Tahran’dan sözkonusu saldırıyla İran’ın hiçbir bağının olmadığının defalarca bildirilmesine karşı, özellikle Biden’le Beyaz Saray’dan “saldırının İran destekli gruplar tarafından gerçekleştirildiği”nin ısrarla iddia edilip “yeri ve zamanı kendileri tarafından tayin edilecek misillemede bulunacakları” tehditlerinin savrulması, körüklenen tahriki ele veriyor.

Keza Fas’tan Afganistan’a yirmi iki İslâm ülkesinin etnik ve mezhebi tefrikalarla bölünüp parçalanmasını esas alan “büyük Ortadoğu Projesi (BOP)”nin peşine düşen ve her halûkârda İsrail’e arka çıkıp Yahudi Lobisiyle çalışan bazı Cumhuriyetçi senatörlerin, Biden’i “pısırıklık, korkaklık ve tâviz vermek”le eleştirip, peşinen “İran’a yıkıcı bir karşılık verilmesi!” çağrıları da aynı maksada yönelik.

Yine Pentagon’dan “her ne kadar saldırının doğrudan İran’dan geldiğine dair bir delil olmasa da silâh ve ekipman sağlandığı”nı ileri sürülmesi de aynı amacı taşıyor.

İSRAİL KAYNAKLI “TEZGÂH!”

Belli ki ABD’nin bölgede 17 askeri üssünün olduğu ve tam da ABD’nin bölgeden çekilme haberlerinin çıktığı sırada, Amerika’nın içinden ve dışından kimi mihraklar, uluslararası ifsad şebekeleri Amerikan ordusunun Suriye’den ve bölgeden çekilmesini istemiyor; “çekilemezsin!” mesajı veriyor.

Tahran’ın çatışmaların bölgeye yayılmasını istemediğini ifade eden İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Nasır Kenani’nin, bölgedeki “direniş grupları”nın karar ve eylemlerinde İran’dan talimat almadıkları”nı söyleyip, sözkonusu iddiaların arkasında “ABD’yi bölgede savaşa çekmek isteyen kesimlerin” bulunduğunu bildirmesi ve Hizbullah’ın da yapmadığı beyânı dikkat çekici.

Bu bakımdan, tıpkı 11 Eylül saldırılarının arkasında ABD’nin küresel hegemonya ve çıkarları uğruna Afganistan’ı işgaline “gerekçe” oluşturmak istendiği gibi, bu saldırının da ABD’nin bölgeden çekilmesini istemeyen İsrail kaynaklı bir tezgâh olduğu istifhamları artıyor.

Bütün bunların yanısıra İsrail’in yirmi altı bin sivilin katledildiği Gazze katliamını başlattığı 7 Ekim’den bu yana bölgedeki Amerikan üslerine ve tesislerine birçok saldırının olduğunu, ancak ilk kez Amerikan askerlerinin hedef alındığını nazara veren uzmanlar, saldırının Suriye topraklarında, Lübnan sınırında İsrail’in yanıbaşında yapıldığına dikkat çekiyor.

YİNE TUZAK KURULUYOR…

Saldırının bilhassa Uluslararası Adalet Divanı’nında yargılanan İsrail’in “soykırım”la suçlanıp dünya kamuoyu önünde iyice sıkıştığı bir ortamda yapılması da manidar.

Neticede, İran’ın saldırıları reddetmesine karşı Suriye üzerinden bir bölge savaşıyla “BOP’un hedefi”ne alan açmaya didinen İsrail ve Amerika içindeki mihrakların tahrikiyle Ortadoğu’nun ortasında İsrail’in koçbaşı olarak kullanıldığı bir bölge savaşını ateşleme tuzağı kuruluyor.

QOSHE - “Bölge savaşı” komplosu - Cevher İlhan
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

“Bölge savaşı” komplosu

5 23
01.02.2024

Tahran’dan sözkonusu saldırıyla İran’ın hiçbir bağının olmadığının defalarca bildirilmesine karşı, özellikle Biden’le Beyaz Saray’dan “saldırının İran destekli gruplar tarafından gerçekleştirildiği”nin ısrarla iddia edilip “yeri ve zamanı kendileri tarafından tayin edilecek misillemede bulunacakları” tehditlerinin savrulması, körüklenen tahriki ele veriyor.

Keza Fas’tan Afganistan’a yirmi iki İslâm ülkesinin etnik ve mezhebi tefrikalarla bölünüp parçalanmasını esas alan “büyük Ortadoğu Projesi (BOP)”nin peşine düşen ve her halûkârda İsrail’e arka çıkıp Yahudi Lobisiyle çalışan bazı Cumhuriyetçi senatörlerin, Biden’i “pısırıklık, korkaklık ve tâviz vermek”le eleştirip, peşinen “İran’a yıkıcı bir karşılık verilmesi!” çağrıları da aynı maksada yönelik.

Yine Pentagon’dan “her ne kadar saldırının doğrudan İran’dan geldiğine dair bir delil olmasa da silâh ve ekipman sağlandığı”nı ileri sürülmesi de aynı amacı........

© Yeni Asya


Get it on Google Play