“İmani hükümlerin takviye ve inkişaf ettirilmesi, ancak tekrarla teceddüd eden ibadetle olur.”1 Yani, tefekkür, dua muhabbet ve uhuvveti, o da tesanüt, dayanışma, o da ibadetler, (oruç, namaz, zekât), onlar da yüksek bir ahlâk ve imân ile elde edilebilir. Şöyle ki:

“Allah’ın emirlerini yapmaktan ve nehiylerinden sakınmaktan ibaret olan ibadetle, vicdani ve akli olan imani hükümler terbiye ve takviye edilmezse, eserleri ve tesirleri zayıf kalır. Bu hale, alem-i İslamın hal-i hazırdaki vaziyeti şahittir. Ve keza, ibadet, dünya ve ahiret saadetlerine vesile olduğu gibi, maaş ve maade, yani dünya ve ahiret işlerini tanzime sebeptir ve şahsi ve nev’i kemalata vasıtadır ve Halıkla abd arasında pek yüksek bir nisbet ve şerefli bir rabıtadır. İbadetin dünya saadetine vesile olduğu”2 fen, sosyal ve manevi ilimlerin tasdikıyle de sabittir.

Bediüzzaman’a göre, sadece zekât ibadetinin yerine getirilmesi bile-kurumsallaşması, yani bir fonda toplanması ve verimli, planlı dağıtımı aynı zamanda hem Müslümanlar hem de insanlık için sosyal, siyasi, ekonomik adalet ve barışın da garantisidir:

“Hem değil yalnız eşhasta ve hususî cemaatlerde, belki umum nev-i beşerin saadet-i hayatı için en mühim bir rükün, belki devam-ı hayat-ı insa-niye için en mühim bir direk, zekâttır. Çünkü, be-şerde, havas ve avam, iki tabaka var. Havastan avâma merhamet ve ihsan; ve avamdan havâssa karşı hürmet ve itaati temin edecek, zekâttır. Yoksa, yukarıdan avâmın başına zulüm ve tahak-küm iner; avamdan zenginlere karşı kin ve isyan çıkar.”3

Katılım Bankaları Birliğinin rakamlarına göre Türkiye’nin zekât kapasitesinin 55 milyar dolardır. “İslâm Ülkeleri İstatistik, Ekonomik ve Sosyal Araştırma ve Eğitim Merkezinin (SESRİC’in) tespitine göre, İslâm dünyasının zekât potansiyeli 10 trilyon dolardır. Bu kapasitelere mukabil verilen zekat miktarı çok düşüktir.”4 On trilyon dolardır. 57 İslam ülkesine bölündüğünde her birisine yüz yetmiş beş milyar dört yüz otuz sekiz bin beş yüz doksan altı) dolar düşer. Bunun ilim ve teknolojiye yatırılmasının getireceği sosyal, siyasi, ekonomik refah ve huzuru yüz katrilyonlarca lira ve dolarlarla ölçmek mümkün mü?

Dipnotlar:

1-İşaratü’l-İ’caz, Enst./intr., s. 141.;

2Age., s. 140.; 3-Mektûbât, s. 265.;

4-https://tdv.org/tr-TR/turkiyenin-zekat-potansiyeli-55-milyar-dolar

QOSHE - Sosyal barışın garantisi imân ve zekâttır! - Ali Ferşadoğlu
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Sosyal barışın garantisi imân ve zekâttır!

12 8
04.04.2024

“İmani hükümlerin takviye ve inkişaf ettirilmesi, ancak tekrarla teceddüd eden ibadetle olur.”1 Yani, tefekkür, dua muhabbet ve uhuvveti, o da tesanüt, dayanışma, o da ibadetler, (oruç, namaz, zekât), onlar da yüksek bir ahlâk ve imân ile elde edilebilir. Şöyle ki:

“Allah’ın emirlerini yapmaktan ve nehiylerinden sakınmaktan ibaret olan ibadetle, vicdani ve akli olan imani hükümler terbiye ve takviye edilmezse, eserleri ve tesirleri zayıf kalır. Bu hale, alem-i İslamın hal-i hazırdaki vaziyeti şahittir. Ve keza, ibadet, dünya ve ahiret saadetlerine vesile olduğu gibi, maaş ve maade, yani dünya ve ahiret işlerini tanzime sebeptir ve şahsi ve nev’i kemalata vasıtadır ve Halıkla abd arasında pek yüksek bir nisbet ve şerefli bir rabıtadır. İbadetin dünya saadetine vesile olduğu”2 fen,........

© Yeni Asya


Get it on Google Play