Seçim öncesi telaş ve tehevvürde tezatlı ve garabetli ikrar ve itiraflar peşpeşe geliyor. Bunların başında Cumhurbaşkanı’nın seçim meydanlarında yüksek enflasyonla ekonominin yıkımı geliyor.

Daha önce “genel ekonomik göstergelerimiz gayet iyi, enflasyon düştükçe ekonomideki olumlu tablonun getirilerini çalışanlar ve emekliye daha iyi yansıtacağız” diyen Cumhurbaşkanı’nın birkaç gün sonra “verilen maaş artışlarının daha cebe girmeden nasıl eridiği”ni nazara verip “dipsiz kuyu misali ne verirsek verelim kaybolup gidiyor” hayıflanması ekonomide iflasın birinci ağızdan ikrarı.

Keza “Hayat pahalılığıyla boğuşurken önce enflasyonu kontrol altına almamız gerekiyor. Yılın ikinci yarısında enflasyon düşünce çalışan ve emeklilerimizin alım gücündeki düşüşü telafi edeceğiz” vaadi de TÜİK’in yüzde 64 olarak gösterdiği, ancak gerçekte en az iki katı enflasyonun örtülü ifadesi.

Aslında Cumhurbaşkanı’nın “Yatırım bütçemizin tamamını, eğitime veya sağlığa ayıracağımız bütçenin tamamını tahsis etsek bile yetmeyeceği”ni tekrarla daha önce defalarca ertelediği gibi yeniden ertelenmesi işin içyüzünü ifşa ediyor.

Görünen o ki Hazine ve Maliye bakanlarının enflasyonu öteleme taktiği güdülüyor. Bundandır ki “enflasyonunun düşeceği”, özellikle “tek haneye ineceği”ne dair “müjdeler” ihtiyatla karşılanıyor.

Anlaşılan, ekonominin düze çıkması, enflasyonun düşmesi de “dipsiz kuyu”ya dönüşmüş; verilen bütün vaadle kısa zamanda kaybolup gidiyor.

“Bu bahar, bu yaz, bu sonbahar” kısırdöngüsü devam ediyor.

TESBİT

Çöküşün ikrarı

Bir başka çarpıtma, Cumhurbaşkanı’nın miting meydanlarında “can yakan enflasyonun hayat pahalılığıyla boğuşuyoruz” cümlesi yanlış ve ufuksuz ekonomi politikalarının çöküşünün ikrarı.

Ne var ki yine “dünyanın her yerinde olduğu” sözüyle sanki Türkiye’de son yıllarda özellikle gıdada yüzde 400’lere varan enflasyon bütün dünyada varmış yanıltması her haliyle sırıttı.

Zira TÜİK’in “tepede tâlimatlı” baskılı rakamlarıyla bile Türkiye’de hız kesmeyen enflasyon dünyada dördüncü, Avrupa’da birinci. Dünya enflasyon sıralamasında iç kargaşa ve kaostaki Güney Amerika ve Afrika ülkeleri Venezuela ve Zimbabve kategorisinde. Gerçek enflasyonda, yüzde 77.3 enflasyonlu Küba, yüzde 66.2 enflasyonlu Zimbabve, yüzde 61.5 enflasyonlu Surinam’ın da gerisinde.

Bu bakımdan daha önce de sarf edilen Türkiye’deki yüksek enflasyona karşı Cumhurbaşkanı’nın “bizi kıskanıyorlar” dediği AB ülkelerinde enflasyon yüzde 4-7 arasında tek rakamlarda. Yani Türkiye’deki resmi enflasyon dahi Avrupa’dakinin en az on katı. Savaş halindeki Rusya ve Ukrayna’da bile enflasyon yüzde 15-20 arasında.

Bütün bunlar iktidardakilerin dünya ile enflasyon kıyasını geçersiz kılarken, dünyanın gözü önünde ekonomideki çöküşün en üst düzeyde tesbiti ve kabulü olarak kayıtlara geçiyor.

İBRET

“İsrail’e barut ve silâh aksamı sevki”

Bilindiği gibi 7 Ekim’den sonra İsrail’in Gazze’ye saldırılarının en şiddetli olduğu Kasım ayında “İsrail’le ticaretin zirve yaptığı”nı bildiren TÜİK, “Türkiye’den İsrail’e silâh ve mühimmata ilişkin ‘ateşli silâhlar, rovelver ve tabancalara ait aksam ve parçaların sevkedildiği”ni açıkladı.

