Bu durum, öncelikle mübârek Ramazana girerken bir türlü ateşkese râzı olmayıp, 7 Ekim’den bu yana aralıksız bombardımanlarla sürdürdüğü ve Ramazanda da tam bir vahşet ve zulümle devam ettirdiği Gazze katliamında 13 bini çocuk 32 binden fazla Filistinliyi katleden İsrail’e karşı kırılganlıkta görülüyor.

TÜİK’in açıklamasıyla silâh yapımında kullanılan gemiler dolusu demir ve çelik gibi stratejik maddelerin yanısıra “Türkiye’nin İsrail’e ihraç ettiği ürünler”de “93. fasıl altında “kişisel amaçlı spor av vb. amaçlı” denilerek “silâhlar ve bunların aksam parçalarına ilişkin ürünler”in gönderilmesiyle itiraf edilirken, ekmek almak için sıra bekleyen mâsum insanları dahi öldüren İsrail’e karşı Cumhurbaşkanı’nın “on beş yıl önce katillerin yüzüne ‘one minute’ derken nerede duruyorsam bugün de aynı yerde dimdik duruyorum” sözünü hükümsüz kılıyor.

İSRAİL’E KIYAK ÜSTÜNE KIYAKLAR SUNULDU…

Zaten “one minute”ten hemen sonra Erdoğan’ın “İsrail Cumhurbaşkanı’na değil, moderatör”e çıkıştığı” ifadesiyle daha baştan çarkedilmişti. Ve AKP iktidarında Ankara’nın, İsrail’le her türlü ekonomik, ticarî, savunma sanayii anlaşmalarını, silâh alımı ihâlelerini sürdürmesi “one minute”yi boşa çıkarmıştı.

Bununla da kalınmayıp sulamadan tohumculuğa, turizmden telekomünikasyona, güvenlik ve çevreye uzanan geniş “ekonomik mutâbakat zabıtları ve ticari anlaşmalar, savunma sanayii ve silâh alımı ihaleleri arttırıldı. İsrail’le ticaret kat kat arttı.

Ankara, İsrail’le İsrail’le istihbarat işbirliklerini derinleştirdi. Bir yandan Türkiye’nin “blokajını çekmesi”yle İsrail ordusunun NATO tatbikatlarına katılması sağlanırken, Telaviv’in uzun yıllardır peşinde olduğu NATO üyeliğinin önü açıldı.

Suriye kapısı yerine İskenderun’la Hayfa arasında ro-ro seferlerinin resmen başlatılması, Kuzey Irak Bölgesel Yönetimi’nin hortumladığı bütün ülke halkının ortak malı petrolün İsrail’e sevkiyle “one minute”nin hiçbir hükmü kalmadı.

En büyük kırılganlık, 31 Mayıs 2010’de İsrail askerlerinin Gazze’ye insânî yardım malzemesi taşıyan Türk Bayraklı sivil “Mavi Marmara” yardım gemisine uluslararası sularda saldırdığı kanlı baskınla on vatandaşımızın katledildiği Mavi Marmara olayında katillerin sorgulanıp yargılanması dâvâlarından resmen cayılmasıyla sergilendi.

Resmî Gazete’nin 1 Eylül 2016’da yayınlanan 6743 sayılı “Türkiye Cumhuriyeti ile İsrail Devleti Anlaşması”nın ilk maddesinde, “İsrail hükûmetinin ve askerlerinin hiçbir cezâî ve hukukî sorumluluk taşımayacağı” teminatı verilerek maktullerin âilelerinin Türkiye’de ve Uluslararası Adalet Divanı’nda açtıkları cezâ dâvâları tasfiye edildi.

YİNE HİÇBİR CİDDİ VE ETKİLİ YAPTIRIM YOK

Ve son vetirede BM aracılığıyla gönderilen iki bini aşkın TIR ve binlerce kamyonun açlık içinde kıvranan Gazze’ye sokulmayıp Refah kapısında bekletildiği, Ürdün gibi komşu ülkelerden havadan atılan gıdaların yetersiz kaldığı vartada, Türkiye’den yüzlerce ton meyve sebze gönderilmesiyle İsrail’in beslemesi “one munute”yi yerle bir etti.

Ve İsrail’in Suriye’nin Golan tepelerini işgaline suskun kalınırken; Trump’ın Doğu Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak tanımasıyla Amerikan Elçiliğinin Kudüs’e taşınmasına, Yahudi damadının siyonist işgali genişletip kalıcılaştıran “yüzyılın plânı”yla Kudüs’ü ve Filistin’i “Yahudileştirme operasyonları”na karşı hiçbir ciddi ve etkili yaptırıma başvurulmazken, Cumhurbaşkanı’nın “one minute” hatırlatması basit bir siyasi propagandanın ötesine geçmiyor.

“Terör devleti!”, haydut devlet!”, “ey katil, zâlim İsrail!” çıkışları havada kalıyor.

QOSHE - “One minute” de berhava… - Cevher İlhan
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

“One minute” de berhava…

10 60
13.03.2024

Bu durum, öncelikle mübârek Ramazana girerken bir türlü ateşkese râzı olmayıp, 7 Ekim’den bu yana aralıksız bombardımanlarla sürdürdüğü ve Ramazanda da tam bir vahşet ve zulümle devam ettirdiği Gazze katliamında 13 bini çocuk 32 binden fazla Filistinliyi katleden İsrail’e karşı kırılganlıkta görülüyor.

TÜİK’in açıklamasıyla silâh yapımında kullanılan gemiler dolusu demir ve çelik gibi stratejik maddelerin yanısıra “Türkiye’nin İsrail’e ihraç ettiği ürünler”de “93. fasıl altında “kişisel amaçlı spor av vb. amaçlı” denilerek “silâhlar ve bunların aksam parçalarına ilişkin ürünler”in gönderilmesiyle itiraf edilirken, ekmek almak için sıra bekleyen mâsum insanları dahi öldüren İsrail’e karşı Cumhurbaşkanı’nın “on beş yıl önce katillerin yüzüne ‘one minute’ derken nerede duruyorsam bugün de aynı yerde dimdik duruyorum” sözünü hükümsüz kılıyor.

İSRAİL’E KIYAK ÜSTÜNE KIYAKLAR SUNULDU…

Zaten “one minute”ten hemen sonra Erdoğan’ın “İsrail Cumhurbaşkanı’na değil, moderatör”e çıkıştığı” ifadesiyle daha baştan çarkedilmişti. Ve AKP iktidarında Ankara’nın, İsrail’le her türlü ekonomik, ticarî, savunma sanayii anlaşmalarını, silâh alımı ihâlelerini........

© Yeni Asya


Get it on Google Play