Şimdi… bu ekim telâşı… Ekimin bu gidiyor oluşu… Bu otuz ekimi hep “şimdi”lerde yaşadım… hep. Ne dünü gördüm solumda ne de yarını sağımda…

Anam şimdiki bir zamanda dünyaya getirmişti beni. Ve bir şimdiki zamanda İstanbul gurbetine uğurlamış yine hiç bitmeyen bir şimdiki zamanda bir hastane odasında yoğun bakım denilen ne idüğü belirsizliğin içinde vedalaşamadan bile dünyayı bitirmişti.

Mevsimler bir şimdiki zaman şarkısı söyler. Kainat hep bir şimdiki zaman gergefinin dönencesindedir.

Ya da ve muhakkak; firakıyla-vuslatıyla, hüznüyle-sevinciyle sevgilinin bir göz kırpış hikâyesi miydi bu kaçırdığımız şimdiki zaman’lar?!

Anneme niye sormadım bunları, içimi kemiren soruları!

Zaman nedir anne zaman?

Gerçi çok çabuk geçtiğini söyler dururdu sık sık. Bütün uykuları; zamandan, günden, hayattan, bir adım ileriye gitmekten çalmalar olarak kabullenmişti.

Gün doğumlarına gizli gizli sevinir; gün batımlarında sararıp solardı. Aslında annem hep bir hüzün yumağı idi. Dünyanın faniliği onun için dünya zamanlarının adıydı.

Ve zamanı gelince “zaman” bitti anneme.

Zamanı tutar gibi yaşamadıktan sonra gözlerini görebilir misin aynalarda? Yaşadım diyebilir misin?

Ve ne çok “zamansız” yaşadığımı en çok ölüm haberlerinde anlıyorum.

Annem canım annem! Bu yıllar sonra diyorum ki beni olsun okullara yazdırmasaydınız! Zamanlarımın bunca çalınmışlığı zoruma gidiyor da…

“Bugün git; yarın gel!” zoru zoruna deyimler katına çıktıysa… zamanı bozuk, dilenci parası gibi görmekten ileri gelmiyor muydu?

Zamansız yaşayanların amansız saldırısına uğrayan bir çağın hiç tanımayacağı bir yabancıyım ben.

Bu zamansızların üstüne karanlık zamanların bütün ağırlığını örtüp uzaklaşmak, uzaklaşmak istiyorum oradan.

Pırıl pırıl, bahardan öte, çocukluğumdan taze, gençliğimden dinç zamanlarını bana çok gördükleri için…

QOSHE - Şimdiki zaman duruşması - Ân diyarı (13) - Ali Hakkoymaz
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Şimdiki zaman duruşması - Ân diyarı (13)

6 1
03.02.2024

Şimdi… bu ekim telâşı… Ekimin bu gidiyor oluşu… Bu otuz ekimi hep “şimdi”lerde yaşadım… hep. Ne dünü gördüm solumda ne de yarını sağımda…

Anam şimdiki bir zamanda dünyaya getirmişti beni. Ve bir şimdiki zamanda İstanbul gurbetine uğurlamış yine hiç bitmeyen bir şimdiki zamanda bir hastane odasında yoğun bakım denilen ne idüğü belirsizliğin içinde vedalaşamadan bile dünyayı bitirmişti.

Mevsimler bir şimdiki zaman şarkısı söyler. Kainat hep bir şimdiki zaman gergefinin dönencesindedir.

Ya da ve muhakkak; firakıyla-vuslatıyla, hüznüyle-sevinciyle sevgilinin bir göz kırpış hikâyesi miydi bu kaçırdığımız şimdiki........

© Yeni Asya


Get it on Google Play