Ardından İsrail’in ihtiyacı gıdanın yüzde 55’inin yanısıra silâh yapımında kullanılan demir-çelik, çimento, petrol ve jet yakıtına ek olarak Mescid-i Aksa’yı çevreleyen tonlarca çelik dikenli telin gönderildiği bildirildi.

En son TÜİK’in sitesindeki Gümrük Tarife Cetveli’nin “dış ticaret istatistikleri”deki sınıflamasına göre “dış ticaret (fasıl-ülke)” bölümündeki 99 maddelik listenin 36. maddesinde “barut ve patlayıcı maddeler, pirotekni mamulleri, kibrit, piroforik alaşımlar, ateş alıcı maddeler” ile 93. maddede “silâhlar ve mühimmat, bunların aksam, parça ve aksesuarı”nın yer aldığı bilgileri “İsrail’e barut, silâh ve silâh parçasının ihracatını resmen tescillendi.

Bu bakımdan, parti mitinglerinde Cumhurbaşkanı “Gazze’de oluk oluk akan Müslüman kanı karşısında kör, sağır kesilenler”i kınarken, Ticaret Bakanı’yla bazı iktidar partisi yöneticilerinin resmi belgelerle belgeli “İsrail’le ticareti” göz göre göre “inkâr”la saptırmaları ibret verici oldu.

HAFTANIN SÖZÜ

“Biz bugüne kadar milletimize asla yalan söylemedik, milletimizi asla aldatmadık, yapmayacağımız işleri vaad etmedik…”

Recep Tayyip Erdoğan (Cumhurbaşkanı)

KISACA

“Hangi adayda yığılma olursa…”

“Seçmen, siyasi partilerin iç bünyelerindeki tartışmaları, öfkeleri, sıkıntıları aşarak doğru noktalarda doğru adaylarla hareket etme kabiliyetini kazanmış. Stratejik bakışla kim nerede, hangi partide, hangi adayda yığılma olursa, hangi partinin adayı kuvvetli ise, öne çıkmışsa oradaki umudizasyona destek verecektir. Partiler kendi teşkilâtları üzerinden bu desteği verecektir…”

Gültekin Uysal, DP Genel Başkanı (İpek Özbey, Sözcü Tv, 25.1.24)

QOSHE - “Dipsiz kuyu” itirafı... - Cevher İlhan
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

“Dipsiz kuyu” itirafı...

6 2
30.03.2024

Seçim öncesi telaş ve tehevvürde tezatlı ve garabetli ikrar ve itiraflar peşpeşe geliyor. Bunların başında Cumhurbaşkanı’nın seçim meydanlarında yüksek enflasyonla ekonominin yıkımı geliyor.

Daha önce “genel ekonomik göstergelerimiz gayet iyi, enflasyon düştükçe ekonomideki olumlu tablonun getirilerini çalışanlar ve emekliye daha iyi yansıtacağız” diyen Cumhurbaşkanı’nın birkaç gün sonra “verilen maaş artışlarının daha cebe girmeden nasıl eridiği”ni nazara verip “dipsiz kuyu misali ne verirsek verelim kaybolup gidiyor” hayıflanması ekonomide iflasın birinci ağızdan ikrarı.

Keza “Hayat pahalılığıyla boğuşurken önce enflasyonu kontrol altına almamız gerekiyor. Yılın ikinci yarısında enflasyon düşünce çalışan ve emeklilerimizin alım gücündeki düşüşü telafi edeceğiz” vaadi de TÜİK’in yüzde 64 olarak gösterdiği, ancak gerçekte en az iki katı enflasyonun örtülü ifadesi.

Aslında Cumhurbaşkanı’nın “Yatırım bütçemizin tamamını, eğitime veya sağlığa ayıracağımız bütçenin tamamını tahsis etsek bile yetmeyeceği”ni tekrarla daha önce defalarca ertelediği gibi yeniden ertelenmesi işin içyüzünü ifşa ediyor.

Görünen o ki Hazine ve Maliye bakanlarının enflasyonu öteleme taktiği güdülüyor. Bundandır ki “enflasyonunun düşeceği”, özellikle “tek haneye ineceği”ne dair “müjdeler” ihtiyatla karşılanıyor.

Anlaşılan, ekonominin düze çıkması, enflasyonun düşmesi de “dipsiz kuyu”ya dönüşmüş; verilen bütün vaadle kısa zamanda kaybolup gidiyor.

“Bu bahar, bu yaz, bu sonbahar” kısırdöngüsü devam ediyor.

TESBİT

Çöküşün ikrarı

Bir başka çarpıtma, Cumhurbaşkanı’nın miting........

© Yeni Asya


Get it on Google Play