Bir gün yaralı bir kuş Hz. Süleyman’a (as) gelerek bir dervişin kanadını kırdığını söyler. Dervişi hemen çağırtır: “Bu kuşun kanadını niçin kırdın?” Derviş, “Sultanım, kuşu avlamak istedim, kaçmadı, yaklaştım yine kaçmadı. Teslim olacağını düşünüp atladım; kanadı kırıldı.” Hz. Süleyman, “Bak, adam haklı, niye kaçmadın?” Kuş, “Onu derviş kıyafetinde görünce kaçmadım. Avcı olsa hemen kaçardım. Dervişten bana zarar gelmez, dedim.” Hz. Süleyman, “Kuş haklı, hemen dervişin kolunu kırın” diye emreder. Kuş, “Efendim, sakın böyle yapmayın! Dervişin kolunu kırarsanız, kolu iyileşince yine aynı şeyi yapar. Siz en iyisi üzerindeki derviş elbisesini çıkarın ki, bundan sonra kimse aldanmasın!”

Bu bir kıssa değil, ayniyle vaki; duyunca adeta şok olduk: “İçlerinde Nur’ları okuduklarını söyleyen bazı dindar zatlar, diyorlar ki, ‘Evet, bu iktidar döneminde her şey, özellikle ekonomi çok fena oldu. Gittikçe daha da kötüye gidiyor. Bundan sonra gelecek olanlar da kolay kolay düzeltemeyecek, çok daha kötü olacak, iktidarın biraz daha devam etmesi lazım!..”

Ferdler, gençler kötü alışkanlıkların pençesinde; aileler perişan, dağılıyor, toplum ahlaki çöküşte, ülke “Asya münafıkları ve Avrupa zalimleri” tarafından, faiz, dış borç, maden ocakları vs. ile yağmalanıyor! “Menfaatini mazarrat-ı umumiyede arayan ve istibdadı arzu eden”1 bu kişiler hala çıkarını herkese zararı dokunan şeylerde arıyor. Alkol, uyuşturucu gibi zararlı maddeler satanlardan daha canidirler! Zira, hem dindar, hem hayırhah görünüyorlar! Bunlar dini ve derviş elbisesini alet ediyorlar. Vatan, millet, din gibi hamasi nutuklar atan, “Bazı rüesa (reis, yöneticiler) ile haksız olarak millete fedakârlık iddia eden sahtekâr hamiyetfüruşlar (gayretkeş, hamiyetli görünmeye çalışan, hamiyet iddiasında olan) veya velayeti dava eden (evliyalık iddiasında olan) ehliyetsiz bazı müteşeyyihler”e2 ne zamana kadar eyvallah diyeceğiz? Senelerdir gördüğüm manzara, seyrettiğimiz film şu değil mi?

“Reisleriniz malınızı ceplerine indirip hapsettikleri gibi, akıllarınızı da sizden almışlar veya dimağınızda”3 Düşürelim artık bunların “dervişlik maskeleri”ni!

Dipnotlar:

1-Divan-ı Harb-i Örfî, Enst./intr., s. 74.;

2-Münazarat, s. 55.;

3-Tarihçe-i Hayat, s. 77.

QOSHE - Her kıssada bir hisse olmaz mı? - Ali Ferşadoğlu
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Her kıssada bir hisse olmaz mı?

6 7
15.04.2024

Bir gün yaralı bir kuş Hz. Süleyman’a (as) gelerek bir dervişin kanadını kırdığını söyler. Dervişi hemen çağırtır: “Bu kuşun kanadını niçin kırdın?” Derviş, “Sultanım, kuşu avlamak istedim, kaçmadı, yaklaştım yine kaçmadı. Teslim olacağını düşünüp atladım; kanadı kırıldı.” Hz. Süleyman, “Bak, adam haklı, niye kaçmadın?” Kuş, “Onu derviş kıyafetinde görünce kaçmadım. Avcı olsa hemen kaçardım. Dervişten bana zarar gelmez, dedim.” Hz. Süleyman, “Kuş haklı, hemen dervişin kolunu kırın” diye emreder. Kuş, “Efendim, sakın böyle yapmayın! Dervişin kolunu kırarsanız, kolu iyileşince yine aynı şeyi yapar. Siz en iyisi üzerindeki derviş elbisesini çıkarın ki, bundan sonra kimse aldanmasın!”

Bu bir kıssa değil, ayniyle vaki;........

© Yeni Asya


Get it on Google Play