Dünya niye yangın yerine döndü? İtiraf edin dünya işlerini de anlamadığınızı da dünya da başının çaresine baksın! Biliyormuş rollerini terk edin! Dünyanın her santimini huzursuz ettiniz. N'ettiniz böyle? Ben de bir şeylerden anlarsınız sanıyordum; hepten nasıl da boşmuş böyle o şöhretiniz! Haa, sonuçlar böyle olurdu; insan eksenli çalışmadığınız zaten belliydi.

*

Yaşlı dünya oturup biraz kendini dinlese ya... Kavgaya, gürültüye vakit yok ki...

*

Medenî dünyadan mâdenî dünyaya geçmek için bunca diplomaya, gayrete ne gerek vardı!

*

Medeni(!) dünya dünyadaki bu açlığı doyursun, kanı durdursun, gözyaşlarını dindirsin yani ateşle oynamasın! Yoksa elini eteğini dünyadan çeksin.

*

Her dilde selâmlaşmalı dünya. Artık susmalı silahlar. Herkesin anladığı bir dil var. Ve dertlerimiz aynı... Karac'oğlan'ın dediği:

"Üç derdim var; birbirinden seçilmez:

Bir ayrılık...

Bir yoksulluk...

Bir ölüm..."

Savaşa ne gerek var;

Pek sayın okumuşlar!

*

Savaşı büyükler çıkarıyor; hepsi de diplomalı! Okulları; sil baştan ele alsak. Okulsuz ve savaşsız hayatlara başlasak... İyi ki diploması yok Yunus Emre'nin... Karacaoğlan okusa cahiloğlan olacaktı! Kim varsa dünyada savaş çıkarmış; bildiğim kadarıyla diplomalı...

SAVAŞ VE BARIŞ

Korkakların işi savaş…

Barış cesaret ister!

Karın doyurmaz savaşlar.

Tipide, fırtınada ferman okunmaz!

Adımız silinir sonra;

Tarihten, coğrafyadan...

*

ÇIKIŞ

Böyle olmaz!

Dünya yalpalıyor.

Bir yol bir çıkış bir kapı…

Bir pencere…

Gökyüzü kapandı mı?

Akarsular kurudu mu?

Kuşlar sustu mu?

Kelebekler küstü mü?

*

ŞEHRE DÜŞEN BOMBALAR

Şehre bombalar düşüyordu.

Bir kuş sürüsü havalandı.

Uçurtmasını uçuruyordu bir çocuk.

İpi elinde kaldı.

Şehre bombalar düşüyordu.

Sirenler sevinçleri susturdu.

Sokaklar sığınaklara aktı.

Kıyamet provası...

Şehre bombalar düşüyordu.

Daha çok ağlıyordu analar.

Kitaplar tozlandı raflarda.

Lafta kalan bir insanlık vardı.

Şehre bombalar düşüyordu.

Rüyası paramparça papatyaların.

Gözyaşları ne kadar tanıdık böyle!

İnsanlık ne kadar yabancı sevince!

Şehre bombalar yağıyordu.

Korkuları uyandıran sesler, alevler...

Evler dünyaya kapattı perdelerini.

Oyun bitti mi yoksa?

QOSHE - Bombalar ve uçurtma (2) - Ali Hakkoymaz
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Bombalar ve uçurtma (2)

4 2
18.11.2023

Dünya niye yangın yerine döndü? İtiraf edin dünya işlerini de anlamadığınızı da dünya da başının çaresine baksın! Biliyormuş rollerini terk edin! Dünyanın her santimini huzursuz ettiniz. N'ettiniz böyle? Ben de bir şeylerden anlarsınız sanıyordum; hepten nasıl da boşmuş böyle o şöhretiniz! Haa, sonuçlar böyle olurdu; insan eksenli çalışmadığınız zaten belliydi.

Yaşlı dünya oturup biraz kendini dinlese ya... Kavgaya, gürültüye vakit yok ki...

Medenî dünyadan mâdenî dünyaya geçmek için bunca diplomaya, gayrete ne gerek vardı!

Medeni(!) dünya dünyadaki bu açlığı doyursun, kanı durdursun, gözyaşlarını dindirsin yani ateşle oynamasın! Yoksa elini eteğini dünyadan çeksin.

Her dilde selâmlaşmalı dünya. Artık susmalı silahlar. Herkesin anladığı bir dil var. Ve dertlerimiz........

© Yeni Asya


Get it on Google Play