Oysa, deccalizm/süyfanizm ve Kemalizmin kurguladığı günümüz siyaseti, “menfaat üzerine dönen canavardır.” İstibdat, “başına buyrukluk, kural, kanun tanımazlık; hak ve hürriyetlerin bulunmadığı tek adam veya zümre yönetimi, dolayısıyla “Zulüm ve tahakkümdür.”1 Müstebit ise; baskıcı, despot; zalim, haksız, acımasız, katı yürekli ve kıyıcı kimsedir. Öyle ise, kurtuluşu siyaset ve istibdattan beklemek ne büyük gaflet!

Kurtuluş reçetesi ne? Yüz milyonlarca Müslümanın “Ayaklarına konulmuş çeşit çeşit istibdatların kayıtlarını, zincirlerini açacak, dağıtacak, meşveret… âdâb-ı şer’iye ile” süslenen, imanın özelliği olan “hürriyet-i şer’iyedir.”2 Meşveret-i şer’iye, dine uygun meşveret, fikir hürriyeti ve adalete riayet edilen meşverettir. Yani, ilim alışverişi, kollektif şuur, katılım, birlikte çalışma ve çoğunluğa göre alındığı sistem ve yönetim biçimidir. “Hürriyet-i şer’iye” ise, Şeriatın (İslâmın) öngördüğü; suçlunun adaletle cezalandırıldığı; kimsenin kimseye tahakküm ile baskı yapmadığı, fertlerin meşrû (kanunî) haklarını şahane kullandığı zemindir.

Evet, asıl kurtuluşumuz, “Dünyada beşer saadetinin bir sebebi ve hâkimiyet-i milliyeyi temin ile… istibdat ve tahakkümün belâsından kurtaran meşveret-i şer’iyenin mayasıyla mayalandıran meşrutiyet-i meşrûâ”dır.3 Yani, dine, şeriata, hukuka uygun meşrutiyet, demokrasidir. Yönetici, meşrûiyetini idare ettiği devletin gerçek sahibi cemaat ve milletin ona verdiği yetkiden alır.

Meşrûtiyetiyet, demokrasi, cumhuriyetin özelliği ise, “adâlet ve meşveret ve kanunda inhisar-ı kuvvetten ibarettir.”4 Yani, güç ve yetkinin kanunla sınırlandırılması; hukukun üstünlüğü, kuvvetler ayrılığı prensibi…

O halde kurtuluş reçetemiz, siyasette, istibdatta, şahıslarda değil, “Meşrûtiyet, adalet ve Şeriat”tadır.5 Ve yegâne modelimiz Asr-ı Saadet cumhurî, meşrutî yönetim şekli ve onu uygulayanlar. İslam’da hak, hürriyet, düzen, refah, zenginlik vardır. İstibdatta ise bilâkistir!..

Öyle ise, tüm himmet, enerji, vakit ve nakdimiz hürriyet, meşrûtiyet, demokrasi ve adalete ayırmalıyız!

Dipnotlar:

1-Divan-ı Harb-i Örfî, Enst./intr., s. 23.; 2-Hutbe-i Şâmiye, s. 66.; 3-Divan-ı Harb-i Örfî, s. 59.; 4-Age., s. 65.; 5-Age., s. 23.

QOSHE - Kurtuluş; hürriyet ve adalette! - Ali Ferşadoğlu
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Kurtuluş; hürriyet ve adalette!

10 11
14.03.2024

Oysa, deccalizm/süyfanizm ve Kemalizmin kurguladığı günümüz siyaseti, “menfaat üzerine dönen canavardır.” İstibdat, “başına buyrukluk, kural, kanun tanımazlık; hak ve hürriyetlerin bulunmadığı tek adam veya zümre yönetimi, dolayısıyla “Zulüm ve tahakkümdür.”1 Müstebit ise; baskıcı, despot; zalim, haksız, acımasız, katı yürekli ve kıyıcı kimsedir. Öyle ise, kurtuluşu siyaset ve istibdattan beklemek ne büyük gaflet!

Kurtuluş reçetesi ne? Yüz milyonlarca Müslümanın “Ayaklarına konulmuş çeşit çeşit istibdatların kayıtlarını, zincirlerini açacak, dağıtacak, meşveret… âdâb-ı şer’iye ile” süslenen, imanın özelliği olan “hürriyet-i şer’iyedir.”2 Meşveret-i şer’iye, dine uygun meşveret, fikir hürriyeti ve adalete riayet........

© Yeni Asya


Get it on Google Play