Hiçbir kural tanımayan İsrail’e karşı savunmasız Gazzeli siviller, bebekler, çocuklar, yaşlılar, kadınlar var. Dün itibari ile şehit sayısı 10 bini geçti, insani değerler ayaklar altında. Şartsız olarak bu soykırıma destek veren ABD, Almanya, Fransa, Kanada ve İtalya gibi sözümona medeni ve her zaman insan haklarını dilinden düşürmeyen bu ülkelerin liderleri sınıfta kaldılar. ABD dış işleri bakanı bir Yahudi olarak İsrail’i ziyaret ettiğini itiraf ederken, taraf olduğunu açıkladı. Blinken'in bu tavrı 10 yıl sonra ABD başkanı olması ile taçlandırılır. Bu kadar sadık başka bir kişilik ise şimdiki başkan Biden. O da bundan 15 yıl öncesinde aynı sadakati göstermişti ve şimdi ABD başkanı.

Ortadoğu’da "bu savaşa karışmayın" tehditleri savurarak susturduğu liderler de sınıfta kaldı, Katar hariç. Mısır, Ürdün, Suriye, Lübnan, İran, BAE ve diğer ülkeler sağlam bir duruş sergileyemediler. Türkiye garantör ülke olma şartını öne sürerken, 1-Acil ateşkes ilan edilsin 2- İnsani yardım koridoru açılsın 3- İki devletli çözümün önü açılsın formülünü ifade etti, yeterli mi? Elbette değil. Türkiye içi kan ağlayarak itidalli davranmak zorunda, şartlar öyle.

ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken savaşın başlamasından bu yana ilk kez Ankara’da. Türkiye’nin devlet bazında İsrail’in karşısında olması, Hamas’ı mücahit bir örgüt olarak görmesi ve halklar bazında ciddi birlik ve beraberlik içinde olması önemli. Blinken da bu havayı bildiğinden çok da istekli olarak Ankara’ya gelmedi. Bir ay içinde üç kez İsrail'i ve komşu ülkeleri ziyaret eden, Tel Aviv'de Yahudi kimliğinden dem vuran Blinken'ın, Ankara'da sıcak karşılanmasını beklemek hayalcilik olurdu. Dışişleri Bakanı Hakan Fidan da soğuk bir şekilde diplomatik naziklikte tavırlar gösterdi. Türkiye'ye gelmeden önce Güney Kıbrıs Rum Kesimine uğraması, oradan Türkiye gelmesi onlar açısından bir mesajdı. Blinken'ın temas trafiği, Türkiye tarafından kuşkusuz not ediliyor. Açıklamalardan anlaşılan şu; İsveç’in NATO üyeliği ve F16 kartı, Hamas'a baskı kurulması, rehinelerin bırakılması. Ancak bu şekilde İsrail'i durdurabilecekleri gibi ön şartlarla gelmiş görünüyor.

Türkiye ise hoşnutsuzluğunu karşılama heyetini vali yardımcısı seviyesine çekerek diplomatik bir mesaj verdi. Karşılamadaki diplomatik bu incelikler, Blinken'a gece geç saatte indiği Ankara'da klasik protokol dışında bir karşılamanın yapılmaması ile zirve yaptı. Blinken'ın kucaklaşma teşebbüsünü Fidan'ın tokalaşma ile geçiştirmesi, sıcak mesajlar vermemeye çalışması da önemli idi.

Masadaki konulara baktığımız da ise; ABD'nin, Gazze katliamında İsrail'e şartsız ve açık destek vermesi, Blinken'ın Yahudi kimliği ile bu insanlık dramına karşı İsrail’i cesaretlendiren tavırları, Suriye'de terör örgütü YPG'ye lojistik destek ve silah sağlanması, Türk SİHA’sının ABD savaş uçaklarınca düşürülmesi, (böyle bir olayın benzerinin NATO tarihinde görülmemesi), F16’ların revizyonu ve satın alma opsiyonu, İsveç'in NATO üyeliği, Karabağ'ın Azerbaycan toprağı olması sonrası Ermenistan'la ortak tatbikat yapılması, Kıbrıs Rum Kesimi'ne silah ambargosunun kaldırılması, Dedeağaç'ta devasa askeri yığınak ve üslerin kurulması gibi...

Kısacası, manzara müttefiklik çerçevesine uymuyor, süreci takip edeceğiz.

QOSHE - Müttefiklik, Blinken, Hamas ve işgalci İsrail - Aytekin Coşkun
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Müttefiklik, Blinken, Hamas ve işgalci İsrail

3 1
10.11.2023

Hiçbir kural tanımayan İsrail’e karşı savunmasız Gazzeli siviller, bebekler, çocuklar, yaşlılar, kadınlar var. Dün itibari ile şehit sayısı 10 bini geçti, insani değerler ayaklar altında. Şartsız olarak bu soykırıma destek veren ABD, Almanya, Fransa, Kanada ve İtalya gibi sözümona medeni ve her zaman insan haklarını dilinden düşürmeyen bu ülkelerin liderleri sınıfta kaldılar. ABD dış işleri bakanı bir Yahudi olarak İsrail’i ziyaret ettiğini itiraf ederken, taraf olduğunu açıkladı. Blinken'in bu tavrı 10 yıl sonra ABD başkanı olması ile taçlandırılır. Bu kadar sadık başka bir kişilik ise şimdiki başkan Biden. O da bundan 15 yıl öncesinde aynı sadakati göstermişti ve şimdi ABD başkanı.

Ortadoğu’da "bu savaşa karışmayın" tehditleri savurarak susturduğu liderler de sınıfta kaldı, Katar hariç. Mısır, Ürdün, Suriye, Lübnan, İran, BAE ve diğer ülkeler sağlam bir duruş sergileyemediler. Türkiye garantör ülke olma şartını öne sürerken, 1-Acil ateşkes ilan edilsin 2- İnsani yardım koridoru açılsın 3- İki devletli çözümün önü açılsın formülünü ifade etti, yeterli mi?........

© Yeni Asya


Get it on Google Play