefsir Anabilim Dalı’nda öğretim üyesi ilmî, İslâmî araştırmalar sahibi, akademisyen, İlahiyat Profesörü, tefsirci, araştırmacı yazar sayın Prof. Okuyan, Kur’an’ın bu boyutlarına dair tefsir yazdınız mı? Şimdi söyler misiniz sayın profesör, “Kur’an açıktır, aklı olan herkes anlar” idiyse, niye bunca kitap, niye bunca hitap, niye 30 cilt meal-tefsir? Yalnızca ayet bağlantılarını sığdırdığınız 30 ciltlik manaları “aklı olan herkes anlar” mı? Anlarsa, kitaplarınızı geri çekin; bizi rahat bırakın ki, aklımızla anlayalım! Bu ne kara lahana yemeği, bu ne beyaz lahana turşusu, bu ne hamsi perhizi!?

QOSHE - Hani herkes anlar diyordunuz? - Ali Ferşadoğlu
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Hani herkes anlar diyordunuz?

8 0
08.03.2024

Halbuki, “Bâtın ilmine vakıf kimseler için Kur’ân baştan başa gaybî ihbarlar nevindendir.” Belâğat yönünden de mu’cize olan Kur’an’ın lisandaki edebi sanatların tümünü ihtiva eder ve bu sanatlardan doğan binlerce mânâlar vardır. “Şüphe yok ki Kur’an apaçık bir Arapça ile inmiştir. Kur’anın dili, bilmece ve muamma gibi remizden ibaret sembolik bir ifade değildir. Ve şüphe yok ki nasslarda (kesin emir, hüküm) asıl olan, bir karine-i mania olmadıkça, zahiri üzere hamlolunmaktır. Bununla beraber, Kur’anın Ümmü’l-Kitap olan muhkematının (kitabın anası olan hüküm ayetlerinin) yanında ‘hafi (gizli), müşkil), mücmel (kısa, özet) ve müteşabihatı; hakikatı, mecazı (bir sözün gerçek anlamından farklı........

© Yeni Asya


Get it on Google Play