Birisinin dağ gibi yığılmış başka suçları olsa da masum olduğu bir hususta suçlansa ister Müslüman, ister kâfir, ister müşrik, ister ateist, ister Yahudi ister Hıristiyan olsun haksızlık ve zulme uğrarsa onu müdafaa etmek zorunda değil miyiz? Herkes hukuk karşısında eşittir:

“Müsavat ise, fazilet ve şerefte değildir, hukuktadır. Hukukta ise şah ve gedâ birdir. Acaba bir şeriat, karıncaya bilerek ayak basmayınız dese, tâzibinden men etse, nasıl benî Âdem’in hukukunu ihmâl eder? Kellâ... "1

Kim olursa olsun, suçun şahsiliği esastır. Kişi, suçu sabit oluncaya kadar da masumdur. Toptancılıkla masumlar suçlanamaz. Kim olursa olsun, suçlandığı meselede masum ise-başka büyük günahları, kusurları, hataları varsa bile-o noktada adaletle yaklaşılmalıdır.

Zira, “Emr-i bil-ma’ruf, nehy-i a’nil-münker/iyi, doğru, hakkı anlatmak, yanlış, batıl, kötülükten men etmek kesinlikle emredilmiş”2 bir farzdır.

Müslümanlar ve sair dine mensup olan veya olmayan insanlar arasında adaletle hükmetmek, haksızlık kime yapılırsa yapılsın, “İnsan medeni-i bittab olduğundan ebnâ-yı cinsinin hukukunu muhafazaya ve hakkını onlar içinde aramaya mükellef”iz.3

Yüksek enflasyon, faiz, pahalılık, vergi, rüşvet bir haksızlıktır, bir zulümdür. Elimiz, dilimizle düzeltmeli, gücümüz yetmiyorsa kalben buğzetmeli, lisan-ı hal ve duygusal tepkimizi ortaya koymalıyız: “Nasıl ki, sen bir gemide veya bir hanede bulunsan, seninle beraber dokuz mâsum ile bir câni var. O gemiyi gark ve o haneyi ihrak etmeye çalışan bir adamın ne derece zulmettiğini bilirsin. Ve zalimliğini, semâvâta işittirecek derecede bağıracaksın. Hattâ birtek mâsum, dokuz câni olsa, yine o gemi hiçbir kanun-u adaletle batırılmaz.”4

Zalime itiraz etmez ve haksız “tarafa kalben bile taraftar olursak onun zulümlerini hoş görür, zulmüne şerik (ortak) oluruz.”5

“Nemelazım, bana dokunmayan yılan bin yaşasın!” o yılan karşımıza çıkmayacak mı? Peki, bu vahim sonucun farkında mıyız? Teleskop, radar, kamera, MOBESE, uydu, internet gibi vasıtalarla her şeyin görünüp kaydedildiğini bilen ve gören insan, İlahi kameramanlardan nasıl kaçabilir?

Dipnotlar:

1-Münâzârât, Enst./intr, s. 66.; 2-Lokman Suresi’nin 17.; 3-bknz., Münâzârât, s. 137.; 4-Mektubat, s. 254.; 5-bknz., Şuâlar, s. 184.

QOSHE - İlahi kameramanlardan kim kaçabilir? - Ali Ferşadoğlu
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

İlahi kameramanlardan kim kaçabilir?

11 0
11.04.2024

Birisinin dağ gibi yığılmış başka suçları olsa da masum olduğu bir hususta suçlansa ister Müslüman, ister kâfir, ister müşrik, ister ateist, ister Yahudi ister Hıristiyan olsun haksızlık ve zulme uğrarsa onu müdafaa etmek zorunda değil miyiz? Herkes hukuk karşısında eşittir:

“Müsavat ise, fazilet ve şerefte değildir, hukuktadır. Hukukta ise şah ve gedâ birdir. Acaba bir şeriat, karıncaya bilerek ayak basmayınız dese, tâzibinden men etse, nasıl benî Âdem’in hukukunu ihmâl eder? Kellâ... "1

Kim olursa olsun, suçun şahsiliği esastır. Kişi, suçu sabit oluncaya kadar da masumdur. Toptancılıkla masumlar suçlanamaz. Kim olursa olsun, suçlandığı meselede masum ise-başka büyük günahları, kusurları, hataları varsa bile-o noktada adaletle........

© Yeni Asya


Get it on Google Play