Bu ne demektir? İslam aleminin bilim, teknik, teknolojik ve askeri gücü büyük çapta dışa bağımlıdır. Dolayısıyla maddi ve siyasi güçlü onlara galebe edilemez.

Bediüzzaman, hadislerin ihbar ettiği âhirzamanın dehşetli şahısları “Deccal, Süfyanın âlem-i İslâm ve insaniyette zuhur ettiğini görür: O zamana yetiştiğinizde, siyaset canibiyle onlara galebe edilmez; ancak mânevî kılıç hükmünde i’câz-ı Kur’ân’ın nurlarıyla mukabele edilebilir.”1

Kur’an’ın nurları ne demektir? İslâm sulh/barışı ile okumak, ilim zikir, zekat, karz-ı hasen, Allah yolunda harcama ve nefis terbiyesi imanla tahakkuk eder. Zira, “İman, hem nurdur, hem kuvvettir. Hakiki imanı elde eden adam, kainata meydan okuyabilir.”2

Öte yandan, “Herbir mü’min i’lâ-yı kelimetullah ile mükelleftir. Bu zamanda en büyük sebebi maddeten terakki etmektir. Zira, ecnebîler fünun ve sanayi silâhıyla bizi istibdad-ı mânevîleri altında eziyorlar.”3 Maddeten terakki, teknolojik gelişme demektir. Bu da fen ve sosyal, manevi ilme, yani imana bağlıdır. Günümüzde “cihad-ı mânevî”nin esasası iman ve onun da ilk basamağı “Evvela nefsini ıslâh etmek”3 Zira, “Bu âleme ilim ve duâ vâsıtasıyla tekemmül etmek”4 yani, istidat ve kabiliyetlerimizi geliştirmek için gönderildik. Nefsimizi terbiye etmek imana bağlıdır. İlim ve ma’rifetü’nefs, yani, nefis terbiyesi, yani, ruh ve duygularımızın inkişafı ile mümkündür.

Cihad-ı manevi ile imanda terakki etmeyen bir ferd, aile ve toplum, cihad-ı maddiyeye de muvaffak olamaz. İlim ve teknolojik olarak güçlü olmadan alınacak silahlarla onlar mağlup edilebilirlir mi? Zekâtı hakkıyla vermek ve yerinde sarf etmek güçlü, tahkiki bir imanın sonucu yüksek bir ahlâkı gerektirir.

“Türkiye’nin zekât potansiyeli 55 milyar dolar, İslâm ülkelerinin 10 trilyon dolardır.”5 On trilyon dolar 57 İslam ülkesine bölündüğünde, her birisine yüz yetmiş beş milyar dört yüz otuz sekiz bin küsür dolar düşer. Bunun her ülkede kaç bin fabrika, teknoloji ile donatılmış yüksek ve kaliteli eğitim müesseseleri, üniversite kurulur? Zekât da ilmi verilere göre kurumsallaşırsa hakkıyla toplanır, tevzi edilir ve rantabl bir şekilde kullanılır.

Maddî, teknolojik ve mânevî gelişme ve birliği sağlayan bir toplumun karşısında kim durabilir?

Dipnotlar:

1-Tarihçe-i Hayatı, s. 131.; 2-Sözler, Enst./intr., s. 248.; 3-Divan-ı Harb-i Örfî, s. 64.; 3-Kastamonu Lâhikası, s. 13.; 4-Sözler, s. 285.; 5-https://tdv.org/tr-TR/turkiyenin-zekat-potansiyeli-55-milyar-dolar

QOSHE - Vahşi İsrail imân gücü ile mağlup edilebilir! - Ali Ferşadoğlu
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Vahşi İsrail imân gücü ile mağlup edilebilir!

10 2
03.04.2024

Bu ne demektir? İslam aleminin bilim, teknik, teknolojik ve askeri gücü büyük çapta dışa bağımlıdır. Dolayısıyla maddi ve siyasi güçlü onlara galebe edilemez.

Bediüzzaman, hadislerin ihbar ettiği âhirzamanın dehşetli şahısları “Deccal, Süfyanın âlem-i İslâm ve insaniyette zuhur ettiğini görür: O zamana yetiştiğinizde, siyaset canibiyle onlara galebe edilmez; ancak mânevî kılıç hükmünde i’câz-ı Kur’ân’ın nurlarıyla mukabele edilebilir.”1

Kur’an’ın nurları ne demektir? İslâm sulh/barışı ile okumak, ilim zikir, zekat, karz-ı hasen, Allah yolunda harcama ve nefis terbiyesi imanla tahakkuk eder. Zira, “İman, hem nurdur, hem kuvvettir. Hakiki imanı elde eden adam, kainata meydan okuyabilir.”2

Öte yandan, “Herbir mü’min i’lâ-yı kelimetullah ile mükelleftir. Bu zamanda en büyük sebebi maddeten........

© Yeni Asya


Get it on Google Play